..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Güzel birşeyin fazlası harika olabilir -Mae West
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Alaettin Işık




17 Ekim 2003
Sevgiyi Yaşamak  
Ben mi? Sevgiyi çok geç de olsa yakalayabildim.

Alaettin Işık


Sevgiden kaçılmaz, eninde sonunda gönül kapınızı çalacak ve mutlaka kendini hissettirecektir. Belli bir zamanı da yoktur ayrıca, ne zaman ve nerede karşılaşacağınızı bilemezsiniz..


:BJHI:
           Yaşadığımız  toplumun,  en  çok  göze  çarpan  yerleşik  özelliklerinden  maddeleşme; İnsanların  birbirine olan  dayanışma ve sevgiyi   yaşayabilme  gibi  olgularına  set  çeken  bir unsurdur.  Sevgi olgusu,  maddenin  esaretinden  kendini  kurtarabilmiş,   ruhumuzun yegane sığınağıdır. Sevgi;  gözle görülmez, elle dokunulmaz,  sadece  hissedilir.  İnsan yaşamına güç verir. İnsanın,  insan olabilmenin doğal bir ürünüdür.. Onu bulmak ve  onunla bütünleşmenin tek bir yolu, insanın kendi iç dünyasıdır. O halde, sevgiyi bulup görebilmek  insanın kendi iç dünyası ile barışık olmayı gerektirir. Bu,  başarıldığında onu görüp  algılayabiliriz.
            Sevgi, sezmek, sezebilmektir. Filizlenmesi için ise egonun olmadığı bir ortam gerekir. Örneğin biz anne ve babaları göz önüne alalım. Çocuklarımızı  çok  severiz  şüphesiz.  Onlar adına neler yapmayız, canımızı bile  verebiliriz.. Ömür  boyu   onları   kendi   düşüncelerimiz paralelinde görmek isteriz. Oysa  bu  şekilde  istemeden onlara kötülük  yaparız.  Neden mi? Tamamen  kendi egolarımızın tatmini arzusundan, onların   kişiliklerini    reddederek   kendi  uydumuz  haline getiririz.   Kendi  açmazlarımızın  ve   egolarımızın   tatminini  onların  var oluşlarında ararız, kendi yetmezliklerimizi çocuklarımızın kişiliğinde yenme  arzusu  sizce de kendi egosal görüntülerimiz değil midir? Anne babaya güdümlü ve sürekli yönlendirmeye yatkın  bir  nesil   yetiştirmenin,  evlat  sahibi  olma  coşkusu  ile  bir  bağının  olmadığını düşünmekteyim.
            Sevgide  ayırım,  yönlendirme  ve  şartlandırma  olmamalıdır.   Sınırsız  bir   sunuşla gelmelidir. Zengin, fakir güçlü, güçsüz, güzel, çirkin gibi zıtlıklardaki  insanları aynı kefeye koyarak aynı hoşgörü ile değerlendirebilme  erdeminin gösterebilmesidir sevgi.
            Dünyada bütün zenginliklere ve servetlere sahip olabilirsiniz. Bu nitelikler,  dünyevi ölçülerde insana sunulan emanetlerdir..Oysa Sevgi, insana sonsuza dek sunulan bir servettir. Bir kez kazanılır, bir daha değeri yitmez ve aksine her geçen gün artar. Hayatımızın aydınlık, huzur ve mutluluğu sonsuza dek devamını sağlayan  en önemli güçtür.  Ölümden  sonra  bile herkese yansıyışını sürdürebilen yegane duygudur sevgi. Kesintisiz mutluluk aracı olmakla birlikte, dünyanın en çok sömürülen ve kötüye kullanılarak yıpratılan bir duygudur aynı zamanda.
            Yaşam yolunda en büyük rehberdir sevgi.   Ancak,  ona  ulaşabilmek  için  sevmesini bilmek gerekir. Sevmeyi öğrenen insanın hakkıdır sevilmek. Herkese özünüzden kaynaklanan sevgi  dolu  bakışlarla  baktığınızda,  sevilme  coşkusunu  da  yaşayabileceksiniz..Seven insan, bilinçli olarak acı çektirmez sevdiğine. Çünkü, birlikte ağlanır  ve   birlikte  gülünür.Adeta iki ayrı yarımın eksiksiz ve mükemmellik içinde tamamlanmasıdır. Çünkü sevgi mükemmelliktir.
            Sevgi   gerçekçilik  ve  yürekliliktir  aynı  zamanda.  Seven,   sevdiğini   yargılamak durumunda  kalsa  dahi  sonuç  ne  olursa  olsun  sevgi  bağı  yara  almayacaktır.  Bu  sonuçlar nedeniyle  belki üzüntü ve burukluklar yaşanabilir,ancak çok kısa zamanda tüm bu olgular da sevgi potasında eriyecek ve anlayışa dönüşecektir. Özdeki ilahi kaynak olduğundan, özün dışa yansımasıdır.
            Birbirini  seven  iki  insanın  birbirine  sunabilecekleri en büyük ödül yine kendileridir insan sevdiğinden korkar, çünkü sevginin içinde saygı da vardır. Bu sevgi ve saygı ile sevilen, ürkütülmekten, gücendirilmekten ve üzmekten korkulur.
            Sevgi, kadınla erkek arasında ilk hissedilen ve etkisiyle adeta iki bedende bir ruh şekli ile ortaya çıkan, birbirlerini tamamlama, düşüncelerinde, hareket ve beklentilerinde sanki bir olmuş ve hep bir kalacakları iddiasındaki insanların yarattığı tutku silsileleridir.
                    Sevgiden kaçılmaz, eninde sonunda gönül kapınızı çalacak ve mutlaka kendini hissettirecektir.  Belli bir zamanı da yoktur ayrıca, ne zaman ve nerede karşılaşacağınızı bilemezsiniz.. Sevgiyi aşk kademesine getirdiğinizde hem duygu hem coşku ve hem de tutkuya sahip olabilirsiniz. Ancak sevgi özen ister, sevilmek için ise önce hak etmek gerekir. sahiplenmekten ziyade paylaşabilmektir. Kısaca  SEVGİ  SEVGİYİ YAŞAMAKTIR..
            Ben mi, Sevgi’yi  çok geç de olsa yakalayabildim ve öylesine bir sevgi ile yaşıyorum ki, aşk mertebesinden de tutkudan da öte, sahi tutkudan sonraki duygunun adı ne idi?
 A.IŞIK   27/09/2003

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Kutluyorum
Gönderen: Nesrin / İzmir
20 Ekim 2003
Sevgi ancak böylesine güzel anlatılabilirdi, geç de olsa o sevgiyi yakalayabilmişiniz ya, tebrikler sn.Işık...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sevgini Buldum [Şiir]
Hani [Şiir]
Sultanım Ol [Şiir]
Seni Buldum [Şiir]


Alaettin Işık kimdir?

11. 04. 1948 Buca/İzmir doğumluyum. İlk Öğrenimimi İzmir Bayraklı'da, Orta ve Yüksek öğrenimimi Ankara'da tamamladım. A. İ. T. İ. A. İşletme/Muhasebe bölümü mezunuyum. 1976-1992 yılları arasında bir Kamu Kuruluşunda memuriyet yaptım. Sonra emekli oldum. Evli ve iki çocuk sahibiyim. Halen Serbest Muhasebeci Mali müşavirlik yapmaktayım.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Alaettin Işık, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.