Bir dokunuşla
Yamalanır mı aşk yaraları?
Hatta sakat çocukların
Uçurtmaları kadar renkli olabilir mi
Hayatımızın kırıklarından yeşeren
Yeni sürgün korkular...
Çözülmüşken aşkın düğümü
Ve yutkunurken
En ölümsüz aşıklar,
Sıradan bir ateş böceği gibi
Yanabilir mi hala
Yüreğinin en gizli sığınaklarındaki
Küflü ışıklar.....
Ellerin diyorum;
Bir albatros kanadı gibi genişlemeli aslında
Göğüs kafesimde.
Ama yetmez
Ciğerime sinen
Tütün kokularındaki
Alaycı zehri sindirmeye...
Belki de en güzeli;
Gel geç akıllı
Bir yengecin
Kırılmış kıskacı gibi
Sakat durmak yaşamın kıyılarında.
Ya da aynalar kadar
Kapsamlı olmalı
Gecenin kararmış bakışlarında...
Aslında çok uçucu bir sevişmenin
Tam ortasındayken kesilmeli
Aşkın görünmeyen yüzü
Ve kanamalı;
Yarım kalmış hikayemizin
Kırgın gülüşü.....