..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Anka kuşu gibi yalnızlığı adet edin! Öyle hareket et ki, adın daima dillerde dolaşsın ama seni görmek olanaksız olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Düşler > nurtaç yılmaz




25 Ağustos 2003
gece yolculuklarım, düşlerimle eski şehirlere  
Bir tek anlatmadığım beni sarıp sarmalayan sıcacık yüreğin olacaktı. (çünkü hiç olmamıştı öyle bir y

nurtaç yılmaz


Dertleşmek istedim sizlerle, razılığım ve isyanım var sessiz sedasız.


:BDFJ:


Düşlerimde bir yol var ki dostlar çıkıpta dönülmeyecek cinsten. Öylesine mahzun, ışık yoksulu bir gecenin koynunda kendinden yanmalı kandillerle yarışa yarışa istikamet belirlemeden cebimde de beş kuruş para yokken ümitlerimle, sevdamla ve inatçı sadakatimle eski şehirlere bir çift göz uğruna giderim de ancak sabaha değin dönerim dostlarım. Hasreti yakar oldu içimi, yokluğunu yatağa girip ışığımı kapattığım an yüreğime vurur oldu gece, sesinden de mahrumum uzun zamandır. Gece yolculuklarım hep bu sebeplerden, başkalarının sandığı gibi uçarı, deli, enteresan olduğumdan değil yani biline. Bu ölüm yada yokluk adı her ne ise nasıl bir şey ki bu kadar derinden kanatır yüreği ve yapayalnız savunmasız bırakır insanı diye sorsam cevap alırmıyım ki yada aynı dertten muzdaribiz diyen biri çıkarmıki içinizden. Toprak olsa üstüne örtülen, tırnaklarımla kazırım bıkmadan usanmadan bilirsiniz, olmazsa ben de toprağa karışacağım günün ümidiyle yaşarım işte yaşamak denirse bir nevi ölüm benimkisi, hasreti içimde sıcacık kan çünkü. Herşey nafile, etten duvarlar varken beyaz gül teninde ancak gece yolculuğu ve vuslat düşleri kurmak düşer payıma gözleri uğruna. Razılığım ve isyanım var sessiz sedasız. Sıcacık kan yüreğimi bulandırmakta ya yine de kendimi avutmaya çalışıyorum uzakta da olsa var diye ama yetişmez oldu tesellilerim hasretime. Ölümün bile benden uzak olacak, belki haberim dahi olmayacak yani ben en azından sesini duyma ihtimalim var derken sesin bir kır çiçeği olmuş olacak toprağa karıştığından, kim bilir? Sesimi dahi duyuramaz oldum ya isyanım bu yüzden yani çaresizliğimden. Varsın ya kavuşma ümidin içimde olsun yine etten duvarlar sarsın seni yeter ki sağ ol razıyım hasretliğe desem de ... Anlam veremiyorum sana ve yüreğimdeki duruşuna o nasıl duruş ki ne beri gelmeyi ne de öte gitmeyi bilir. Ölümüm sensizlikten olacak bildim. Boğazımda beklettiğim, hasretimin böğrüne konduracağım kocaman bir yumruk var. Sesin kaldı bir tek geriye, öyle derinden ve uzak. Yüzünü unuttum zaten, hasretinle dost oldum olalı. Kızgınım bütün sevdamla sana. Bil istedim.
Yüreğim almaz artık başka sevdaları, kandıramam ki başkalarını da yüreğimdesin diye, senide anlatamam öyle ulu orta, başka yüreklere mahremsin çünkü. Evlen artık diyen herkese de düşmanım hele yaşın geldi geçiyor birini sevmelisin diyen yaş ile sevda arasında orantı kurmaya çalışan müteahhit beyinlilere ise kılım. Bak yine sinirlendim:( Evlenmiyorum var mı itirazı olan? Sevmeden, sevildiğimi bilmeden hele de mutlu edeceğime ve mutlu olacağıma inanmadan asla! Vallahi kapris değil yaptığım olmaz kardeşim olmaaaz niye ısrar edip durursunuz da beni hasta edersiniz. Zaten ‘hayır’ deme özürlüyüm ‘olmaz’ diyene kadar akla karayı seçtiriyorsunuz bana.
Olmazki ama ya! ne güzel gece yolculuklarımı anlatacaktım dostlarıma; düşlerimi, düşlerimdeki ellerini, biçimli dudaklarını, kirli sakalını, şefkatli sesini ve en çokta rengini hala bilmediğim gözlerini... Bir tek anlatmadığım beni sarıp sarmalayan sıcacık yüreğin olacaktı. (çünkü hiç olmamıştı öyle bir yürek!) Keyfim kaçtı şimdi, zaten özlemişim seni buram buram, neyse artık başka zaman...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: l
Gönderen: levent turan / Çankırı/Türkiye
1 Şubat 2006
Keşke hayalindeki sevgiliyi bir kenara atıp devam edebilseydin herşeye eminim o zaman daha az acı çekerdin bütün insanlar gibi, çünkü hayatımızdaki en güzel şeyler (aslında birçoğu güzel olmadıkları halde) hayal ettiklerimizdir ve hiç bir şey onlardan daha güzel değildir.

:: düşlerin yüreğin kadar
Gönderen: KEMALCAN / istanbul
27 Ağustos 2003
dertleştirdin beni.karamsarlığın düşlerle alakası yok.belli.işin yazın tarafı ne haddime.son paragraf ta güldüm hakverdim.yazı güzel. sevgi ve saygılarımla...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın düşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
mor kanatlı kelebektin...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sadece Merhaba Demek İstedim...
Seni düşünürken uyuya kalmışım, tutulmuş her tarafım; sana!
Ölmeee Vedat Bey Ne Oluuuur….
Kavuşmak Değildi Hayalim Karşılaşmaktı Sadece…
adsız zamanlar ve kayıp kahramanları düşümde
Aynı şehirde, yine senden uzakta, yine sensiz;
günahlarıma af arıyorum vergilerim ceza almakta...
Mevlevi Soluk
sana... sonkez
Gözlerinin gölgesinde Ankara;

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ebedi gönül dost’uma; [Şiir]


nurtaç yılmaz kimdir?

Çeyrek asırlık ömrümün kısmen özeti; Dönüşü yok yaşamın, kaçışı da. Her şeyde olduğu gibi küçük hileleri var sadece. Yarından kaçmak için bugününü boş bırakmamalısın, bugüne yarını yaşarken geçmiş dense de yarınının yarını şimdilik zaten boş, belki de hiç yok, unutma! “Yaşam üç gün dört gün bile değil” zikrin olsun her kötülükle karşılaştığında ve kötülük yapmak istediğinde. Dünyaya tek geldim, tek yaşıyorum, tek ölücem ve her daim dost’um, vekilim Allah-u Teala’dır demeyi ihmal etme, terk edildiğinde. Yaşadıklarını yazarken de kurşunkalemle yaz ki yaşanılanları silemezsin ama yazdıklarını silmek rahatlatır seni, denemelisin. Hedefin; gökyüzüne son kez baktığında maviyi, yaşamına baktığında sadece iyilik ve hüzünlü de olsa mutlu yüzler görmek olsun. Bir daha severken de bekleme sakın, yaşamı zevkli kılacak son şansın belki. Gökten melekler damla damla inerken, otobüs kuyruğunda üşümüş ellerini yüreğinle ısıtmak en güzel bir önceki günün olsun hem de her gün.

Etkilendiği Yazarlar:
mevlana..


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © nurtaç yılmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.