Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei |
|
||||||||||
|
Bu bilincinin bildiği herhangi bir kelimeyle sana tasvir edilemeyen bir yerde, bir görüşme geçmektedir; Şeytan ve Yaradanı arasında. “Asırlardan sonra nedir tekrar kitapta yer almamızı sağlayan? Yeniliyorsun, önde olduğumu gördüğün için birini daha mı göndermektir niyetin? Göster bakalım kimi seçtin?” diye bildiğinden emin, konuştu Şeytan. Şeytanın bilincine, onun varlığının kimliğiyle ilgili herhangi bir bilgi vermeden, “onu” dedi Yaradan, “onu seçtim ki göstersin, onu seçtim ki anlatabilsin, artık ‘ben’i anlasınlar diye seçtim onu” diye ekledi. “Oyun bitsin”, dedi Şeytan, Yaradanına baktı, görmesine izin verilebileceği kadarını ‘gördü’ yine, “bu son olsun, daha öncekileri de bildim ve şu anda mahvoluşun eşiğinde yarattığın dünyan, bu sefer ki de başaramazsa ilan edeceğiz galibi, hala anlamadılar senin neler olabildiğini, anlamalısın kurtaramayacaksın, kendi sıfırlıklarını halen üstünde görmekteler, ve ben, bunu sağladığım için övünebilirim yanında. Benim, senin insan ırkı diye yarattığına tapmadığım için attığını söyledin tüm kitaplarında, bak işte Yaradan yarattığına bak, insan seni haksız çıkaracak olan tek varlık olacak artık buna inan ”. Yaradan Şeytanına ‘baktı’.... ve kendileri için yaradılanların tadını nasıl alacaklarını şaşırmış olan insanları ‘düşünerek’, “senden sonra gelen bilinç verdiğim yaratık olan insan, onun erkeği, ve sistemlerinin çöküşü ve bunun yazılmasıyla uyanacak, sen de bunu bilenlerden ol Şeytan” diye konuştu. “O halde ben de senin seçtiğini seçtim, seçilenin kalbine saf iyiliğini koyamayacaksın, ben de onun sayesinde insanlara, ruhlarının içinde bir yerlerde benim de varolduğumu ve her zaman varolacağımı anlatacağım. O’na iyiliğin kötülüksüz olamayacağını anlatmak için ben de seçtiğinin hep yanında olacağım” diye Şeytanca gülümsedi Şeytan . “Senin gibi düşünenlerin çoğaldığını ‘görmekteyim’, seçtiklerimi benden üstün tutup birbirlerini öldürdüklerini hep ‘bilmekteyim’ ve bu sebepten ‘meleğim’ Şeytan, doğruları anlatmakla seçtiğim bu insan istediğin gibi son kişi olacak, bunu da anlamazlarsa sonu getirmekte kararlıyım”, dedi Yaradan şaşırmış Şeytan ile iletişim kurarken. Bir süre, bir düşünce geçmedi Şeytanın ‘kafasından’. Bu son olacak diye düşündü sonra. Ve insan kayıtlarında bulunan tüm eski bilge kitaplarında bu gelenin son olması gerektiği zaten bildirilmişti. Yaradan sonu getireceğini, hep söylemişti. Yine de Şeytan, herkesi kötü bildiğinden ve sözden dönülmesini bir hak gibi gördüğünden, Yaradanın insanları ilk dünyaya indirdiğinde kendisine verdiği bu sözden dönmesini bekliyordu. Bu sebeple söz doğrulanınca şaşırmıştı. “Görelim bakalım o halde şu yeni seçileni, bu sefer ilk kimlere anlatacak derdini,” diye sordu daha sonra Şeytan. Yaradan kötü meleğine ‘baktı’, ve gösterdi “Onu seçtim” dedi yeniden, “Onu seçtim çünkü tapılmayacak biri o, insanlara benim gibi olun diyemeyecek biri o, doğruyu bilmelerini anlatacak kadar bildirilip sorgulanamayacak kadar cahil bırakılacak olanı seçtim”. O esnada anlatıcı olacak olan bildirildi Şeytanın vücutsuz varlığına. Bildirilen karşısında Şeytan: “Bu şekilde de yapsan, onun gibi birini seçip de anlattırsan, insan anlayamayacak içlerine kendini yerleştirdiğini, ben bildirmeyeceğim onlara bunu, insanoğluyla birlikte yarattığım sistemde yerin yok artık senin, dünyayı bana bırak Yaradan, kazanan benim, artık çekil git aramızdan” diye konuştu. Sustu. “Anlatıcınla buluşmaya gitmekte kararlıyım Yaradan, kitap yazılacak ama ben hep içinde olacağım, bu benim kitabım olacak senin olduğu kadar” deyip inmeye karar verdi Şeytan. “Hemen değil saygısızlık saçan! elleyemeyeceksin onu, 30una kadar dokunman mümkün olamayacak, zaten o beni her şeyi bildikten sonra anlayacak”, diye ‘gülümsedi’ Yaradan, ve gülüşüyle o an bir nehir fışkırdı, Osmanlı’nın ilk varolduğu topraklardan. Oluşan nehri gördü Yarananıyla iletişim kuran, baktı, bunun yeni gelenin işareti olduğunu bildi. “Sen öyle SAN!”, dedi kötülük dağıtan, ve tanımak için yeni geleni, dünyaya vücutsuzluğuyla geri geldi. O ‘gülümsedi’ ardından, melek şeytan acele ederdi, kendini anlatacak olanı düşündü, mutluluk bilmelerini sağlayacak olanı, gülümsetecek olanı, ayna olanı düşündü. Dünyanın sonunun nasıl olacağını bile düşündü. “Bilincin yok edilemeyecek gücüne saygımdan, kendi yarattıklarıma sevgi duymamdan, ve sen insan, ne okuduğunu anladıysan bu son hikayeye hazırlan”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Eray, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |