En bilge insanlar bile arasıra bir iki zırvadan hoşlanırlar. -Roald Dahl |
|
||||||||||
|
Annemin beni sevdiğini düşünerek yaşadım her zaman. Asla aksini düşünmedim, bu yüzden en çok veren bendim, her zaman en fedakâr bendim, en çok ben yaşadım onun için, bazen beni bir yaz yağmuruna değiştiğini bile düşünmeden sevdim ve verdim. Ona göre yaşadım, ona göre yedim, çocuklarıma onun adını verdim, onun terbiyesiyle yetiştirdim çocuklarımı, arkadaşlarımı, kocamı, hep ittim attım, benim için önce annem vardı sonra annem gelirdi ondan sonra annem ve daha sonra ailem gelirdi arkadaşlarım ise hiç olmadı. Nedenini bilmem belki zor günlere göğüs germemiz birlikte, belki sessizlikleri paylaşmak onunla, belki mecbur olmak ona, belki de zaman böyle yapmış olabilir beni, ama hiçbir zaman bunları veya böyle bir şey düşünmedim, sevdim ben karşılıksız çıkarsız lekesiz sevdim, sevildim zannederek ömrümün her anında onur duydum, sevildiğimden şüphem olmadı, hep başka şeylerden şüphe duydum, eşimden. dostumdan. arkadaşımdan ama hep emindim ondan tabiî ki öyleydi de çünkü öyle gördüm, görmek istedim. Öyle duydum öyle duymak istedim, ama aksini hiç düşünmedim düşünmek mi asla, ya bile diyemedim, aslında demek istemedim Belki de çocukluğumun korkusudur hala benimle büyüyen, hani hep korkarsın ya çocukken bırakıp giderse beni diye, terk edilmek korkun büyür ya belki de çocukluğumun intikamıdır benden alınan, hani hep kızar ya anne çocuğuna, gençken sözümü tutmadın diye, belki güç kullanıp intikam alamadı şimdi sevgisizlikle intikam alıyor, ne bileyim söz tutmamamın intikamımı bu sevgisizlik. Hayır olamaz öyle şey ben her zaman sevildim değer gördüm, olur mu ben koskocaman ben sevgileri karıştırmış olabilir miyim, yahu anlatma bana anlatma boş yere bende biliyorum bütün her şeyi ama itiraf edemiyorum kendi kendime bile söyleyemiyorum. ihanet sayıyorum kendi sevgime kendi yüreğime saygısızlıktır diyorum. Anlatmak zor bırak anlatmayı bildiğin gerçeğe inanmak zor ah be annem beni senin gibi hiç kimse terk etmedi hiç kimse senin kadar yakmadı yüreğimi yada nasıl desem hiçbir ihanet seninki kadar zor olmadı, diyebilseydim kendime keşke ama gel gör sor bana sor sor ki anlatayım dinle ki söyleyeyim hiç değilse nedenini söylersin bahane üretir içime su serpilsin duymak istediklerimi deresin. her zaman olduğu gibi bebekliğimdeki gibi masal anlat bana güzel bir masal anlat anlat ki uyuyayım uyuyayım ki bir daha hiç uyanmayayım. rüyalar göreyim sevgilere dair masmavi gökkuşağı renginde rüyalarım olsun, seninle bizimle her şeyimle anlat bana güzel bir masal anlat “bir varmış bir yokmuş” diye başla mutlu bitir her zamanki gibi. Ben küçüktüm küçücüktüm yanlışlar yapardım kızardın sinirlenir kalbimi kırar bezende döverdin beni sonunda da eklerdin “anne ol anlarsın” derdin oldum işte anneyim ama ben seviyorum çocuğumu seviyorum tertemiz hesapsız ihanetsiz seviyorum istiyorum ama yapamıyorum sen nasıl becerdin nasıl yapabildin veya yapabiliyorsun oysa aynı kanı taşıyoruz aynı hücrelere sahibiz ben her şeyimi senden aldım ben her şeyimi senden öğrendim ama yapamıyorum bilemiyorum yoksa babam mı babamdan almış olabilir miyim ama düşünüyorum da babam ve ben senin gibi değildik bir olamadık bakamadık aynı gözle dünyaya yok canım ben seni bildim ben senden öğrendim her şeyi Bir yaz yağmuru bir güz bulutu bir kara kış daha önemli oldu benden oysa aramızdaki bağ anne kız bağı hiçbir şeye benzemez hiçbir kimse seni benden daha çok sevemez bir verdim bin daha veririm çocuk oldum annemi sevdim evlendim kocamı doğurdum çocuklarımı sevdim ama hep sevdim yoksa ben biliyordum her şeyi her yalnızlığımın sebebini tüm acıların geldiği yeri. Gel şimdi gel otur karşıma dinle hiç konuşma ben anlatayım sen dinle benim tüm sorunum seninle ver elini koy kalbimin üstüne çarpışını dinle nasıl heyecanla atıyor ödünç sevginle gel şimdi dinle gel ya sen anlat bana yada sen itiraf et. Yollama beni mahşere bu acıyla bu bilinmezlikle çözer miyim bir gün bilmiyorum anlayabilir miyim silebilir miyim kafamdan yoksa balon gibi gün geçtikçe şişecek mi büyüyecek mi, yok be ben büyütüyorum her şeyi ben böyle ince eleyip sık dokuyorum olur mu öyle şey sevgidir bu paramı ki birine fazla birine az veresin, fakat biz insanlar işte böyleyiz hesaplarız kafamızda yazarız çizeriz ölçer biçer sonra da ona göre yorum yapar tutar en sonunda bizde bu hikaye ye inanırız. Ama her şey ortada yaz gelir havalar ısınır, kış gelince de soğur, denize girince ıslanır rüzgara çıkınca kurur insan daha doğrusu görür insan hisseder azcıkta olsa hisseder evet para değil ama sevgi bu paradan daha kıymetli paradan daha çok ihtiyaç hissedilen ve paradan daha çok gözle görülebilen bir şey bu, bebeğim daha üç aylıkken bile gözlerine sevgiyle bakınca onunda gözlerinin içi gülüyordu bana tebessüm ediyordu gözlerimden bakışımdan anlıyordu ona olan sevgiyi anlaşılır elbet, ama ben bölemiyorum sevgimi çocuklarıma eşime anneme babama farklı farklı dağıtamıyorum hepsine aynı ölçüde veriyorum çünkü onlar benim bir parçam, ah annem ah sende bölemezsin sende azaltamazsın sevgini biliyorum boşuna bu benim evhamım, kim soktuysa bunu kafama birisi soktu işte bende kurcalayıp duruyorum, bilmiyorum gördüklerime mi inanayım yoksa hissettiklerime mi görünce mi hissettiklerin değişir yoksa hissedince mi gördüklerin değişir, hani bakınca göremez ya insan aslında öyle değil o göremeyince bakamaz insan eğer görmesini bilmiyorsan nereye bakacağının hiç önemi yok yada gördüklerinin yorumunu yapamayacaksan bakmanın ne önemi var yönünün ne tarafa dönük olması değildir önemli olan kalbinin ne tarafa bakmasıdır, kalp gözüyle görür insan hisseder benimser düşünür beğenir ve görür.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şerafettin KARAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |