..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hala çevrende bulabileceğin güzellikleri bir düşün ve mutlu ol. -Anne Frank
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > FATİH TANER VURAL




11 Kasım 2022
Zarüretler / İhtiyaçlar Çözüm Yolları Doğmasına Sebep Olurlar ve Gelişmiş Demokrasi  
ZARÜRETLER / İHTİYAÇLAR ÇÖZÜM YOLLARI DOĞMASINA SEBEP OLURLAR VE GELİŞMİŞ DEMOKRASİ

FATİH TANER VURAL


Merhaba. ZARÜRETLER / İHTİYAÇLAR ÇÖZÜM YOLLARI DOĞMASINA SEBEP OLURLAR VE GELİŞMİŞ DEMOKRASİ başlıklı yazımı görüşlerinize sunarım .


:FGB:
ZARÜRETLER / İHTİYAÇLAR ÇÖZÜM YOLLARI DOĞMASINA SEBEP OLURLAR VE GELİŞMİŞ DEMOKRASİ

Merhaba. Evet ZARÜRETLER / İHTİYAÇLAR ÇÖZÜM YOLLARI DOĞMASINA SEBEP OLURLAR, şimdi size bir örnek vereceğim, eskiden bizde internet band genişliği çok darmış, bu durum da veri akışında sorun çıkarıyormuş, teknolojisi gelişen ülkelerde ise band genişlikleri iyi durumda olduğu için sorun yaşamıyorlarmış veri akışlarında, ama önce de anlatmaya çalıştığım gibi bu durum bizde sorunmuş ve bizde bir şirket , bizdeki dar banddan daha çok veri geçişini sağlayan bir teknoloji geliştirmiş ve bu teknolojinin patentini almış, evet zaruret durumu bir çözüm yolu doğurmuş, bizim şirketin geliştirdiği ve patentini aldığı sistem sonradan gelişmiş teknolojiye sahip ülkeler tarafından da kullanılmaya başlanmış, evet büyük avantaj aynı band genişliğinden çok daha fazla veri aktarabilme durumu, bakın bizde de şu zamanda siyasal, sosyal, hukuksal anlamda gelişmiş demokrasi yok, bizde de bu durum bir zaruret / ihtiyaç olarak ortada duruyor, belki bu ihtiyaçlarımız bizi çözüm yollarına yönlendirebilir, bu sayede gelişmiş demokrasiye sahip ülkelerden de daha iyi demokratik atılımlar yapabiliriz, bu bağlamda bu satırların yazarı TÜRKİYE YÜKSEK ADALET MECLİSİ ( TYAM ) kavramını görüşlerinize sundu , öyle ki, bu konuyla ilgili hazırladığım 2 adet yazıyı tekrar görüşlerinize sunuyorum ,
TÜRKİYE YÜKSEK / BÜYÜK ADALET / HUKUK MECLİSİ
Esselamu aleykum / merhaba. Öncelikle Anayasa Mahkemesi kaldırılabilir düşüncesindeyim, yerine 201 üyeli Türkiye Yüksek/Büyük Adalet/Hukuk Meclisi kurulabilir. Bu meclisin, üyelerinin 20 tanesi Cumhurbaşkanı tarafından atanabilir, 20 tanesi de TBMM tarafından atanabilir, kalan 161 tanesi de Yargıtay, Danıştay, Sayıştay üyeleri arasından ve akademisyenler arasından seçilebilir. Bu durumda Yargıtay, Danıştay, Sayıştay da, bu yüksek meclise bağlı olabilir. Bu meclis içinde oluşturulabilecek komisyonlar olabilir, bu komisyonlardan biri de Hakimler ve Savcılar Kurulu olabilir, evet bu kurulun üyeleri, bu meclis üyeleri içinden seçilebilir, hakim / savcı alımları bu kurul tarafından yapılabilir, alımlarda öncelikle çok ciddi yazılı sınavlar yapılabilir ve sonrasında mülakatlar yapılabilir, sonuçlar, bu yazılı sınavların sonuçlarının yüzde 80’i, okul başarısının yüzde 10’u, mülakat sonuçlarının da yüzde 10’u kullanılacak şeklinde belirlenebilir. Diğer tüm mahkemeler bu meclise bağlı olmalıdır, tayinleri, özlük hakları vesair bu meclis tarafından belirlenebilir. Evet bu meclise akademisyenler de üye olarak seçilebilirler daha önce yazdığım gibi. Elbette bu adalet meclisinin yapısı oluşturulurken, özellikle güçlü demokratik ülkelerdeki adalet / hukuk yapıları da araştırılabilir ve olabilecek güzel örneklerden azami faydalanabiliriz. Bu meclis konusu elbette çok derinlemesine değerlendirilebilir. Günümüzde genel adalet mekanizmasının durumu malumdur, eskiden de SHP’li/CHP’li adalet bakanı Mehmet Moğultay’ın, hakim, savcı alımında ne yapacaktım , MHP’lileri mi alacaktım sözü de ortadadır. Yani maalesef her siyasi anlayış, adalet mekanizmasının kendi anlayışına göre yönlendirmeye çalışmaktadır.
Misal ABD’de adalet sistemi nasıldır bazı örnekler vereceğim. Eski Başkan Clıncton’ın meşhur skandalını hatırlarsınız, bu skandalda savcılar, Clıncton’ın, Beyaz Evde’ki ( Saray’daki ) yatak odasına kadar aramalar yapmışlar ve Başkan Clıncton sızlanmaktan başka hiç bir şey yapamamış, yani ABD’de, savcılar soruşturma yapacaklarsa başkan maşkan pek dinlemiyorlar, ve eski Başkan Trump seçildiği ilk zaman bir başkanlık kararnamesi çıkarmıştı ve bazı ülkelerden ABD’ye girişi engellemişti, sonra yetkili bir mahkeme bu kararnameyi iptal etti, Başkan Trump hiçbir şey yapamadı. Bizde bunların milyonda biri mümkün mü ?. Hazır başlamışken ABD’den bir de siyasi bir örnek vereyim, meşhur skandalda ABD’nin eski Başkanı Clıncton hakkında Senato’da azledilme oylaması yapıldı, Demokrat Partili Başkan Clıncton için, karşı parti olan Cumhuriyetçi Parti senatörlerinden biri lehte oy kullandı, ve tabi bizim basın hemen bu senatöre sordular, böyle oy kullanarak Cumhuriyetçi Parti Başkanı’yla ters düşmez misiniz, adamın verdiği cevap şu, ne münasebet, ben bağımsız bir senatörüm, istediğim şekilde oy kullanırım. Bizde bunun trilyonda biri mümkün mü, tüm siyasi partilerde, genel başkanın görüşlerinin kıl kadar dışına çıkılsın, hemen kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilir bu densizler. Bizdeki demokrasi ve adalet / hukuk anlayışı şuna benziyor, adam bitarafına kıl çıkarıcı ilaç sürer, orda çıkan kılları da kel başına ektirir, artık ne kadar tutarsa ve uyarsa. Ben ABD’nin uluslararası politikalarını/siyasetlerini hiç beğenmem, ama kendi içindeki demokratik anlayışı gayet demokrattır. Elbette onun da eksikleri vardır, eğer beni takip ederlerse o eksiklerini de giderebilirler. : )))....
Bakınız, üyelerinin tamamı hukuk sisteminden gelen Yargıtay, Danıştay yapıları bazan öyle kararlar verebiliyorlarki, bu iktidardaki anlayışın tam zıddına olabiliyor, misal Sayın Erdoğa’nın, Sayın Kılıçdaroğlu aleyhinde açtığı tazminat davalarının sonuçlarının önemli bir kısmı Yargıtay’da bozulmuş, evet ilk basmak mahkemelerine iktidar belki müdahil olabilir hakimler ve savcılar kurulu aracılığı ile ( ki bu kurulun tamamen siyasiler tarafından seçilen üyelerden oluştuğu gerçeği var ortada ) , ama Yargıtay’da böyle bir şey pek görünmüyor, yani oluşturulabilecek Türkiye Yüksek / Büyük Adalet / Hukuk Meclisi yapısındaki teşkildeki üyelerin ekserisinin seçimlerinde siyasilerin söz hakkı olmazsa , bu sanırım gayet sağlıklı olabilir. Evet gelişmiş demokrasilerde bu işler nasıl yürüyor araştırmak lazım, ama bu araştırmalar her ne hikmetse hiç yapılmıyor maalesef. Yukarda verdiğim örneklerde de görülebileceği üzere aslında en azından ABD’deki demokrasi ve hukuk/adalet anlayışı gayet iyi ortaya çıkıyor. Misal Almanya’da Başbakan, savcılık tarafından ifadeye çağırıldı, bizde bu mümkün mü, bizde sıradan bir memur bile ifadeye çağırılacaksa yetkili amirinin oluru gerekiyor, hadi ifade konusunda o yetkili amirin de parmağı varsa ne olacak o zaman. Pek çok kanunları şunları bunları gelişmiş demokrasilerden alırken, neden gelişmiş demokrasi ve adalet/hukuk kültürlerini araştırıp bizim bünyemize adapte etmeye çalışmıyoruz, elbette bunun için öncelikle halis niyet lazım, misal kanunda parti teşkilatlarına, milletvekili adaylarının belirlenmesinde , ön seçim yaptırılabileceği gerçeği varken, sosyal demokrat olduğunu iddia eden CHP bile bunu uygulamıyor, uygulasa da bir sonraki seçimde, ön seçimle gelen milletvekillerinin yüzde 60’ını yeniden aday göstermiyor, merkez yoklaması yaparak aday belirliyor ve Kılıçdaroğlu da bu durumda bazı milletvekillerinin ilerde kendisine karşı çıkabileceği endişesinde, yani bir parti içi muhalefet istemiyor.
Evet Türkiye’de sol veya sağ siyasi anlayışlar içinde çok farklılıklar yok aslında demokrasi ve hukuk anlayışı açısından, misal daha önce de yazdığım üzere, SHP’li/ CHP’li Adalet Bakanı Mehmet Moğultay ne demişti, ne yapacaktım , hakim savcı alımlarında MHP’lileri mi alacaktım , yani ülkedeki tüm siyasi anlayışlar hukuka kendi anlayışları doğrultusunda istikamet vermek istiyorlar , günümüz de AK Parti de aynı şeyi yapıyor, bu durum herkesin çok iyi bildiği bir sırdır elbette. Eee bu iş nasıl çözülecek, ne diyelim ki, her toplum layık olduğu şekilde yönetilirmiş veya nasılsanız öyle yönetilirsiniz ( bir hadis ) ve bir ayet, bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez. Aslında bu hadis ve bu ayet konuyu çok iyi özetliyor düşüncesindeyim naçizane. İktidarıyla muhalefetiyle bizi yönetenler, uzaydan gelmiyorlar elbette, bu toplumun içinden çıkıyorlar, yani bizden birileri bizi yönetiyorlar elbette, onlar neyse biz de oyuz, biz neysek onlar da o. Vesselam.

TÜRKİYE YÜKSEK ADALET MECLİSİ ( TYAM )

Merhaba. Evet, adalet toplumların yapı taşıdır, toplumlar için, en önemli kavramların başında adalet gelir. Adaletin tam olarak olmadığı toplumlarda düzen kesinlikle tutmaz. Bu bağlamda adalet kavramı üzerine bir yazı hazırlamaya çalışacağım. 600 üyeli bir TYAM kurulabilir, bu üyelerin 300 adedini halk seçebilir ( bildiğim kadarıyla bazı ülkelerde savcıları ve sanırım hakimleri halk seçiyor ), kalan 300 üyenin, 50 tanesi cumhurbaşkanı tarafından, 50 tanesi de TBMM tarafından seçilebilir, kalan 200 üye ise, Sayıştay, Yargıtay, Danıştay üyeleri içinden seçilebilir ve başta bu organlar olmak üzere, tüm alt derece mahkemeleri TYAM'ne bağlanabilirler, TYAM içinden Hakimler ve Savcılar Kurulu üyeleri seçilebilirler, TYAM içinde başka kurullar da oluşturulabilir, Anayasa Mahkemesi'nin tüm yetkileri bu meclise devredilebilir. Hem bu meclisin oluşturulması tekniği, hem de temsil yeteneği açısından oldukça demokratik bir yapısı olacağı açıktır, elbette bu meclisin yapısı oluşturulurken gelişmiş demokratik ülkelerdeki adalet / hukuk yapıları da değerlendirilmelidir, belki bizim oluşturacağımız yapı , onlarınkinden çok daha demokrat da olabilir, araştırmak lazım. Bendeniz böyle bir fikri sadece sunuyorum, bu fikrin tartışılması noktasında bir hareket oluşursa, elbette bu fikir daha da geliştirilebilir.

Fatih Taner Vural / İnşaat ( Medeniyet - Civil ) Mühendisi / vuralfatihtaner@gmail.com

Merhaba, artık siyasal, sosyal, demokratik yayımlarımı aşağıdaki internet adresinde yayımlayacağım, görüşlerinize sunarım.

demokratiktoplumhareketi.blogspot.com

Fatih Taner Vural / İnşaat ( Medeniyet – Civil ) Mühendisi / vuralfatihtaner@gmail.com




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Asgari Ücret Gerçek Asgari Ücret mi?
Uyuyanı Uyandırırsın Ama Uyuma Numarası Yapanı Uyandıramazsın
Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerine Yargı Yolu Açık mı?
Promter ve Başkan Erdoğan
Gelişmiş Demokrasilerde Nasıl Oluyor?
Amasra Kömür Ocağı Faciasında Son Durum : Bir Mühendis Bütün Gün Oturduğunu Söylemiş ve Yönetim Sistemi Nasıl Olmalı
Demokrasi : Onlarda Neden Öyle, Bizde Neden Böyle
Ödemeler Dengesinde Ciddi Sorunlar Varmış ve Gelişmiş Demokratik Yapı Nasıl Gelecek
Amasra Faciasının Sebebi Korona Pandemisiymiş
Günümüzde Basın / Medya Ne Yapıyor?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Said Nursi ve Fetö Gerçeği [Deneme]
Kuran'ı Anlayarak Okumak ve Mehmet Akif Ersoy [Deneme]
Ateist Delikanlıdır, Siz Asıl Münafıktan Korkun [Deneme]
Allah'ın İpine Sarılın Ayeti ve Günümüzde Olanlar [Deneme]
Araştırma Yapmadan Karar Vermemek [Deneme]
Asıl Zikr Kuran'ı Anlayarak Okumaktır [Deneme]
Çocuk Tecavüzcüsü ve Katili Birini Çocuk Parkına Bekçi Yapmak [Deneme]
Kuran'ın Anlayarak Okumak ve Müslüman Olan Hollandalı Faşist Bir Siyasetçi [Deneme]
Anlayarak Kuran Okumamamıza Basit Bir Delil [Deneme]
İslama Sonradan Sokulan Bazı Şeyler Olabilir mi? [Deneme]


FATİH TANER VURAL kimdir?

Merhaba. Ben Fatih Taner Vural, inşaat mühendisiyim, Ankara'da yaşıyorum. Toplumsal içerikli genel konularla ilgileniyorum, siyasetten dine, iktisata / ekonomiye dair genel manada tüm toplumsal konularla ilgili araştırmalar yapıyorum ve yazılar yazıyorum, yorumlarınız için vuralfatihtaner@gmail. com adresine yazmanızı rica ederim, teşekkürler.

Etkilendiği Yazarlar:
Pek ayırt etmem, toplumsal içerikli yazıları okumaya çalışırım.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © FATİH TANER VURAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.