Şiir, seçmek ve gizlemek sanatıdır. -Chateaubriand |
|
||||||||||
|
... Oğlum, bu temenni neye benzer, bana bak: Eşeklerin canı yürekten yanar, aman, derler, Nedir bu çektiğimiz dert, o çifte çifte semer! Biriyle uğraşıyorken gelir çatar öbürü; Gelir ki taş gibi hâin, hem eskisinden iri. Semerci usta geberseydi... değmeyin keyfe! Evet, gebermelidir inkisâr edin herife. Zavallı usta göçer bir gün Akıbet, ancak, Makamı öyle uzun boylu nerde boş kalacak? Çırak mı, kalfa mı, kim varsa yaslanır köşeye; Takım biçer durur artık gelen giden eşeğe. Adam meğer acemiymiş, semerse hayli hüner; Sırayla baytarı boylar zavallı merkepler. Bütün o beller, omuzlar çürür çürür oyulur; Sonunda her birinin sırtı yemyeşil et olur. Giden semerciyi, derler, bulur muyuz şimdi? Ya böyle kalfa değil, basbayağ muallimdi. Nasıl da kadrini vaktiyle bilmedik, tuhaf iş: Semer değilmiş o rahmetlininki devletmiş! Nasihatim sana: herzeyle iştigali bırak! Adamlığın yolu nerdense, bul da girmeye bak! Adam mısın: ebediyyen cihanda hürsün, gez; Yular takıp seni bir kimsecik sürükleyemez. Adam değil misin, oğlum, gönüllüsün semere; Küfür savurma boyun kestiğin semercilere. ... (2) ... Bocalarken bakar üstündeki kaptan acemi; Sarılır bir kayanın boynuna biçâre gemi. Bu nedir, Bey Baba, bittik mi, ne olduk? derler; Kimi evrad okur üfler, kimi lâ havle çeker. Yok canım! der Hacı Kaptan, biriken yolculara: Su tükenmiş haberim yok, buyurun işte kara! Siz de, oğlum, bu maharette, bu cür’ettesiniz; Gemi yüzdürmek için kalmadı meydanda deniz! ... (3) ... Zerk etmediler kalbime bir damla ümit. Hoca, dünyada yaşanmaz yaşamaktan nevmid. Daha mektepte çocuktuk, bizi yıldırdı hayat; Oysa hiç korku nedir bilmeyecektik, heyhat! Neslim ürkekmiş, evet, yoktu ki ürkütmeyeni; Yürü oğlum! Diye teşci edecek yerde beni, Diktiler karşıma bir kapkara müstakbel ki, Öyle korkunç olamaz hortlasa devler belki! Bana dünyaya çıkarken batacaksın dediler... Çıkmadan batmayı öğren, ne kadar saçma hüner! Ye’si ezber bilirim, azmi yüzünden tanımam; Okutan böyle okutmuştu, beğendin mi, İmam? Çattı, lakin, o yalan bellediğin istikbal. Hadi çatmış diyelim, kimlere ait ki vebal? Bir ışık gösteren olsaydı eğer, tek bir ışık Biz o zulmetleri bin parça edip çıkmıştık. İki üç yüz senedir serpemiyor bizde şebâb; Çünkü biçarenin atisine imanı harab. Hissi yok, fikri bozuk, azmini dersen: mefluc... ...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alper Coşkun, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |