..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İnsan - işte tüm sır burada. Bu sır üzerinde çalışıyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Deneysel > Sevil Arık TOK




26 Mart 2018
Günahsız Bilgi: Aşk;aşk: Potasız Özgürlük;özgürlük: Büyük İnşaat  
Sadece kenarıyla yetinilmiş bir sandalye için, yan yan getirilmiş birkaç sandalye alabildiğine gerçektir

Sevil Arık TOK



:AJAI:
sandalyeler var yan yana getirilmiş, bana
kenarından oturulmuş
Kendimi ve orada duran her şeyi bir teyel gibi tutuyorum
-hani bir elbisenin ilk şekli-
orda bi' şey beni didikleyip
bi alfabe sızdırıyor benden
ellerimi sebeplerle doldurup açıklıyorum
yüzüm -sırayla- onun yüzüne gelince
bir istihbarat gibi bir sıcaklık..sesim
yok ama harfler beni har'kulade çiziyor
kendiliğinden konuşuyorlar beni..
(yüzüne bakıyorum)
yüzünün yüzüme koyulması benim için
çelikten bir soru işareti artık...

bu hikayenin konusu: belli olmayan bir a d a m..
belli olmayan bir a d a m'a ne dersiniz?
ben "sıfır" demiştim.
insanların yumuşak tellerinden konuşuyordu,
muhtemelen de içeride sessizdi ve eğilip bükülüyordu..
Ama "yumuşak teller" in nedeni bu değildi tam olarak..
onun bir camı vardı mesela, gidip kapatıyorlardı birbirlerini
değiyorlardı birbirlerine..belliydi bir yerlerden bir
"iç savaş" verdiği...

bi' gün merdivenlerden çıkıyorum, kendime bi işim olduğunu söylüyorum..
O'nun olduğu yerde görünüyorum,
herkes orda durmuş en ayıp yerime bakıyor: bahaneme..
kapıda çok dikilemem bi' bakıp çıkıyorum o adamdan,
başka bi' yerden çıkıyormuşum gibi...
tam 2 kez mer'abalaşıyoruz, ama iki değil
sonsuza kadar sürüyor..
iyi bir su bizi içine çekiyor,
ondaki bi' şiire doyuyorum


bana hep özenli ağzıyla geliyordu
sigarayı tutarken bile sesini duyuyordum, farkındalığımızı duyuyordum..
sesini bir örtü gibi örtüyordum..
içimin bi' şekli oluyo'du..

bi'gün gitti..
üstümde araba sesleri,
orda beni özlüyordur-du..
odaları dolaştım-dı
aynada bıraktığı kibiri..
ağlayıp kızdıklarını dolaştım-dı
etime dolaşıp tırnaklarımı kemirmişliğim, merdivenleri özleyişlerim,
biz'i özlemek anlamına geliyordu -du
onu ne güzel seviyordum, sözleri bana yerleşiyordu
onu çok güzel seviyordum
sesi her yere benimle gelip kendini sevdiriyordu
sesi bi parçam..

ağzımın kenarını yavaş sildim,
öptüm onu bir ağızdan seslerle..
ziller ve fizik, yine bütünü bozdu..
-bozuyordu olanlar, yarımları
daha açılmadık kutulardan-
kutular sestir
onunla yakın durduk seslere
çatılar durdu, güvercinler durdu
biz duyduk

bir doku uyuşmazlığı, bi' sıkı yönetim
camdaki buğudan - mesela- su
bardak ağzında sesiyle buruşmuş ağaç
bi' küçülmeler ve daha
bi' sürü anlatılmaz şey oldu aramızda..
her şeyi göze aldık bi' akşam
hüzünlü, boşlukluydu...
bir buçuk gün sadece şarap içtim, üzüm yedim..
virgülsüz ve çok ağlamalı bir gece..
düşünsene üzüm görüp ağlıyo'sun
artık bi' derdim var
durup durup garip bi' resme
beni didikleyen ve orada tutan,
oradaki her şeyi bi'arada tutan
bi ip gibi

(maldororun şarkılarını dinlerken
-sevişmedenönceoturupağlamakiçinellerimidoldurmak-
(İsidore Ducasse)
durup durup geriye giden bi'resim)

baktığım her yere onu çizdiğim o gece işte
nasılsa bir korkudan çoğalarak
parmaklarım bir düşünceyi sürerken
kendime bi'bulut yaparken

/gittik


imgeler hayatın sınırlarından devşirilir
hiç olmamışı oldurur ve şeyleştirir..
16.53
boşluk,
haziran

şarkı önerisi:
Alastair Galbraith - Cemetary Raga





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Sevil Arık TOK kimdir?

Yazmanın büyük bir dert olduğunu düşünüyorum. . Başlangıçlarla ilgili takıntılıyım. . Kitap alırken koklarım, rakı severim. . Düşünürken kendi kendime konuşurum. . (Bir süre önce bunu bir insanın yüzüne bakarak da yapabildiğimi fark ettim) Eski bir şeyi yeni bir şey yapabilirim. . Şiirin gerçekten de sokakta olduğunu düşünüyorum. . Yürürken evlerden hikaye ve şiir sesleri duyuyorum, bazen de görüyorum. .

Etkilendiği Yazarlar:
Turgut Uyar, Haydar Ergülen, Didem Madak, Birhan Keskin, Zülfü Livaneli, Mevlana, N. Kazancakis, Ursula K. Le Guin


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Sevil Arık TOK, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.