..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacı değil miyiz!" -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Cihat Aydın




2 Temmuz 2016
Köle Olmayacağız!  
Cihat Aydın
Terör bizi teslim alamayacak. Yüzümüzde hüzün olmayacak. Nehcü'l Belağa'da okudum. İmam Ali abisine mektup yazıyor. Sonuna da şunu ekliyor: ''Nasılım diye sorarsan, zamanın şüphesine karşı sabırlı ve şiddetliyim. Yüzümde üzüntü görülmesi zoruma gidiyor. Böylece düşman alay eder, dostlar üzülür.'' Yüreğimiz yansın, ciğerimiz parçalansın. Acımızı doya doya yaşayalım. Yaşamamız da lazım. Fakat yüzümüzde hüzün belli olmasın! Bu yazı biraz da bununla alakalı...


:ADJB:
''Yüce Allah'a yemin olsun ki, köle olmayacağız!''
Aliya İzzetbegoviç

Evvela bizlere dik başlılığı değil, başı dik olmayı öğreten bilge kral Aliya'ya rahmet olsun. Mekânı cennet, ruhu şad olsun. Onunla beraber de Atatürk havaalanında yapılan menfur saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet olsun. Yaralılarımıza da Mevla acil şifalar versin.

Ülkemiz uzun yıllardır terör belasıyla uğraşmakta. Özellikle son yıllarda terörün şiddeti iyice arttı. Şu günlerde çetin bir dönemden geçiyoruz. Yapılan bombalı saldırılarda hayatını kaybeden vatandaşlarımız oldu. Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere ülkemizde güvenlik güçlerimiz terör yüzünden şehit oldu. Hepsine Allah rahmet eylesin.

Ben burada bir kaç izlenimimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şununla başlayalım: PKK'ya ''şirin'' (!) gözüyle bakan bir kesim var. Eğer saldırıyı IŞİD veya insan yetiştirme dini olan İslam adına (!) yaptığını iddia eden bir terör örgütü üstlenirse, o zaman bu tayfa başlıyor onların üzerinden İslam'a laf etmeye. Ama saldırıyı PKK, DHKP-C ya da herhangi bir sol örgüt üstlenirse, sesleri solukları çıkmıyor her ne hikmetse! Bu kadar omurgasız, bu kadar ilkesiz bir kesim!

Oysa bizim için PKK ya da IŞİD; fark etmez! İkisi de aynı! İkisinin de eli kanlı, ikisi de zalim, ikisi de katil!

Bir de şu kesim var: Acıdan siyaset üretme çabasındalar. Ayıp yahu. Hadi cahil adam bunu yapar. Çünkü cahil. Ama bakıyorum da bunu kanaat önderleri, gazeteciler, aydınlar, siyasetçiler, velhasıl-ı kelam halkın önderleri yapıyor. Bu çok daha acı verici. Bir saldırı olmuş; bu acı hepimizin. Bu acıyı paylaşmak yerine, terörü hep beraber lanetlememiz gerekirken, bu tür saldırıların bir daha yapılmaması için uğraşmamız gerekirken, neden bu acıdan bir çıkar elde etmeye çalışıyoruz? Eleştiriye kesinlikle karşı değilim, ama eleştirinin de bir edebi, adabı vardır. Birbirimizi beğenmeyebiliriz, birbirimize muhalefet edebiliriz. Ama aramızda muhalefet var diye, kılıçlardan keskin olan dillerimizi birbirimizi yok etmek için kullanacağız diye bir şart mı var? İhtilaflarımız, farklı fikirler, düşünce dünyalarımızın farklı olması bizim için zenginliktir. Ama bu ihtilaflar zenginlik olarak kalmayıp da, tefrika sahasına taşınırsa, birbirimizi hazmetmeme noktasına taşınırsa, işte orada fitnecilerin ekmeğine yağ sürülmüş olunur.

Amacım burada herhangi bir partiyi ya da iktidarı savunmak falan da değil. Ama maalesef bazıları öyle bir konuşuyor, olayı öyle bir yorumluyor ki, sanki olaydan memnunlar. Hele bunu bir de ülkenin önde gelenleri, köşe yazarları, aydınları, siyasetçileri yapınca, durum daha da vahim. Sizler ki, bu millete birlik, beraberlik mesajları vermeniz gerekirken, sağduyu çağrısı yapmanız gerekirken, sizler kıvılcımı alevlendiriyorsunuz. Kalbinizdeki merhamet ölmüş sizin. Vicdanınız yok olmuş, kalbiniz taş kesilmiş, insani duygularınız ölmüş. Bir kez olsun olaya ideolojik, partizanca değil de, insan olarak bakın.

Bu ülke bizim, hepimizin. Bu acı bizi birbirimize yakınlaştırması gerekirken, bizi bir etmesi gerekirken, bizler çok küçük hesaplar peşindeyiz. Bu millete bu tavır yakışmıyor.

Korkuyorum ki, bugün birleşmemiz gereken değerler etrafında birleşmezsek, yarın etrafında birleşeceğimiz değerler de kalmayacak.
Terör bizi teslim almak, diz çöktürmek, köle yapmak istiyor. Teslim olmayalım, diz çökmeyelim ve köle olmayalım!

Fakat biz bu saldırıları unutmaz ve etrafa savrulmadan dik durabilirsek köle olmayacağız. Bilge kral yine diyor ki: ''İntikam duygusuyla hareket etmeyin ama yapılan soykırımları da unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.'' Bizler yapılan saldırıları hemen unutursak, maalesef daha çok şey başımıza gelecek. Bu olanları unutmayalım, Türkiye'ye unutturmayalım ki, teröre de teslim olmayalım.

Ama maalesef garip vatanımın insanları kafalarını saçma sapan yarışmalardan, TV programlarından kaldırmıyorlar. Sorumluluktan kaçıyoruz. Ders çıkarmıyoruz bu olanlardan. Unutuyoruz. Çünkü hatırlayarak canlarımız yansın istemiyoruz. Oysa canımız yanmalı. Kaybettiğimiz vatandaşlarımızın acısını kalbimizde hissetmeliyiz, çünkü onlar bizim yerimize öldüler. Onların yerinde biz de olabilirdik. Bizler unutarak uyuşuyoruz. Uyuşursak, bu vatan elimizden kayıp gidecek. Kaybedeceğiz. Cemil Meriç’in de ifadesiyle: ’’Bir ülkeyi kötüler değil, onlara seyirci kalan iyiler batırır.’’ Artık seyirci kalmayalım olanlara. Şu saçma sapan programlardan kafamızı bir kaldıralım hele. Bir etrafımıza bakalım. Kaldıralım da yitirdiğimiz evlatlarımızı hatırlayalım. Kimiz, neciyiz, niçin buradayız? Bu sorulara bir cevap bulalım hele. Bir kendimize gelelim! Uyanalım. Uyanalım ki, köle olmayalım!

İsmet Özel şöyle bir soru soruyor: ‘’Kirletmedik diye temiz kaldık mı?’’ Lütfen bu soruya herkes elini vicdanına koyarak cevap versin. Biz böyle başıboş yaşamaya devam ettikçe, kötüler ortalıkta cirit atmaya devam edecektir. Kötülüğü bitirelim demiyorum, zira kötülük hiçbir zaman bitmeyecek, bitmez. Çünkü şeytan kıyamete kadar var. Ancak kıyamet kopunca bitecek kötülük. Su uyur, düşman uyumaz. Kötüler uyumuyor, her an teyakkuz halindeler, bizi gözetliyorlar. Bize düşen, aynı hal içinde onlara karşı durabilmektir ve asla bir zenginlik olan ihtilaflarımızı bizi parçalayacak, bizi yok edecek bir sahaya çekmemek ve bütün bunlara rağmen iyiliği yayarak, kötülüğü en azından azaltmış olmak.

Yükümüz ağır, yolumuz uzun. Sezai Karakoç'un tabiriyle, ''Kalbimizden başka pusula da yok elimizde.'' Rabbim yâr ve yardımcımız olsun. O bizim Rabbimiz ve bizlere, zalimlere ve haddini aşan bu güruha karşı güç ve kuvvet versin. Mevla şu mübarek zamanlarda kandan beslenen zalimleri de kahrı perişan eylesin. Zira O'nun bir ismi de Kahhar'dır!

Aşkla bir kez daha: ''Yüce Allah'a and olsun ki, köle olmayacağız!''



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Cihat Aydın kimdir?

Babamın oğluyum. Okumayı ve yazmayı severim. Özellikle de okumayı. Ahde vefayı önemseyenlerdenim. Dertleri olanları severim.

Etkilendiği Yazarlar:
Cemil Meriç, Nurettin Topçu, Ali Şeriati, Necip Fazıl Kısakürek


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Cihat Aydın, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.