Hayaller olmasaydı, umutlar dünde kalırdı. - Dolmuş atasözü |
|
||||||||||
|
Güneşe baktığında elaya çalan gözleri zeytin gibi görünüyordu, umut siyahı olmuştu ve ben ilk kez siyahın umut dolu olduğunu gördüğümde bakmakla görmek arasındaki ince çizgide bir kez daha yürüdüm.Güneş bizimle saklambaç oynarken rüzgar adımlarımızın sağlam olup olmadığını yoklamaya çekiyordu sahil yolunda.Bir süre konuşmadan sahil yolundaki patikayı takip ettik.Arada sorular soruyorduk birbirimize , havanın soğukluğundan dem vurup konuşmuş olmak için konuşuyorduk.Rüzgar estikçe güven kokuyordu adam... Ben böylesi güven kokan bir adamı yedi yaşımda görmüştüm en son.Bisiklete bindiğimde arkadan destekleyip dengede durmam için tecrübesini konuşturuyor aynı zamanda düştüğümde ağlamamam gerektiğini, kalkmasını öğrenmem gerektiğini ve bunun için de önce kendimi güçlü hissetmem gerektiğinden söz ediyordu. Rüzgar diyordum öyle değil mi? Rüzgar esmeye devam ederken biz yolun sonuna gelmiştik.Kocaman bir zeytin ağacı dibinde çatısı olmayan eve benzer dört duvar vardı.Duvarda yazılar vardı , her birinin anlamı ve hikayesi fakat yazanı belli olmayan yazılar.Biri her nefesinde öldüğünü belirtirken bir başkası çayı yalnız içince çok acı olduğunu söylüyor, diğeri de gökyüzü kadar uçsuz bucaksız olan sevgisinden bahsediyordu.Ben yazıları okurken, O elinde iki sprey boyayla geldi .Bi an midemdeki kelebeklerin yeniden doğduğunu hissettim, kalbim dokuz sekizlik ritim tutmaya başladı ve dilimden iki sözcük süzüldü 'Ben mi?' . Uzun süre düşündükten sonra -Güven kokan adamım olur musun?- yazıverdim bir anda.Tanrım nasıl silecektim, ne söyleyecektim? Yanıma geldi ve yazımı okuduktan sonra kendi yazısını okumam için elimden tutup diğer duvarın önüne götürdü beni. Kocaman harflerle -Huzur okyanusu gözlerinde geçirmek isterim ömrümü...- yazısını gördüm ve suratımda yeni doğan bebeğin tebessümü şeklinde bir tebessüm oluştu.Nasıl olduğunu anlamadım fakat ellerim umut mavisi, gözlerim sevinç yeşili, dudaklarım özlem sarısı, saçlarım tutku kırmızısı oldu bir anda.O an zaman dursun istedim, midemdeki kelebekler uçmaya başladığında kalbim dokuz sekizlik ritmi tutturmuştu çoktan. Artık o benim güven kokan adamım bense onun huzur okyanusuydum. Yepyeni duygularla tanışmaya başladım o andan itibaren.Nasıl olurdu da bir insan yanındayken bile özleyebilirdi sevdiğini, nasıl olurdu da gözlerinden okurdu heyecanını, nasıl olurdu da her şarkıda onu bulurdu? Galiba tanımı yapılamayan, anlatmaya çalıştığımızda dilimizin tutulduğu, kelimelerin kifayetsiz kaldığı ve sadece yaşamaya değer olan bu duygu aşktı... Aşkın ta kendisiydi. Çift kişilik kurduğumuz hayaller bir gün muhakkak hayal olmaktan çıkıp bizim anılarımız olmalıydı.Bir karavanımız olmalıydı bize yetecek kadar küçük balkonlu minik ama içinde kocaman bir aşk taşıyan karavan.İzmir'den Atina'ya, Atina'dan Paris'e tüm dünyayı dolaşacak bir karavan.Yıldızların altında beng-ü badeli gecelerimiz olmalıydı, yağmur yağarken beraber ıslanmalıydık Roma sokaklarında.Neden olmasın dedik, hayallerimizin peşinden gittik , kalbimizi koyduk ortaya, cesaretimizle yola çıkıp umudumuza yolculuğa başladık... Şimdi toz pembe hayallerimizi şarap kırmızısı tadında yudumlamak için canla başla karavanımızı hazırlıyoruz.Ve yanıbaşımdayken bile özlüyorum ben güven kokan adamımı.Aşka inanmayan ben , mutlu çiftler görünce yapmacık davrandıklarını zannederken başbaşka bir hikayenin ortasında buldum kendimi.Asla yapmam dediğim ne varsa yapmaya başladım, bencilliğimden vazgeçip oncul oldum bir anda.Onsuz olmazlarım oldu. Herkesin bir hikayesi varmış bu hayatta, benim hikayemin ana kahramanı güven kokan adamım...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Leyla Cavcav, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |