..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Arap Kurt




29 Nisan 2015
Ne Zaman İnsan Olacağız?  
Bunun anlamı toplum olarak cinnet halindeyiz

Arap Kurt


Sevginin hoşgörünün, saygının inşası için neler yapmalıyız? Bizleri yönetenlerin, toplumu oluşturan dinamiklerin görev ve sorumlukları nelerdir? Topluma faydalı birey yetiştirmekle görevli aile kurumu ne kadar bu görevini yerine getiriyor?


:AEJC:
Son yıllarda yaşanan olumsuzlukları ve insana yakışmayan davranışları gördükçe isyan etmemek elde değil. Bunun bir anlamı, izahı olmalı
Bunun anlamı toplum olarak cinnet halindeyiz bence. Tahammülsüzlüğün, korkunun, endişenin bütün insani özelliklerin insanın elinden aldığı bir durumdur bu cinnet hali. Öyle ki son yıllarda artan hayat pahalılığı, istikrarsızlık, kapanan işyerleri, işsizlik, boşanmalar, kadın cinayetleri, insana ve İslam’a yakışmayan davranış ve eylemlerin başka bir şeyle izahı mümkün değil.
Evet, bu bir cinnet hali, toplum olarak toptan cinnet geçiriyoruz
Cinnet: delilik çılgınlık, korkunun öfkeye dönüştüğü an ise, ne zaman akıllanıp insan olacağız
Sevginin hoşgörünün, saygının inşası için neler yapmalıyız? Bizleri yönetenlerin, toplumu oluşturan dinamiklerin görev ve sorumlukları nelerdir?
Topluma faydalı birey yetiştirmekle görevli aile kurumu ne kadar bu görevini yerine getiriyor?
Mensubu olduğumuz dinin emir ve yasaklarını hiçe saymamız mı acaba, bu kokuşmuşluğun önüne geçemeyişimizin sebebi?
Çok değil bir hafta önce tüyler ürpertici bir olay yaşandı Adana-Tarsus karayolunda, ailesine, çevresine, topluma zararlı bir ruh hastası canavar ruhlu cani( insan demiyorum )çünkü Allah bir ayeti kerimede, "Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten (söz) dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar." Furkan 4) buyuruyor.
Okulundan evine aile ocağına dönen masum bir meleği hunharca katletti. Bu da yetmez gibi dinsiz, inançsız suç ortaklarıyla birlikte önce ellerini kesip, sonrada yaktı. Bunlara ne ceza verilirse verilsin ÖZGECAN’ı geri getirmeyecek Ateş düştüğü yeri yaktığı gibi. Toplumda bir huzursuzluk ve can güvenliği endişesi yaratmıştır. O yavruya gelene kadar nice canlar alındı, nice ocaklar söndürüldü ama olayın oluş şekli vicdanları kanattı. Toplum olarak içimiz kan ağladı
Elbette bu olayı kullanmak isteyen art niyetlilerde oldu. Yok, idam edilsin, yok idam yasası yeniden getirilsin gibi saçmalıklarla hem aileyi hem de özge canın ruhunu rahatsız ettiler!
Telefon eden kapısını aşındıran bütün siyasetçilere, televizyonlara ve gazetecilere" benim kızımı Allah benden daha çok seviyormuş, onu yanına aldı" diyerek. Hepsine aynı cevabı veren o gururlu mağrur, inanmış, teslim olmuş baba ki; bir nevi insanlık dersi vererek siyasilerin ülkeyi yönetenlerin işlerine bakması gerektiğini bir daha böyle olaylara meydan vermemek için, başka ÖZGECAN ların heder olmaması için çaba göstermesi gerektiğini söyledi.
Yavrusuyla olan muhabbetini, sevgisini ve bağlılığını görüp acısını paylaşmamak ve kendi çocuklarımız için endişe etmek mümkün değil
Özgecan’a Allahtan rahmet dilerken, Annesine, babasına ve kardeşlerine Allah sabır versin diyorum
Bu olaydan üç gün sonra dükkânın camına isabet edip kıran bir kartopu yüzünden işyeri sahibi bir gazeteciyi kalbinden bıçaklayarak hunharca öldürdü. Hani nerde insan? Nerede insanlık? Biz ne zaman insan gibi düşünüp, insan gibi davranacağız? Tamam, arkadaşlar olur. Önemli değil canınız sağ olsun. Ama zararımı karşılayın camı taktırın demek var iken bu katliamın gerekçesi neydi?
Yukarıda belirttiğim gibi toplum olarak cinnet geçiriyoruz ve bunun sebebi de İslam’dan ve insanlıktan uzaklaşıyor olmamızda yatmaktadır. Dedikoducu, çıkarcı ve Allahın affettiğini affetmeyen, nefret söylemlerini diline dolamış ötekileştirmenin ayyuka çıktığı toplumumuzdan iyilik beklemek doğru bir şey olmasa gerek
Ülke olarak tamamen içinde bulunduğumuz şeydir bana kalırsa. Öyle şeyler oluyor ve biz bunlara öyle alıştık ki "neler oluyor" bile diyemiyoruz. Şaşkınlıktan dilimizi yutacak gibi oluyoruz, ağzımız açık kalıyor bir süre, ağzımızı kapatınca ise unutuyoruz hepsini. Olanlar hep bireysel gözüküyor, bir çocuk başka bir çocuğun boğazını kesip gitar kutusuna koyarak çöpe atıyor. Birisi "zili çalıp kaçıyor" diye bir çocuğun boğazını kesiyor. bir kadın komşusunun çocuklarını alıp, parçalayıp sobada yakıyor. Bir başka kadın kardeşinin çocuğunu (öz yeğenini) parçalayıp halıya sararak sokağa atıyor. Birisi öpüşen gençleri "uyarıyor", adamı bıçaklıyorlar. İstiklal caddesinde (günde belki bir milyon insanın geçip gittiği) adamın biri güpegündüz başka bir adamla boğuşup öldürüyor, kimse müdahale bile etmiyor. Bir anne gözlerinin önünde daha bir yaşında bile olmayan bebeğe tecavüz edilmesine sesini çıkarmıyor, bir de bu çocuğa tecavüz edenler var! Bir dayı yeğenini eve çağırıp ona tecavüz ediyor, sonra da boğup öldürüyor. "misafirperverliği" ile ünlü olan ülkemize gelen bir yabancı tecavüzden sonra öldürülüp bir kenara atılıyor.
Bunlar sadece bir anda aklıma gelenler ve son iki üç yılda olanların belki binde biri bile değil. Meşhur "kadın Programları"nda anlatılan şeyler zaten trajikomik. "nasıl olabilir" diyorum, kendime yanıt veremiyorum. İnsanlar, insanlığından nasıl çıkar bu kadar? Cinnet diyerek geçiştirmek mümkün mü? Bu soruya yanıt ararken faillerin hemen hepsinde ortak özellikler görüyoruz. "işsiz", "borçlu", "ailesi sorunlu", "annesi/babası ölmüş" vs. demek ki bu "sebepsiz" olarak adlandırılabilecek saçmalıkları yapanların aslında bir sebepleri var. "misafirperver", "sıcak", "merhametli", "anlayışlı" diye karakterler atfedilen millet bunları bir günde kaybetmedi ya!. İnsanlar batağa saplanıyorsa bunun elbette bir sebebi olmalı.
Toplumsal bir cinnet bizim yaşadığımız ve iki hap atarak düzelecek bir şey değil. Toplumsal seanslara ve en önemlisi o seansları yapabilecek gerçek liderlere ihtiyacımız var. Kesesini doldurmak için siyaha beyaz, beyaza siyah deyip diğer renkleri öldürenlere değil. Hap dedim de aklıma geldi yapılan araştırmaya göre ve devletin rakamlarına göre "37 milyon kutu" antideprasan ilaç tüketilmiş. Yanlış duymadınız. "37 milyon kutu" eh artık varın buradan bir sonuç çıkarın
Benim bir şeyler yapmak adına elimden gelen sadece bunları yazmak. Ben de cinnet yaşayan o toplumun bir parçasıyım ne de olsa ve kendimden bile emin değilim.

Kırlangıçların tükürüğüyle tutturduğu
çamur kadar güçlü değilmiş insanlığımız
al yanaklı bir kızın düşlerini
kabusa çeviriyor
siyah peçeli bir adam
Yazık
ne yazık ki
çok yazık

Çağ zebani üretiyor
İnsan insanı yiyor azizim
İnsan insanı

Ezcümle; Allah İslam’dan ve insanlıktan nasiplenenlerin sayısını çoğaltsın. Vesselam

18.02.2015 21:37

Arap Kurt - Köşe yazıları -



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bal Tutan Parmağını Yalar...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İşçinin Hakkını Alın Teri Kurumadan Ödeyiniz
Üst Akılın Aklı...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dünya [Şiir]
Tek Kişilik Oyun [Şiir]
İnkar [Şiir]
Şehit Anası'na [Şiir]
Hiç... [Şiir]
Ömür Denilen Resim [Şiir]
Vurdumduymaz [Şiir]
İki Çift Sözüm Var Aşka [Şiir]
Bahane [Şiir]
Ödünç Aldığım Renkler [Şiir]


Arap Kurt kimdir?

HAYATI (1965) 1965 yılında Çorum’un Alaca ilçesinde doğdu. İlkokulu orta ve liseyi Alaca’da bitirdi. 1985 yılında girdiği Anadolu üniversitesi iktisat fakültesinden 1988 yılında kendi isteği ile ayrıldı. Evli ve bir kız, iki erkek çocuk babası olan şair, ticaret ve tarım işleri ile uğraşmaktadır. Hitit üniversitesi ve çorum il kültür turizm müdürlüğünün katkılarıyla çıkarılan "Çorumlu aşıklar,ozanlar,şairler antolojisi"nde beş adet hece şiir yer almıştır.

Etkilendiği Yazarlar:
orhan veli,cahit sıtkı tarancı.necip fazıl ,m.akif ersoy v.s


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Arap Kurt, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.