..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Denemeler"de gördüğüm şeyi Montaigne'de değil, kendimde buluyorum. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > Kemal Çetiner




18 Temmuz 2014
Küvet ve Dede  
Ölümsüz bir ölü düşünün.

Kemal Çetiner


Psikolojisi bozulmuş bir küvetin dede katili olması üzerine saçmalanmış uzunca bir metin.


:AEFI:
Şimdi kendimi öldürdüm varsayalım cesedimi ise bir necrofili buldu. e ben daha mezarda değilim. bu necrofilinin kadın olduğunu da varsayıyorum. bu kadın öldükten sonra benimle işini gördü. ben de ruh olarak mezara girene kadar bedenimi izliyorum. karı güzel bir şeyse şayet. benimle olduğu anda ruhum azdı, azgın ruhla ne yapmalı. ve tam o sırada ölmediğimi fark ettim öldüm sanıp ruhumu kandırdım yani ruhum bedenime geri döndü astral bir döngü içersinde karı üstümdeyken dirildim. karı korkudan öldü. o sırada içeriye karım girdi, intihar ettim sanıp. beni ölü karıyı sikerken yakaladı. ama sikmiyodum necrofili olan o. sonra karım etik ahlaki yargıları bir kenara bırakıp azgınlığını gizlemeden benimle sevişti. öldü sandığımız karı da dirildi. çünkü karım ölüyü diriltecek cinsten güzeldir.

sonra bu dirilen kadınla karım beni bırakıp birbirlerine girdiler diyelim. ben de o odayı terk ettim. odadan çıktıktan sonra tekrar aynı odaya yeninden girdim. nasıl girdiğimi ve bu boku nasıl becerdiğimi de bilmiyorum diyelim. sonra yerde ölü yatan bedenimin üzerinde grup yapan bir necrofili ve güzeller güzeli karımı gördüm. tekrar öldüğümü ve hiç dirilmediğimi anladım.

ama hikaye boşluklarla dolu, karım odaya nasıl girdi? veya onunla nasıl seviştim bunları bilmiyorum bildiğim şey öldüğümdü artık ondan da emin değilim bu ruh hali bozukluğunu ruhuma çıplak gözle bakarak anlayabiliyorum.
bir anlık 31 çekmek istedim diyelim engin fantezilerim ruhumla 31 çekmek konusunda kısmen başarılıydı ama nesnel olarak kelimenin tam manasıyla bunu hiç denememiştim acaba attırınca ne olacak merak etmekteydim. ve 2 lezbiyeni izleyerek 31 çektim daha sonra attırdığımda bedenimin boşaldığını gördüm.

bu imkansız ölen adam boşalamaz demek ki hala ölmemişim. odadan bir de ruhumla çıkış yaptım. sonra bedenime tekrar döndüğümü fark ettim ama odadan çıkış kapısıyıla giriş kapıları farklı giriş kapısı diğer odanın çıkış kapısıyla aynı. ve ben intihar ettiğim bedenime geri döndüğüm odadayım giriş kapısını kapatmadım. karımdan ve necrofili karıdan 2şer tane görebiliyorum artık. çıktığım ve 2.kez öldüğümü fark ettiğim 2.odanın çıkış kapısıyla intihar edip bedenime geri döndüğüm 1.odanın giriş kapısını aralık bırakarak olayı çözmeye çalışyorum. orada ölü burada diri bunun mümkün olmaması gerekir. hatta evimizde aynı odadan 2 tane de olmaması gerekir.

hem yaşıyor hem ölüyor sikişi içerisindeyim. karımdan 2 tane güzel necrodan da 2 tane var artık tek yapmam gereken o odadakileri bu odaya getirebilmek belki o zaman paradoksu kırabilir ve ya ölü ya diri olarak olayı bir neticeye bağlayabilirim. ya da olayı en baştan bir daha yaşamak istedim döngüdeyim ya en başa alabilirim sonuçta özgür bir beden ve ruhum aynı anda hem astral hem de normal bedene sahibim bir duvar ve bir kapı sağlıyor bu perdeyi kıralım öyleyse o duvarı. tekrar elimde silah çenemin tam altına dayadım ama bu sefer öldükten sonra müthiş bir karının odaya gireceğini biliyorum bu yüzden biraz bekliyorum ve odaya o seksi karı yerine babannem geliyor. işte bu bütün zinciri bozuyor. yoksa öldükten sonra babannemin içindeki ruh güzelliğini falan mı gördüm diyorum. öteki hikaye daha mantıksızdı çünkü. yabancı bir karının benim yatak odamda ne işi var?

önce babanneme sıkıyorum ölüyor. sonra dolabın içine saklanıyorum, ve yakışıklı bir biscolata erkeği gelip babannemin cesedini oracıkta sikiyor. sonra babannem diriliyor erkek ölüyor o sırada odaya dedem giriyor. erkek diriliyor dedemle erkek sevişmeye başlıyor. benim hikayemin babanneme yansımış paralel versiyonu. peki babannem kapıdan çıkınca ne olacak?

o da acaba ruha falan dönüşecek mi öbür oda yansımasında? babannem odayı terk ediyor ve ben de saklandığım yerden çıkıp dedemle erkeği oracıkta öldürüyorum. bir dakika sanırım işi bu sefer çözdüm gibi.

babannemin ardından odadan çıkıyorum ve koridor koridorun sonunda salona varıyorum normal ev. ve evde kimse yok, dolaba gidip bir bira açıyorum. sonra hollandadan gelen gizemli ottan iki kapak alıp kendimden geçiyorum ve sonra tekrar odaya döndüğümde ölülerin kaybolduğunu görüyorum. kafama sıkıyorum ve ölüyorum sonrasında ruhum kenara geçiyor ve olanları izliyorum. diğer ruhlarda burada dedem ve erkek. olayın farkında bile değiller. babannem ise hala geçişleri sürdürmekte. sonra olayı yeniden en başa alıyorum. silah ve ben.

bu sefer kafama sıkmak için içeriye tam birisinin gireceği vakitte sıkmayı deniyorum ve kapı kulpu hareketlenir hareketlenmez ruhumu teslim ediyorum. daha sonra kapı kulpu öylece kalıyor biraz sonra babannemin silah sesinden korkup öldüğünü anlıyorum kulp biraz daha aşşağı inip kap yarım aralanıyor ve artık kapı olayını çözüyorum. ama iş burada bitmiyor tabiki de beni buradan alacaklar ve mezara götürecekler dedem ve abim sesi duymuş olmalılar ki koşarak geliyorlar önce kapıdaki babannemi sonra da beni görüyorlar biraz şaşırıyor abim sonra masadaki silahla dedemi vuruyor. nedenini bilmiyorum sonra da çıkıp gidiyor oç.

abimi takip ediyorum, abim salona gidiyor. salonda necrofili karı var. karı abimi görünce gülüyor ve soruyor hallettin mi abim onaylıyor sonra karım geliyor odaya. abimi öldürüyor o sırada ben tekrar diriliyorum. istemsizce dedemin ölüsü yanımda babannemin ölüsü kapıda hiç bir şey değişmemiş koşarak salona gidiyorum. ve karımı görüyorum.

ve hiç bunları yaşamadığımı hatta tekrar dirildiğimde hatırladıklarımı da unuttuğumu varsayalım, yani sadece intihar edicem ve hiç bir şeye müdahale etmiycem odadan hiç çıkmıycam bu sefer ne olabilir. merakımdan yani. tekrar en baştayım olaylar düğümlü kalıyor sürekli bu durumdan rahatsızım diyelim veya bu durumdan zevk alıyorum diyelim.

elimde silahla ayna karşısında 4 ayaklı bir sandalyenin üzerindeyim, değilsem bile öyle hissetmekteyim ah bendeki bu anarşi ruhu bitmek tükenmek bilmeyecek bir saçmalık. bu sefer nedense intihar etmekten vazgeçiyorum odadan çıkıp normal hayatıma dönmek istiyorum belki ama kalbim tutuyor ve yine ölüyorum.madem her şekilde ve biçimde ölmeyi başarabiliyor, ve sonrasında da yeninden diriliyorsam. ölümsüzlüğü bulduğumu varsayarak ve bunu da ölerek yaptığımı söyleyerek kendi tezimi çürütüyorum.

dolayısıyla aynı anda hem ölümsüz hem de ölü kalabiliyorum, bu başarıyla ünlenmeyi düşündüğümü düşünün. ben düşünemedim siz düşünün. necro bir kadın ne kadar gerçek olabilirse bu olayda o kadar gerçektir. bundan başarı sağlasam ne fayda ki en fazla 10 dakik yaşıyor 10 dakika ruh olarak dolanıyor ve saate baktığımda vaktin hiç ilerlemediğini anlıyorum.



yaşarken geçen 10 dakikaların da sayılması gerekiyor oysa ki. ve sanırım, o an aslında hiç dirilmediğimi anlıyorum kalp krizi insana 1 sn de ne kadar çok şey düşündürebiliyor. intihar böyle değil. hayata dair fikirlerin bittiğinde intihar oluyor zaten bunu değiştirmek de mümkün değil. tanrı ile konuşmak istiyorum artık.


ama canımı almaya gelen melek bunun mümkün olmadığını söylüyor ve azrail i öldürmenin bir yolunu düşünüyor olabilirim. veya hemen teslim olup olacaklara razı da gelebilirim yani ne fark ediyor ki.


saatin hareketlendiğini hissedebiliyorum ve hızlıca azrail in üstüne yürüyorum beni odanın diğer ucuna fırlatıyor. yardım istiyorum, lütfen yardım et diyorum inandığım tanrı ya. kendi gücümle halledebilir miyim? ben melekten üstün değil miyim diyorum gaza geldiğimi varsayıyorum. necrofili karı yeniden geliyor odaya.


karıyı görür görmez diriliyorum sonrasında. azrail yok sadece korku var. karıyı odadan kovup bir liste hazırlıyorum kendime. diyelim ki bu listede hiç tanımdadıklarım veya tamamen olay bağlantılı insanlar olsun. şu ana kadar sadece 6 karakter gördüm.

necrofili kadın.

karım

babannem

dedem

abim

azrail.

tüm bunlar arasında bir bağlantı olmalı bir hikaye. ama her şey o kadar bağımsız ki çözebilmek için fix bir şekle bürünmem gerekiyor böyle ölüp ölüp dirilerek bir yere varamam.



banyo, bir an aklıma gelen bir kelime. küvet, banyodan sonra aklıma ilk bu geliyor bunları da yazamalıyım kağıda. sonra özgürlük ve esaret aynı anda aklıma geliyor. ardından demokrasi dilimden dökülüveriyorlar. yaklaşık 20 dakikadır ölmedim.

süreyi 2 ye katladığıma göre paradoksal çizgi tamamen bozuldu demektir. listenin en başından gözlemeye başlıyorum necrofili kadın. bu kadını birazcık daha yakın takipe alıyorum ve sonrasında aklıma dahiyane fikirlerimden bir tane gelebilir mesela. küvet çok soğuk lütfen yardım edin. hemen ölü taklidi yapıyorum. bu karı ölür ölmez başımda bitiyordu. demek ki beni gözlüyor odanın ortasında öyle hareketsiz 3 saat yatıyorum.


gelen giden olmadığını gözlemleyim kalktığımı varsayalım. şayet gelmiş olsa ne değişirdi? sadece biraz sevişir yine ölebilirdim. küvet kanlanıyor ne olur yardım. ama kadın gelmedi. kadın acaba evde mi? son döngüyü kaçırdım o kadar kafam karışık ki onun abimle ve karımla ne bağlantısı olduğunu çözemedim. hadi abim karımı sikti diyelim. necro kadında grup seviyor olabilir diyelim. peki necro dedemin ölmesini neden istesin? ya da şöyle düşünelim.

dedem necroyu sikti abimle dedemin ilişkisi vardı. necro bunları bastı, aynı anda babannemle karım da cima yapmaktaydılar. küvetin amk devam et. arada boş kalan abimdi. ben de intihar ediceğim için bana yanaşamadı ve olanlar oldu.

odaklanamıyorum sanırım tüm bu sorunlar bundan kaynaklanıyor. olay git gide içinden çıkılır bir hal alıyor. aslında ben bu olayı çözmekten çok bu karışıklıkla kendinimi nihilist sanmayı seviyorum. varlığı da yokluğu da artık fark edemez haldeyim. necrofili kadın. bunun olanakları sınırları çıldırmak üzereyim.

odadan çıkmak sanırım tüm problem bu ya da evden kaç gündür buradayım veya kaç dakikadır. evin dışarısı gerçek manada bir paralel evren olabilir orada bambaşka benliklerle karşılaşabilirim. sanırım değişiklik yapmanın tam zamanı.

odadan hızlı adımlarla evden ise koşarak dışarıya çıkıyorum. evdeki aile faciası umrumda değil amında balık avldığımın içest bozmaları. dışarda daha temiz insanların varlığına inanıyorum ama apartman kapısından çıkar çıkmaz intihar ettiğim odaya geri dönüyorum lanet olsun.

çırılçıplak soyunup yatağa uzanıyorum, ve penisimin ucundaki pembe eti tutup sıkıştırıyorum müthiş bir acı hissediyoru. veya hissetmiyorum. eğer bu küvette kalırsam ölücem. çok karışık duygular. neden böyle bir şey yapıyorum bilmiyorum sanırım delirmeye başladım. az önce annemin sesini duyar gibi oldum. ve 4 yaşında ölen kızımın sesini.

sesler, beni olaydan uzaklaştırmaya çalışıyorlar besbelli, belki de o güne tekrar tekrar döndürmeye çalışıyorşar inanılmaz bir baş ağrısı ve halsizlik çöküyor üzerim ben neden intihar edicektim onu bile unuttum. karnım acıktı. boğulucam kendi kanımda birisi beni kurtarsın. karnımın acıkması normal. normal zamanda 4 saat 24 dakika geçti fakat psikolojik zamanıma göre 2 gün 3 saat 46 dakika geçti.

psikolojik olarak acıktıysam kendimi psikolojik olarak doyduğuma da inandırabilirim. az önce yediğim tavuk şiş gerçekten berbattı yağı iğrençti. ama doyduğum için artık başka yemek yiyemiyeceğim. iğrenç bir tavuk şiş yedim bunu reddedemem.

evet işe koyulmam ve bu necrofili kadını araştırmam gerekiyor. o göğüslerin sahibi bir kadının hangi ırka mensup olduğunu öğrenip o ırk hakkında genelleme yapmak zorundayım. bu bir çeşit hastalık her şey hakkında anlamsız genellemeler yapabiliyorum ve bunu istemsizce yapıyorum.

kadının kimliği yok, kadının ailesi bilinmiyor, kadın orospu kesin bilgi. bunlar yeterli sanırım bu kadar araştırma fazla bile. elimdeki bilgiler arttıkça ekleyeceğimdir herhalde. karımı araştırmaya geçiyorum. benim güzel karım.

ilk nasıl tanıştık hatırlamıyorum ama ilk nasıl birlikte olduğumuzu hatırlıyorum evlenmeden önce yatmıştım onunla. aslında ablası daha çok ilgilendiriyordu beni. ama ablasını tavlamak için güzel karımı becerdim. bu iğrenç bişey. ablası benden 20 yaş büyük ayrıca. olgun kadınlardaki çekiciliğe dayanamıyorum.karım adı, büşra, sarışın, solcu, eğlenmeyi çok sever ve benden nefret eder. ailesi ablasyıla yaşamaktaydı. ben öldürene kadar ablasını tabi.

ablasını neden öldürdüm bilmiyorum, hatırlamak istemiyor ya da gerçekten hatırlamıyor olabilirim ama özet geçmek gerekirse vermediği için onun derisini yüzüp üstüne sıçmış olabilirim. böyle bir cani olmayadabilirim. hiç belli olmaz ne zaman ne yapacağımı kendim dahi kestiremiyorum.

belki de lanetlendim, bu yüzden ölüp duruyodum. başka bir bakış açısından bakıcak olursak dirip duruyorum. yani bu iyi bir şey sonuç olarak. ve bu lanetten çok lütuf gibi. sanırım bir yüce beni kutsadı ve böyle oldum. karımın necrofili kadınla olan bağlantısını çözebilmek için yeniden ölmeliyim sanırım. çıplak uzandığım yataktan kalkıyorum ve kafama sıkıyorum.

odaya necrofili kadın geliyor ve, sakso çekmeye başlıyor ruhum bedenimde ayrıldı ve necrofili kadını izliyor bu sefer dirilmemeyi başarabiliyorum sonunda bir şeyler değişiyor. sonra karım içeri giriyor. ve necrofili kadın birden toparlanıyor karım kadına bakıp sinirleniyor. beni onun öldürdüğünü sanınca ben de şimşekler çakıyor. her şeyi tekrar başa alıyorum.

kafama sıkmadan önce biraz bekliyorum kapının kulpu hareketlenince tetiğe basıyorum. ve babannem yine kapının önünde ölüyor süper, her şey aynı dedem geliyor ardından abim abim dedemi öldürüp odadan çıkıyor necrofili kadının yanına gidiyor ben de onu takip ediyorum hiç bir detayı atlamamaya yoğunlaşıyorum.

necrofili kadın abime hallettin mi diyor, ve tam bu sırada karım geliyor abimi öldürecek. o an bütün olayı durduruyorum. durduğum yerde zamanı geri almaya ve olayları ben intihar ederken izlemeye çalışıyorum.

kafama sıkmadan 5 dakika öncesine astral bir zamanla gidiyorum bu mümkün ışığın evrende kaydolması. olayları değiştiremem belki ama olduğu gibi izleyebilirim. ve başlıyor sonuç olarak. dedem ve necrofili kadını salonda sevişirken yakalıyorum. babannem onları basıyor ve hızla benim odama doğru hareketleniyor dedemde toparlanıp ardından gidiyor.

tam babannem kapıya geldiğinde silah patlıyor babannemde korkudan kalp krizi geçiriyor sonra abim silahla dedemi kovalıyor zavallı dedem odaya saklanmaya çalışıyor ama abim onu orada öldürüyor. kaçırdığım nokta ne burada? babannemin silah sesini duymadan önce odaya gelmesi açıklandı dedemin de hemen ardından gelmesi. ama abim neden dedemi silahla kovalıyor. hadi yine necrofili kadına aşkından diyelim peki karım? ona ne demeli o neden abimi öldürüyor. belki de bütün bunlara neden olduğu için. o zaman necrofili kadını da öldürmesi gerekmez miydi?

olayları tekrar başa almak zorundayım çünkü kafama sıktığım anda ruhum tekrar bedene giriş çıkış yapıyor ani bir şok gri kordonun kopması sonucu olan bir biyolojik saçmalık. her şeyi en baştan izliyorum babannem dedemi necrofiliyle sevişirken bastı ve odama doğru geldi. dedem peşinde ben salonun kapısında bekliyorum. abim mutfaktan çıkıyor elinde silahla ardından karım mutfağın kapısına yaslanıp gülümsüyor. ve abim gidip dedemi öldürüyor.

mutfakta ne konuşuyorlar olayların en fazla 5 dakika gerisine gitmeyi becerebiliyorum. çünkü sadece gördüklerimin takibi üzerinden olayları tekrar yaşayabilirim. tekrar 5 dakika öncesine alıyorum her şeyi bu sefer mutfaktayım. mutfağın kapısından babannem çıkıp kapıyı örtüyor. kağısından derken kapıyı açıp çıkmıyor gerçekten kapının içinden o tahta yığınının tam ortasından çıkıyor. garip kadındı vesselam. kapı içlerinde yaşar kimseye zararı dokunmazdı.

babannem çıktıktan sonra karım abime bir silah veriyor " bununla öldür diyor" olay tahminimin çok dışında gelişti. karımdan böyle bir kahpeliği ben de beklemiyordum. abim silahla mutfaktan çıkıyor ve yine aynı olay zinciri. yine o kayıp merkez necrofili kadın. neden ama. abime azmettiren o değil. neden hallettin mi sorusunu karım değil de o soruyor?

gerçekten içinden çıkamadığım bir durumla karşı karşıyayım. bir de olaylar paralel. ben kapıdan çıkmazsam eğer içeriye necrofili kadın gelip benimle sevişmeye başlıyor ve karım ardından geliyor olaylar gelişiyor. ama nasıl oluyorda ben kapıdan çıkınca kapıya babannem abim ve dedem gelebiliyor? yani aynı zamanda ölüyorum bunun değişmesi mümkün değil.

her yolu denedim ölmediğim zaman bir bok olmuyor. öldüğümde ve odadan çıkmadığımda iki tane karı arasında kalıyor bedenim. odadan çıkmayı ve evi dolaşmayı becerebilirsem eğer bir aile faciasi ile karşılaşıyorum. hangi arada bir değişiklik oluyor anlamış değilim. kafamda filler zikişiyor.

hala bir çok mantık hatası var abim ve dedem odaya geldiğinde silah masanın üzerindeydi ve abim o silahı alıp öldürmüştü dedemi. neden şimdi karım veriyor silahı?

bu paralel olayların da paralel alt olayları mı gelişiyor acaba abimin masadan silahı alması bir olay, ben odadeyken dedemin ölmesi hikayesinde gelişen olay. ama odadan çıkıp olayların peşine gidersem abim silahı intihar ettiğim odanının masasının üzerinden değil karımdan alıyor. defalarca izliyorum.

olay hep aynı sonuçlarla bitmiyor ama, tamam değişik yollardan aynı sonuçlara belki alışabilirim ama sonuçlarda değişiyor bu da işi daha da zorlaştırıyor. tekrar başa dönüyorum intihar etmeden öncesine astral bedende değilim kendi bedenimdeyim. silah kafamda kapının hareketlenmesini bekliyorum kapı kulpu hareketlenince havaya bir el sıkıyorum babannem silah sesinden korkup yine kalp krizi geçiriyor. silahla abimi bekliyorum. ben odadayım dolayısıyla abim silahı karımdan değil masadan almak zorunda.

babannem ölüyor odaya necrofili kadın geliyor, ve babannemin ölüsünü görünce çığlık atıyor ardından karım geliyor beni görüyor kusura bakma kemal diyor bana ve necrofili kadını öldürüyor. işte bu yeni bir şey sonra karımın peşinden gidiyorum. karım salona dedemin yanına gidiyor ve dedem ona hallettin mi diye soruyor? abim gelip beni öldürüyor sonra dedemi. karım abime bakıp gülüyor. ruhum astral uçuşa çıkıyor.

sanırım gerçek olay bu peki babannemin odaya girmesini sağlarsam ne olacak diye merak etmiyor değilim ama bunu daha önce yapmıştım babannem ölünce dedem ve biscolata erkeği sevişiyordu. peki ya babannem ölmez ondan dedem ölürse ne olur? beni de kimse görmez ise işte kaderin ayrıntıları.

bunu denemek için tekrar başa dönüyorum elimde silah sandalyeden kalkıyorum ve dolabın içine saklanıyorum odaya babannemin geleceğini bildiğimde elim tetikte bekliyorum odaya babannem girip kapıyı kapatıyor ardından babanneme gözüküp susmasını söylüyorum ve dedemi kapıyı açar açmaz öldürüyorum.

"küvetten sonunda kurtulduğumu ve bu iğrenç kokulu banyoda ölmeyeceğimi düşünüyorum aslında. dikkatinizi vererek okuyun hikayeyi sır gizem hiç bir şey anlatmıyor bu adam." dedemi öldürdükten sonra sanki zaman donuyor. babannem yüzüme bakıyor ilk kez şaşırıyorum bir şey değişti. ilk kez hiç bir şey olmuyormuş gibi. karım içeriye giriyor. dedemi öldürdüğümü görüyor.

çığlık atıyor yüzüme katil diye bağırıyor babannem yüzüm tükürüyor, korkuyor da aynı zamanda. abim geliyor odaya elinde televizyon kumandasıyla. ne olduğunu anlayamıyorum. her şey birden normalleşti. ölmem gerekmiyor veya necrofili kadının sapkınca fanteziler sergilemesi. dedemi gerçekten öldürdüm mü? tekrar başa dönmeye çalışıyorum başaramıyorum. abim bana bir yumruk atıyor bayılıyorum.

sonrasını fazla hatırlamıyorum polis gemiş ellerimi kelepçelemişler beni evden çıkarıyorlar güneş hiç almadığı kadar alıyor gözümü. küvet mevzusundan bahsedebilir miyiz artık? arabaya bindiriyorlar karım, babannem, abim ayrı bir arabayla geliyorlar peşimden mahalleli bizi izliyor. hepsi ne olduğunu anlamaya çalışıyor silah sesinin nereden geldiğini öğrenmeye ve neden polis arabasına bindirildiğimi anlamaya çalışıyor orospu çocukları.

apar topar oluveriyor her şey, ilk defa bu kadar ölmek istiyorum, ifadem sabit. bir olayı çözmeye çalışıyordum diyorum polislere. sürekli ölüp dirilip duruyorum diyorum. bir kaç gün nezarethane. sonra bir duruşma sonra cezaevi 1 ay sonra görülecek davam. cezevine düşüyorum 1 ay kalıcam burada. çok basık bir havası var.


dedemi öldürdüğüm için 2 numaralı damat gözüyle bakmaktalar bana. çok enteresan bir şey bu. damat, nedir ki bu damat gerçekten bilmiyorum ama deli gibi ölmek istiyorum. fırsatını bulur bulmaz intihar edeceğim.

ve fırsatını buluyorum 13 gün sonra kendimi ayakkabı bağcığımla öldürmeyi düşünüyorum. psikolojim düzeldi gibi sanırım. bu yüzden de bu öyküyü yazıyorum. intihar ettikten sonra gerçekten ölürsem siz hapishane arkadaşlarım bu öyküyü bir yerlerde anlatın lütfen.

" ne yani, öldüğünü mü söylüyorsun? bu imkansız burada nasıl duruyorsun peki?"

" anlattıklarımdan garip gelen tek şey burada durabilmem mi? istersen bir daha öleyim. her şeyin sırrı bu küvet. ama bu hikayenin sonundayız malesef."








Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Zaten Üşüyorum [Şiir]


Kemal Çetiner kimdir?

Merhaba, ben Kemal Çetiner. Kendimi tanıtmakta ise oldukça başarısız sayılırım bu yüzden, bu faslı lütfen geçelim. Kusruma bakmayın ama güneş tepemdeyken böyle bir piyon oynayamam.

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Nietszche


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kemal Çetiner, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.