Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu |
|
||||||||||
|
Seni sevmek içimi saran bir hüznün mihenk taşı gibi, bir türlü yerinden oynamayan seni sevmek başlıksız kalan bir şiirin başı gibi, sonu sonsuza dek olmayan seni sevmek dilime dolanan bir şarkının en güzel satırı gibi,başka hiç bir satırla yeri dolmayan seni sevmek muhabbete bulanan acı bir kahvenin hatırı gibi ,kırk yıl geçse üstünden unutulmayan seni sevmek payıma düşen bir vedanın yası gibi, yüzümdeki rengi hiç bir mevsimle solmayan seni sevmek mazisi biz olan bir mektubun merhabası gibi okudukça sil baştan okunası ,okunulası gibi ... Ama ben yazıyorum ,yazıyorum yazdıkça adını adıma kazıyorum ... Merhaba yüreğimin sesi,ömrümün efendisi merhaba... Bu bir mektup mu şiir mi diye sorma bana. Bil ki kalbimin dilidir boynu bükük her cümlesi, yazdıkça seni bana getiren, ve canımın askısıdır her dizesi , sensizken anlamını yitiren. Tut/a/masan da yazan eli, ayrılmak başka şeydir, ayrı düşmek başka. Ayrı düştüğümüz günden beri, gözlerim acıma dar, gözyaşım ise az gelir oldu bu aşka. Sığmaz oldu kederim içime. Yüreğim deniz, hasretimin bir yanı çöl ,bir yanı derya. Uzak iklimine düşeli özlemim, nehirlere asırlık yatak oldu gözlerim, diz çöktü kirpiklerim yağmurlara. İçimi üşüttükçe resimlerin soğuk yüzü,çığlık çığlığa çarptı ruhum, çerçevesiz duvarlara ... Ah be sevgilim her mektupta seni, her mısrasında adından gayrısını bilmeyen şiirlerimi özlerim.O yüzden şiir kokar , her mektubumda sözlerim .. Bana kalsa şiir gibi yaşar sevgimizi, mektuplara yazardım yüreğimden bile sakındığım bizi. Ama bana kalmadı,ve bana kalmadın, mektuplarda kaldığın kadar.Şimdi onlar seviyor seni benim kalbimle,sana yandığım kadar. Onlar sarıyor seni şiir gibi sözleriyle, seni andığım kadar...Ve onlar özlüyor ellerini , yolların sırtına dayandığım kadar... Bilmiyorum mektup mu, şiir mi, yoksa sen mi ucu yanık mısralarda dumanı tüten bu kimliksiz halet ? Bildiğim tek şey ömrü-vaktim doluncaya , adresini buluncaya kadar sürecek kalemimin ucunda yanan bu isimsiz aşkı- muhabbet ...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Arzu Karadoğan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |