Roman yazmanın üç kuralı vardır. Ne yazık kimse bu kuralların neler olduğunu bilmiyor. -Somerset Maugham |
|
||||||||||
|
Aman ufff şairin canı sıkılmıştı, sevdiğinin sözlerini duyunca heybetli düşüşleri yaşıyordu hayallerinden açılmayan paraşüt misali boşluğa giderken bir el uzandı hayata tutunması için ne kadar kızsa da sevdiği şaire, onun yok oluşuna göz yumamazdı tuttu onu çünkü seviyordu her halini ölümüne bilseydi tek nefes hakkı olduğunu hiç düşünmeden ona verirdi öyle bir aşk ki yaşadığı ölümün vuslat olduğuna inanmıştı Ve uyanmıştı şair korku dolu rüyasından bir anda sevdiğinin karşısında buldu kendini gözlerinde nemli duruyordu hayalleri hala ve şaşkın bakışlarıyla sevdiğinin sesiyle kendine geldi hadi, koy başını dizlerime dedi sevdiği seni sevmenin güzelliğinde saklı olsa da acısı sen benim nefesim sin dedi ve sustu bir kaç serçenin ötüşünden başka hiçbir şey yoktu etrafta şairin başı sevdiğinin dizlerinde rahat huzurlu kapattı gözlerini derin bir oh çekerek sanki tüm yıkılan hayalleri yeniden inşa edilmişti mutluydu sevdiğinin okşamaları hafifletiyordu ağrılarını hayal kurmak serbest dedi sevdiği hadi ikimizin olduğu bir ada düşün mesela herkesten uzak güneş, su ve senin o güzel yüreğin durakladı sevdiği birden ve beni sakın bırakma dedi, beni sakın bırakma bırakırsan ölmem yaralı kalırım, yarım kalırım, acı çekerim ama ölmem canım yanar yokluğuna da isyan ederim sakın bırakma beni seni bu denli severken sevgimi boşa çıkarma... Şair suskun, dinlemekteydi yüreği ağzında boğazında bir düğüm konuşmak istedi konuşamadı başını salladı tamam der gibi ellini sımsıkı tuttu sevdiğinin ikisi de ilk defa bu kadar yakın ve bu kadar huzurluydu sessizlik oldu bir an kuşlar uçmuştu çoktan gece olmuştu ay parladı ve yıldızlar sanki onlara gülümsüyordu sevdiği merakla sordu beni ne kadar seviyorsun? Öyle çok bağlıydı ki şair sevdiğine aklına kördüğüm gibi demek geldi evet evet ben seni kördüğüm gibi seviyorum dedi sevdiği gülümsedi bu benzetmeden hoşlanmıştı ve eğildi şaire doğru kulağına fısıldadı bende seni, senin beni sevdiğin gibi seviyorum dedi ve bir buse kondurdu yanağına usulca... Uzandı sevdiği şairin yanına uyku gözlerinden akıyordu ikisinin de ama hiç uyumak istemiyorlardı sanki uyusalar bu büyü bozulacaktı korkuyla titreyen sevdiğine sarıldı ensesinde hissetti sımsıcak nefesini kalbi duracak gibiydi sevdiğinin omzuna konan busenin dokunuşuyla irkildi ve gülümsedi şair iyi uykular dedi usulca kulağına ve kapandı gözler gecenin sakinliğinde şükretti şair sevdiği kollarında uyuya kaldı Ve sabah oldu ilk defa ikisi de birlikte açmışlardı gözlerini aynı güne aynı yerde birbirlerine baktılar ilk gün ki gibi sevgi dolu bakışlarla günaydın dedi sevdiği günaydın canımın içi sana da günaydın dedi sana da günaydın ömrüm ve sokuldu sevdiği kollarına öylece kaldılar uzun bir süre çok mutluyum diye fısıldadı sevdiği zaman durmuştu sanki bir an korkuyla döndü sevdiği gözlerini büyüterek bu mutluluk hiç bitmeyecek değil mi? dedi Sesi titreyerek gözleri dolmuştu şairin sana söz ömrüm sana söz hiç bitmeyecek dedi ve sımsıkı sarıldı sevdiğine... 06.08.2013 Rasim Yılmaz
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Enes Tarık, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |