..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İnsanların bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Müjgan Akyüz




4 Nisan 2013
Hayatta Kalabilmek  
Müjgan Akyüz
Onu gördüğümde siyahın bu kadar siyahını daha önce hiç görmediğimi düşündüm. Karşımdaki koltukta keyifle oturan ve neredeyse koltuğun oturma yeri kadar büyüklüğünde, birçok kolları olan kocaman bir örümcek. Ben ayaklarımı topluyorum, oturduğum kanepede sanki kaybolabilecekmişim gibi büzüşüyor, kendimi saklamaya çalışıyorum fakat nafile.


:AEAE:
Onu gördüğümde siyahın bu kadar siyahını daha önce hiç görmediğimi düşündüm. Karşımdaki koltukta keyifle oturan ve neredeyse koltuğun oturma yeri kadar büyüklüğünde, birçok kolları olan kocaman bir örümcek. Ben ayaklarımı topluyorum, oturduğum kanepede sanki kaybolabilecekmişim gibi büzüşüyor, kendimi saklamaya çalışıyorum fakat nafile. O ise zaten yalnızca bana geldiği için gözleri üzerimde. “Bu sefer gerçek bu, hayal filan değil” Diyorum, tutabilsem tutacak kadar gerçek bir yaratık. Böyle zamanlarda felçli biri gibi kıpırdayamıyorum, üzerime tonlarca ağırlık biniyor ve ellerim ayaklarım kıpırdayamaz oluyor. Görüyorum, duyuyorum, korkuyorum fakat eylemde bulunamıyorum, ses tellerim kesilmişçesine sesim çıkmıyor.

Üç yaşındaki oğlum koşarak salona giriyor, elinde küçük plastik top ve örümceğin oturduğu koltuğa zıplıyor, gürültüyle oturuyor. “Oraya oturma!” Diyecek kadar bile zaman ve güç bulamadım. Örümceği görüşüm, korkudan tutulmam, ardından oğlumun odaya girişi hepsi toplam iki saniye kadar bir zamanda oluyor aslında saate göre. Korkunun tek bir saniyesi saatler sürüyor oysa. Oğlumun koltuğa oturması ile örümceğin yok olması aynı anda oluyor. Kurtuldum örümcekten, vücudum çözülüyor, korku yerine ferahlık yayılıyor kalbime. Nefesim düzeliyor, soluklanıyorum, sanki kan yeniden dolaşmaya başlıyor damarlarımda, ısınmaya başladığımdan anlıyorum. Sırtımdaki soğukluğun yerini sıcaklık alıyor. Oğluma gülerek bakıyorum yine beni kurtardığı için. Kollarımı açıyorum ve o da kollarıma zıplıyor. Sarılıyorum doyasıya ona, kokluyorum, öpüyorum.

Doktora gittiğimde konuşmuştuk bu konuyu. Halüsinasyonlarım algılarımı ne zaman yanıltsa oğlum devreye girdiğinde hepsi kayboluyordu. Onun yanındayken zaten bu kopuklukları yaşamıyordum. Gerçekle hayal arasında yüzümü hayata çeviren en büyük etken oğlum oluyordu. Hatta geçenlerde elimdeki örgü şişini karnıma batırmamı söyleyen bir kediden onun “Anne!” Diye seslenmesi sırasında kurtulmuş ve hemen şişleri elimden fırlatmıştım.

Oğlumun yetişemeyeceği kötü bir an olabilirdi. Bunlardan tamamen kurtulabilmek için doktordaydım ve çareler arıyordum. Rahatsızlığımın bilincine varmıştım, ne kendime ne de çevreme zararım olsun istemiyordum. Doktor uzun bir tedavi süreci geçireceğimi söyledi ve sabırlı olmamı tavsiye etti. Sürekli gözetim altında olacaktım ve bir deftere yaşadığım duygu bozukluklarını not alacaktım. “Yazdıktan sonra okuduğunda düzeltme yapmayacaksın, öylece bırakacaksın.” Diye uyardı beni.

İlaçları almaya başladığımda kötü etkilediler önce. Hatta ilk hafta daha fazla hayattan koptum diyebilirim. Israrla kullanmaya devam etmemi söyledi doktor. Haklılığını anladım ilerleyen günlerde. Artık hayatta daha fazla kalabiliyordum. Bunu böyle tanımlıyorum ben “Hayatta kalabilmek” Çünkü diğer gördüklerim ve yaşadıklarım hayatla ilgili değildi, sanaldı. Sanalda kalmak ile hayatta kalmak arasındaki tercih bana bağlı değildi bu rahatsızlığım sırasında.

Hastalığın başlangıcının hamileliğime dayandığını söylüyordu doktor. Yazdıklarım, hissettiklerim, yaşadıklarım ve onunla sohbetlerimiz bu sonuca götürmüştü bizi. Bizi diyorum, çünkü hak veriyorum doktora. Karnımdaki çocuğu aldırmaya karar verdiğim andan itibaren başlamıştı sıkıntılarım. Bakamam, besleyemem, yetiştiremem sandım ve bebeğimi doğmadan öldürdüm. Öldürme işleminde yapılan bir hata sonucu da kısır kaldım. Bir daha asla çocuk sahibi olamayacaktım.

Benim yanlış kararım ve bebeğimi alan doktorun yanlış müdahalesi… O hasta koltuğuna uzanış, soğuk metalin dokunuşu. Soğuk metal şey… Bunu hiç unutamıyorum. Eğer ben bir kadın doğum doktoru olsaydım o metali önce buharda filan hafif ılıtırdım mutlaka.

Psikolojik tedavilerimin sonucunu alıyor, iyiye gidiyordum. Çevremdekilerle ilişkilerim daha düzeliyordu. Kendimi meşgul edecek çok güzel uğraşlar edinmiştim. Halüsinasyonlar görmüyordum artık ve oğlum da kurtarmaya gelmiyordu.

Hayatta kalabilmemin bedelini gerçekte bir oğlumun olmadığını öğrenerek ödemiştim. Bazı günler ilaçları kullanmıyorum sırf oğlumu kucaklayabilmek için. Ne yapsam gelmiyor artık. Onu ikinci kez kaybedişimdi bu.




Bunları birebir yaşamadığım gerçek, fakat hiç yaşanmamıştır diyebilir miyiz?


Müjgân Akyüz Dündar/MAJ



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Beş Boyutlu İmgeler 1 Uyuttum Uyumayı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ressam ve Model [Şiir]
Tecrîd-i Aşk [Şiir]
Gözyaşım Neşem Güneşim Zehir [Şiir]
Şehvetin Cazip Sesi [Şiir]
Kevsere Memba Bende [Şiir]
Ay Güneş Gibi Doğsun [Şiir]
Ol (M) Asılıklar [Şiir]
Yeniden Başlasın Aşk [Şiir]
Şarab-ı Tahur [Şiir]
Razı Şiiri [Şiir]


Müjgan Akyüz kimdir?

mimar, öğretmen

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl, Orhan Veli,Yunus Emre,Abdurrahim Karakoç


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Müjgan Akyüz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.