..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İyi bir aşk mektubu yazmak için, neler yazacağını bilmeden oturman, kalktığında da ne yazdığını bilmemen gerekir. -Rouesseua
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Özgürlük ve Eşitlik > Aysun Güven




6 Aralık 2012
Zeus'un Kızı; Matmazel Julie  
Aysun Güven
Demek kan görünce dayanamıyorum sence. O kadar güçsüz sanıyorsun beni. Ah, senin kanını, beynini bir satır tahtası üstünde görmeyi ne kadar isterdim! Ne çok isterdim bütün o cinselliğin bir kan denizinde yüzsün. Tutup kafatasından içerdim, sonra ayaklarımı göğsünün içinde yıkar, yüreğini olduğu gibi kızartıp yerdim. Demek güçsüzmüşüm ben. Demek seni sevdiğimi sanıyorsun, sanki benim rahmim senin tohumların için yanıp tutuşuyor; kalkıp senin dölünü bağrıma basıp onu kendi kanımla besleyeceğim demek. Aklınca sana çocuk doğuracağım ve senin adını taşıyacağım. Bu arada sorayım bari, adın ne senin? Soyadını duymadım hiç. Olduğunu da hiç sanmam.


:AHGH:
“Julie: Hayır, gitmiyorum daha. Gidemem… bakacağım. Dinle! Bir araba sesi. Demek kan görünce dayanamıyorum sence. O kadar güçsüz sanıyorsun beni. Ah, senin kanını, beynini bir satır tahtası üstünde görmeyi ne kadar isterdim! Ne çok isterdim bütün o cinselliğin bir kan denizinde yüzsün. Tutup kafatasından içerdim, sonra ayaklarımı göğsünün içinde yıkar, yüreğini olduğu gibi kızartıp yerdim. Demek güçsüzmüşüm ben. Demek seni sevdiğimi sanıyorsun, sanki benim rahmim senin tohumların için yanıp tutuşuyor; kalkıp senin dölünü bağrıma basıp onu kendi kanımla besleyeceğim demek. Aklınca sana çocuk doğuracağım ve senin adını taşıyacağım. Bu arada sorayım bari, adın ne senin? Soyadını duymadım hiç. Olduğunu da hiç sanmam.
Modern tiyatronun öncülerinden İsveçli yazar August Strindberg’in 1878 yılında yazdığı, şu an İstanbul’da sahnelenen, Matmazel Julie adlı oyunundan alıntıdır. Soylu bir kişi olan Matmazel Julie, uşağı Jean’e aşık olur ve onunla ilişkiye girer. Matmazel Julie’nin, soyluluğundan kadınlığını unuttuğu bir sırada, zenginlik avcısı Jean, zekice hamlelerle, Julie’yi kendine aşık eder. Aralarındaki sınıf farkı ve Matmazel Julie’nin beklediği itibarı, herşeye rağmen, Jean’den görememesi, sadece mutsuz bir kadın olarak değil, toplumun yarattığı bir kurban olarak, onu ölüme sürüklerken, Jean’i hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya götürür.

Sınıfsal farklılık, ırkçılık, cinsiyet ayrımcılığı, yirminci yüzyılda ise, kendinden farklı olanı dışlama kavramı . İnsanların, çağlar boyu kendilerini farklı gösterme çabası içinde olmaları, bu çaba içinde olmayanları diğer kategorisine sokmuştur. Ne yazıktır ki, bu çabalar yüzyıllardır alkış görmekte ve taraf bulmaktadır. Aynı ortamda bulunduğunuz, fakat farklı düşüncelere sahip olduğunuz halde, o ortamdaki çoğunluk yüzünden, düşüncelerinizi açıkça ortaya koyamadığınız anlar olmuştur muhakkak. Bunları genelleştirip, iş görmek için kurulmuş birimlerin içine adapte ettiğinizde, fikir beyan etme kavramı, özellikle tutum agresif İse veya zıt fikirler içeriyorsa çekimser kalır. Bu durum, insanoğlunun öteki tarafı yüceleştirme, o tarafı genel kabul görmüş ilkeler olarak, görme yetisini üste çıkarıyor, bir buzdağı gibi. Unutmamalı ki; bir zamanlar, Hitler’in demokratik kurallara uygun bir şekilde seçilerek askerliğin alt mertebelerinden, tarihsel olarak kabul görmüş bir soykırıma önderlik etmesi, çekimser kalmanın, ne kadar acı sonuçlar verdiğini göstermiştir.
Eşitsizlik-çekimserlik diye bir denklem çok da yanlış olmaz. Tarih bize karşı çıkmanın, fikrine sahip olmanın, çoğulcu olduğu takdirde ancak, gücünü gösterebileceğini defalarca kanıtlamıştır. Azınlık hakları, kadın- erkek eşitliği, çocuk hakları, eşcinsel hakları, engelli hakları, yaşanılan direnmelerle haklılık kazanmıştır, kazanmaktadır.
Eleştirel bakış açısı, çekimserliğin hiç anlaşamadığı insanı, özel hayatında ise, hiç aklında yokken bile çıkarsamalara götürür. Karşılaştığı problemleri, sadece bir yönden görerek, çözmeye çalışma yanılgısından kurtarır. Eleştirinin her zaman haklı olduğu ve savunulabilir olduğunu iddia etmiyorum. Ama bir ortamda duyulan “çatlak sesler” insanları rahatsız etmemeli. Her konuda, insanlar henüz daha çocukken itiraz edebilme ve farklı görüş bildirebilme cesaretine, sahip olma iç güdüsü ile yetiştirilmelidir. Unutmayalım ki; içinde yarattığımız dünyada yaşayacağımıza göre, bu sebeple, kimsenin tek tip insan modeli yaratma kaygısı içinde olmaması gerekir. Kimse kimseye benzeyemez, benzetilemez. Benzersizlikler, hiç kimse için bir aykırılık olarak görülmemeli, aksine bir çeşitlilik olarak algılanmalıdır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın özgürlük ve eşitlik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Zeus'un Kızı; Çıkış
Zeus'un Kızı; Arkası Yarın

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Zeuskız; Sosyal İkilem - Truman Show
Bu Ülkeyi Tanıdınız mı?
Küçük Arı
Varolmak Yaşamaksa Ölmek Ölmek mi
Şüphe
Aşk/elif Safak
2000 - 2010
Mevlana'nın Aşkı
40 Yıllık Sır
Fareler ve İnsanlar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kara Mizah [Şiir]
Irmak [Şiir]
Bütün Yolculuk Boyunca Hasret Ayrılmadı Benden - Bir Ucu Bir Kuyuda Kaybolan Rüzgarlı Bir Şosede [Şiir]
İnsana Dair [Şiir]
Bir Dolu Bir Boş [Şiir]
2011 Yeni Doğan [Şiir]
Doğum Günüm [Şiir]
Derdim Bu Olsun [Şiir]
Doğum Günüm [Şiir]
Ne Diyeceğimi Bilemedim [Şiir]


Aysun Güven kimdir?

hayatın içine sığamayanlar kitapların içine sığabilir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aysun Güven, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.