Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
Peki, siz insanlar bir an durup, hiç kendinize sordunuz mu: “Biz ne yaptık, geleceğe ne bıraktık?” diye. Geleceğe ne bıraktığınızı sizler pek fazla düşünmüyor olsanız da, ben size izninizle söyleyeyim. Geleceğe, yani evlatlarınıza; sağlıklı yaşam alanları yerine, çok katlı binalar, birbirinden lüks ve gösterişli alışveriş ve eğlence merkezleri bıraktınız. Zaten gelecek de pek umurunuzda değildi ki; yüksek yüksek binaların aralarında kalmış, ufacık, yeşil parklara bile göz diktiniz. Hepiniz birbirinize “Bir benim ağaç kesmemle, koskoca orman mı yok olacak canım!” diye diye cennet vatanımızı betona çevirdiniz. Kısacası sevgili insanlar, siz; bize yeşil olmayan, betonarme, gri bir dünya bıraktınız… Önceki yıllarda İstanbul’da sıradan bir vapur yolculuğu; İstanbul Boğazı’nın berrak suyu, fonda martı sesleri ve berrak suda yüzen bin bir çeşit balık betimlemeleri eşliğinde anlatılırdı. Bu anlatım artık günümüzde oldukça değişti… Martılar balıkları göremeyince çöpten beslenir, berrak suyumuz ise benzin rengine döner oldu. Önceleri, evimin karşısındaki okulun önünden akan nehir; bugün metro yolu. Daha keşfedilmemiş birçok canlıya ev sahipliği yapan Borneo Adası da sırları ile birlikte yok oluyor. Tüm bu değişiklikler sizin için pek sorun yaratmıyor olabilir ancak bizler, sadece ülkemizde değil, dünyada da örneklerini gördüğümüz bu değişimin farkındayız. İşin en kötüsü; birçoğumuz artık nefes bile alamıyoruz. İçimize oksijen çekmek yerine, karbondioksit çekmek zorundayız. Peki neden? Artık eski bulutları da unuttuk. Yoksa sizin bulut dediğiniz fabrikalarınızın bacalarından çıkan karanlık duman mı? Üzgünüm, bizim bulutumuz o değil. Bizimkiler beyaz, bembeyaz, aydınlık bulutlar… Peki, sizce sadece beyaz bulutları mı unuttuk? Hayır, berrak denizleri, çimen kokan sokakları, gökte uçan kuşları bile unuttuk. Artık çocuklar sokakta oynayamıyor, bahçelerde koşup çiçek toplayamıyorlar ki mutlu olsunlar. İsviçre’de yapılan bir ankette, çocuklara ineklerin rengi soruluyor ve çocukların %75’i ineklerin eflatun renginde olduğunu söylerken, sadece %5’i ineklerin siyah ve beyaz olduğunu belirtiyor. Bunu biliyor muydunuz? Ne trajik bir sonuç, değil mi? Biz insanlar, neden gelecek nesillerin doğası ile oynuyorsunuz? Hani evlatlarınızı çok seviyordunuz? Bu denizler, bu doğa sadece sizin değil ki… Daha doğmamış, yüz yıllar sonra doğacak yeni nesillerin de… Peki, bir ağacı kesip, yok etmek te bir cinayet değil midir? Onu arkadan vurmak değil midir? Oysa katlettiğiniz o ağaçlar; bizim yaşam kaynağımız. En acısı da; bir önlem alınmazsa eğer, sizin bizlere bıraktığınızdan daha kötü, daha karanlık bir geleceği kendi çocuklarımıza bırakmak zorunda kalacak olmamız… Bu gidiş doğru bir gidişat değildir. Biz, geleceğin aydın mumları sizden bu yanlış gidişata bir “Dur!” demenizi ve yeşil, aydınlık bir dünyaya yeniden kavuşabilmemiz için çözüm üretmenizi diliyoruz. Lütfen çözümünüz; ağaçları kesip, elde ettiğiniz kâğıtlara “Ağaçları kesmeyelim!” yazmak olmasın sadece. Bulduğunuz çözüm, halkımızı içinde bulundukları bu derin uykudan uyandırıp, bilinçlendirsin… Sizce, bize en azından bunu borçlu değil misiniz?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Selin Şentürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |