"Moda denilen şey o kadar çirkindir ki onu her altı ayda bir değiştirirler." -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Şimendifer ailesinin ikiz çocuklarını mahallede tanımayan yoktu.Onlar, insanlar tarafından genellikle,yaptıkları haylazlıklarla bilinirlerdi.Turunç Mahallesi sakinleri,bu küçük yumurcaklara kızsalar da, yine de mahallede onların varlığı neşe vericiydi.İkiz oldukları için doğal olarak aynı yaşta, altı yaşında olan Çil ve Çim kardeşlerin annesi Bayan Güldiken,her anne gibi, çocukları için endişelenen biriydi.Bay Matara ise ailesini severdi,fakat onun için daha önemli olan bir iş vardı,-futbol! Tabii bu onun iyi kalpli olmadığını kanıtlamazdı.İkiz maceracılarımızın bir de Nels adında sevimli mi sevimli bir köpekleri vardı.Sahibine sadık olan ,uslu bir köpekti o.Şimendifer Ailesi’nin üyeleri,Turunç Mahallesi’nde,pembe renkli,bahçeli,müstakil bir evde yaşamlarını sürdürüyorlardı. Çil,biraz utangaç,konuşmayı sevmeyen bir kızdı.Çim,Çil’in tam aksine kıpır kıpır ve gevezeydi.İkiz olmalarına rağmen kişilikleri tezatlıkla dolu olan şu, Şimendifer Ailesi’nin minik üyelerinin kocaman dünyasına girmeye hazır mısınız? 2.Bölüm:ÇİL YALNIZ KALIYOR Aylardan Haziran’dı.Tüm çocuklar sokaklara dökülmüş,akşama kadar türlü türlü oyunlar oynuyor,kimileri bir topun ardından koşarken,kimileri ip atlıyordu.Çil ve Çim evde öğle yemeklerini yerken,kapının zili duyuldu:’’Ding dong!’’ Bayan Güldiken kapıya yöneldi.O sırada Bay Matara,futbol maçının özetini seyretmekteydi.Bayan Güldiken : -Hoş geldin.Çim’in yemeği bitmek üzere.Merak etme,birazdan seninle oynamaya gelecek.Tamam mı? Çim o anda lokmaları hızlı hızlı yutmaya başladı.Bir an önce dışarıda arkadaşlarıyla oynamak istiyordu.Çil ise buna çok üzülüyordu.Çünkü kardeşi de gidince,onunla oynayacak kimse kalmıyordu.Çim,yemeğini yedikten sonra dışarı fırladı.Birden Çil ağlamaya başladı.Bay Matara bile programdan başını çevirerek,neler olup bittiğini öğrenmek istedi.Çil bağırmaya başladı, ‘’Çim dışarı gidiyor.Bense evde kalıyorum.Oynayacak hiç kimse yok.’’ Annesi,yanına gelerek, ‘’Bak kızım,sorunlarını bağırarak çözemezsin.Ancak konuşarak bir çözüme ulaşabilirsin.Sen dışarı çıkmayı istemiyor,sonra da seninle kimsenin oynamadığından yakınıyorsun.Bak, kardeşinin yanına git,onunla duygularını paylaş.Onların oyununa katılmak istediğini söyle.Anlaştık mı? , dedi ve Çil’e göz kırptı. O günden sonra,Çil ve Çim hep birlikte oyun oynamaya başladılar. 3.Bölüm:LUNAPARK’TA KORKU DOLU ANLAR & SONRASI Yazın en güzel günlerinden birinde,güneşin kendini olanca sıcaklığıyla ortaya koyduğu bir zamanda, Şimendifer Ailesi alışverişe çıkacaktı. Taşıtlarına binerek yola koyuldular.Kentin en güzel ve en büyük alışveriş merkezine varmışlardı.Birden Çim’in heyecanlı sesi duyuldu,bağırıyordu, ’’Lunapark,lunapark!’’ Ailecek lunaparkın giriş kapısına yürümeye başladılar.Bayan Güldiken ve Bay Matara onların korku trenine binmelerini hiç istemiyorlardı.Ama ne yapacaklardı,onlar çocuktu, anne babalarına nazları geçerdi.Evet,işte korku treni oradaydı! Sanki,Çim ve Çil’in binmesini bekliyordu.Biletler alındı,koltuklara yerleşildi,kemerler takıldı, artık her şey hazırdı.Vee...Birden tren hareket etmeye başladı.Şimendifer Ailesi’nden çığlıklar yükselmeye başladı.Daha doğrusu,Çim ve Çil ortalığı ayağa kaldırmaya başladılar. Koltuklarında oturmak istemediklerinden ve korktuklarından olsa gerek,hoplamaya ve elleriyle karşılarına çıkan nesnelere uzanmaya çalıştılar.Adeta kurukafalar ve diğerleri,onları selamlıyorlardı.Bay Matara ve Bayan Güldiken ne yapacaklarını bilemeyerek bocalamaktaydılar.O anın verdiği heyecan ve psikolojiyle,çocuklarını durdurmak akıllarına bile gelmemişti. Bu olaylar sürerken,ani bir ışık gözlerine geldi.Evet,bu adrenalin dolu dakikalar sona ermişti…Gözleri karanlıktan aydınlığa kavuşan ikizler ise, ağlamaya,gözyaşı dökmeye başladılar. Bay Matara,onları neşelendirmek için şunu söyledi: -Ee,o kadar korkudan sonra dondurmayı hak ettiniz. Çil ve Çim,babalarının boynuna sarıldılar ve Şimendifer Ailesi dondurmacının yolunu tuttu. Tatlı merasiminin ardından,alışveriş merkezinin altını üstüne getirdiler.Çil’e şeker pembesi,ceplerinin önünde fiyonkları olan bir elbise alınmıştı. Çim’e ise,mavi kot pantolon ile fıstık yeşili bir gömlek satın aldıktan sonra,evlerine gitmek üzere arabalarına bindiler.Yol boyu,o gün yaşadıklarını düşündüler durdular. Hem korkunç,hem tatlı,hem heyecanlı anlar yaşamışlardı…Eve vardıklarında,Çil,ona alınan elbiseyi giydi ve o kadar çok beğendi ki…Çim’de öyle.Sevinçten evin içinde dört döndüler.O gün,onlar için güzel bir anıydı. 4.Bölüm:NELS KAYBOLUYOR -Karıcığım,kravatımı gördün mü?Hani şu,turuncu renkte ve çizgili olanı. -Evet,en son kirli sepetindeydi.Bugün başka bir kravat giymek zorundasın o yüzden. -Bir şey de zamanında olsa,şaşacağım zaten.Neyse,başka çarem yok,koyu turuncu kravatımı takarım ben de.Haydi,ev ahalisi,hoşça kalın.Bay Gamkafa yine kızacak işe geç kaldım diye. -Şu tutulan takımın renklerine bürünme işi de yani…Haydi çocuklar,kahvaltı sofrasına. Bay Matara,sabahtan akşama kadar şirkette çalışıyordu.Bu durum,onu sıkmıyor değildi.Ama,aynı şey diğer aile üyeleri için söylenemezdi.’’Penaltı,ama gerçekten,penaltı yaa!’’ vb. gibi cümleler olmayınca insanın beyni rahatlıyordu vallahi. Neyse,asıl olay bu değildi tabii ki. -Evet çocuklar,kahvaltımızı bitirdikten sonra,birlikte çizgi film izlemeye ne dersiniz?Hem de çok seveceğiniz bir çizgi film bu…Havtav adlı bir köpeğin ,insanları kurtararak kazanmış olduğu bir kahramanlık ödülünü konu alıyor. Hayvanları ne denli sevdiğinizi biliyorum. O yüzden bu çizgi filmi seyretmenizi,daha doğrusu birlikte seyretmemizi istiyorum. Onlar filmi seyrededursun,arka bahçedeki kulübesinden çalınan Nels,birinin onu kurtaracağını düşünmekteydi.Bayan Güldiken ve ikiz kardeşler,filmi izledikten sonra,Nels’in kulübesinde olmadığını gördüler.Büyük bir endişeye kapıldılar.Evlerinin yakınında,uzağında,her yerde sevgili köpeklerini aradılar.Ama maalesef bulamadılar.Canları,sadık dostları onları bırakıp gitmişti.Nels artık başını dinlemek istiyordu.Ya da…Ya da bir hayvan düşmanı onu çalıp,zarar vermek istemişti.Tüm ihtimaller göz önünde bulundurulduğunda bile elden hiçbir şey gelmiyordu.Çaresiz normal hayatlarına devam ettiler. Aradan bir hafta geçtikten sonra, havlama sesleri duyuldu.Acaba,bu Nels olabilir miydi? Çim ve Çil bahçeye uçarcasına çıktılar.Evet,o Nels’ti!Belli ki,sahiplerini unutmamış,onlara tüm şartlara rağmen,kaçarak gelmişti.İkiz kardeşler,önce birbirlerine sarılarak sevinçlerini paylaşmışlar,ondan sonra da Nels’e sarılarak hasretlerini gidermişlerdi.Bir daha birbirlerinden ayrılmak yoktu! 5.Bölüm:BİZ KARDEŞİZ! Çil ve Çim,artık yedi yaşına basmışlardı!Turunç İlköğretim Okulu’na gideceklerdi.Ama,anne ve babaları,onlara okullar açılmadan önce pikniğe gitmeye söz vermişlerdi.O gün hava,yazın son sıcakları oluşuna aldırmıyorcasına,ılık ve güzeldi.Piknik malzemelerini alarak ormanın en uygun yerine gittiler.Yemekler yendi,içecekler içildi,sıra oyuna gelmişti.İkiz kardeşler oyun oynarlarken,ebeveynleri Güldiken Hanım ve Bay Matara,diğer piknikçilerle sohbet ediyorlardı.O sırada,Çim’in dikkatini biraz ilerideki harika manzara çekti.Çil’e gösterdiğinde o da çok etkilenmiş olacak ki,derinliklere doğru beraberce yürümeye başladılar.Çil,biraz düşündü ve endişeyle durdu.’’Çim,ilerilere gitmemiz çok tehlikeli olabilir!Haydi gel piknik alanına dönelim’’.Çim,macera isteğinin de tetiklemesiyle,’’Öff,Çil.Amma da korkaksın.Hemen gider geliriz.Hiçbir şey olmaz.’’ Çil,onun yanından ayrılarak,piknik alanına doğru yürümeye başladı.Çim,gitti,gitti ve kısa süre sonra arkasına baktığında çok korktu.Bir ağacın yanına oturdu,ağlamaya başladı.Çil’de olanları ailesine anlattı.Çim,biraz düşündükten sonra kalkıp yürümeye başladı ve tanımadığı yerlerden geçti.Çok umutsuzdu.Birden piknik alanının ilerisindeki büyük ağacı gördü.Sevinçle ailesinin yanına koştu. -Anne,baba,Çim,sizi çok üzdüm.Özür dilerim! Sonra,hemen Çim’e sarılarak,’’Canım kardeşim,çok özür dilerim,seni dinlemedim.’’ Çim,’’Önemi yok hatanı anladıysan.Hem biz kardeşiz!Seni çok seviyorum kardeşim!’’ Onlar,kardeştiler.Küsseler de.Hata yapsalar da.Bu,inkar edilemez bir gerçekti.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nilay Şit, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |