Yaşamın tanımı yoktur. -Halikarnas Balıkçısı |
|
||||||||||
|
Benim yaşımda olanlar (70) önceki depremleri ve sonuçlarını iyi anımsar. Her depremden sonra günlerce hayıflanır, dövünürüz. Ama ölen ölmüştür, yıkım dağ boyudur. Deprem kuşağında olduğu bilinen yerde, çevrede hâlâ neden sağlam yapılar yapmamakta direniriz. Önce değineceğim önemli nokta şu : Hükümet, artık Kamu yapılarını Açık Eksiltme ile değil Açık Arttırma sistemi ihalelerle yapsın. Bu bir. Lütfen sel ve dere yataklarını yapılaşmaya açmayalım. Bu iki. Sabah haberlerinde depremin kaçıncı günü( ! ) oldu hâlâ çadır problemi yaşanıyor, anonsunu alınca üzüldüm, sessiz ama içimden sinirlendim. Bölgenin iklim koşulları kışa girmesine karşın tek çözüm çadır mıdır ? Mimarımız, mühendisimiz, teknikerimiz; bölge insanına isterse daha nice pratik sığınma yerleri, noktaları yapabilir. Bu ağaçtan da plastikten de yalıtılmış nice maddeden de yapılabilir. Biz sıkışınca icat eden insanlardanız, bilirsiniz. Yine akşam ortak tv. yayında toplanan yardımları gördünüz. Kulıunuz da emekli olduğunu düşünmeden hemen sms ile yardıma koşmayı ihmal etmedi. İmdi bu yardımları hemen yerine, yurduna ulaştırmanın zamanıdır. Lütfen gecikmeyin. Haberden öğrendiğimize göre ulaşılmayan köy sayısı az değil. Bunlara koşuldu mu, ulaşıldı mı ? Bana kalırsa daha ikinci günü, mülkî idareciler, zarar gören köy sayısını, yaralı ya da ölü sayısını - Öyle tahminî değil tam sayı ile- vermeliydiler. Van ve Erciş'te ivedi ihtiyacın olduğunu tahmin edemedi mi bu beyler ? Bence işin talana varmasında garip vatandaşım değil idareci suçludur. Bir sözüm de sayın Kızılay Başkanına. O anda 600 bin muhtaç vardı. Beş kişiye bir çadır desen 120 bin çadıra ihtiyaç var ki bu sayı Türkiyede mevcut değil. Bu ne tür bir cevaptır. Ya 8- 9 derecesinde bir deprem bekleyen İstanbul çevresinin yarısı kadar bir deprem olsaydı o çevrelerde... Vah halkım vah ! Başbakanımızın, acele yasa çıkaracağız sözü içimi biraz serinletti. Aman başbakanım, ne olur biraz çabuk çıkarın şu yasayı. Gelecek günlerin neye gebe olduğunu hiç birimiz bilmiyoruz. Saygılarımla,
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gürcan Erbaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |