Yaşam ciddi, sanat neşelidir. -Schiller |
|
||||||||||
|
Daldırıp bakışlarını semaya Göğüs gererdi cümle azgın fırtınaya Gözü pek, alnı açık duyguları giydirip yüreğine Kan yerine gözyaşı yüklerdi keskin kılıç darbelerine. İşleyince o hüzünlü masalı yazıcı bir gergef gibi alnına Tutamadı kendini kıyıverdi yüreğinin nazenin dallarına. Ve ardından doldurunca ciğerlerini edep ve huşunun tertemiz havasıyla Bir göç şarkıdısır tutturdu Kaf dağından bu yana. Hesap soran olmadı ne de gitme diyen bir kişi dışında Adı Zahir soyadı Bâtın Yoktur namını bilen tek bir can ona yakın Duramam artık bu cümle kapısı çok kırgın Aldı sözü kavruk bakışlı güzel kız Çizdi ölüm fermanımı elinde mürekkepten koca bir yangın “Ben kavruk bakışlı güzel kız! Bakışlarımdan korkan rüzgarlar kadar yalnız ve de ıssız Dilimde bir göçün nahoş duygusu, öylesine tatsız. Söyleyin kimdir beni yüzyıllardır susturan o yüzsüz hırsız? Ben ki yazıcısına kafa tutmuş o tek kahraman Yeni uyanan gözlerime çöken bu rehavet hangi rüzgardan. Zahir bir sevdayı batîn kılan Yüreğimin tahtına oturttuğum o sultanı alıp yerlere çalan Söyleyin hangi makamın sedasıdır ruhumu dağlayan? Volkanlara eşti sevdamın şiddeti O bir gel dese durulurdu aşkımın hiddeti. Bir köleyken kelimelerde gizli Azad etti beni yazıcım görünce sevgimin gözündeki cevheri. Heyhat! Koca bir yalanmış semada yankılanan Zahir sevdamı çalarak yazıcı, bâtın etti beni Sen ki ölümlü bir nefessin nasıl seversin onu Beni yalan uçurumuna iterek nasıl üzersin onu Kalmadı mı hiç merhametin bu nasıl bir masal Silinmiş izlerim Zahir aklında kalmamış tek bir lisan-ı hal? Günler onunla bir mum gibi erirdi Zahir’e gam deyse gönül telim titrerdi. Ben ki bir Züleyha gözüm aşka deydi Söylesene yazıcı o hangi kuyunun esiriydi? Yazdıkça var ettiğin aşkımı Sustukça yok etmektesin Çok sürmez bir kaç satır daha bu aşkı hatmetmelisin. Gel al hadi damarlarımdaki kanı mürekkep niyetine Tek sevdiğim,Zahirim çiçek açsın kızıl günlerde. Belki de yaşatmaktasın onu gönlünce bir serapta Neden çok görmektesin sahrada bu mecnunluğu bana İsterim ki güneş gibi parlasın çöllerde sevdiğim Kıskansın ışıklar bu nasıl bir suret-i naim. Kumlar seyre dursun , doğrulsun serinlik ezelden Kavli sen et , tüm ızdırıplar benden. Varlığı dünyalar dolanır , saadetin adıdır Zahir Yokluğu cânımı törpüler, derde devadır Zahir Sen ki yazıcı düşmanımsın alırsın onu benden Aşkın hiç ayak basılmamış karlı ovalarıdır Zahir. İki ayna gibi dururuz onunla karşı karşıya Sırlar peydahlanır konuşan gözlerimizde Sanma ki silerek unutturabilirsin onu bana Ezelde içime düşen şimaldir Zahir... Bilmem fazla söze en hacet eğer aşksa bahis Beni hapsettiğin bu yalandan cennette yazıcı sen misin tek his? Kapadın kapılarımı önümde Kaf Dağları Gitme Zahir gitme bu yolculuk pek figanlı. Gitme sevdiğim gitme bu yolculuk pek figanlı...” “Ben yazıcı. Zalimliğim hırsımdandı. Nereden bilirdim bir masalın iki kahramana dar geleceğini. Nereden bilirdim aşkın insanı böylesine aciz bıraktığını. Affet beni Zahir..Affet beni...”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Handan Kurt, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |