Emanet Ayrılık
Genç adam birazdan kalkıp gidecek ve bir daha kimbilir kaç ay sonra görüşeceklerdi. Ayrılığın pul biber acısı, şimdiden dudaklarına işlemişti.
Genç adam birazdan kalkıp gidecek ve bir daha kimbilir kaç ay sonra görüşeceklerdi. Ayrılığın pul biber acısı, şimdiden dudaklarına işlemişti.
Kavga dolu bir gecenin yastığa asılmış hatırası olmalıydım. Halledilemeyen problemlerin, belki de kendinden bile gizlenen sonların habercisiydim.
Uyan sevdiğim uyan, uyumanın zamanı değil bu gece, / Terkedilmişlikler dile geliyor zamanların ötesinde,
Ben ve Sen, / Aramızda bir uçurum, / Kıyılarında hasret, boşluğunda çiçek kokusu...
Sonsuzlukta yalnız olmadığımı farkettim, / Benden ilerde sevdiğimde vardı, / Gözleri yere bakıyor, umutsuzca
Genzime kaçan bir toprak kokusuyla uyanıyorum geceleri, / Yatağımda mıyım, yoksa senin yanında mı bilemiyorum,
Küskün ölüler yatıyor mezarlıklarda / Şu fani dünyaya küsmüş, terketmişler / Hayatın anlamını sadece
Sade kahvemin son yudumunu alırken, herkesi tekrar inceledim. Masadaki kürdan kadardı şişmanlıkları, yada ben çoktan ateşe vermiştim tüm komedi tahtalarını...
Bir kır evinin bahçesinde rastladım sana, / Arkada kalmış, tek başına ağlıyordun, / Başını
Yaşam albümünde kaç doğru resminiz var sizce ?
Ufak çocuk neden donup kalmıştı ? Neden gelip kendisini bu canını yakan adamdan hala kurtarmıyordu... Nedenler ile doldu beyni. Saati hızlıca alıp gelemediği için mi böylesine acı bir ceza verilmişti ona ?
Rüzgar, sonbaharın etkisiyle geziniyor, / Etraftaki kuru yaprakları dansettiriyordu... / O ise bakıyor, ama
Çatlamış dudaklara yapılan, sulu ve pamuklu pansumandı belki yazılarım.. Belki de çoktan ölmüş hislere yapılan bir otopsi.. Okumadan yaşanmaz, yazmadan anlatılmaz..
Sinir uçlarının damarlara yaptığı bir terapi kadar kısa geçmiş bir yaşam dilimi.. Şartların insanları neye zorlayacağı bilinmez, bilinen bir gerçek varsa oda yarın için hiç bir plan yapamayacağımızdır....
Konya
Öykü, Anı, Şiir, Eleştiri
Hersey
Bilmem