Kırmızıya Mektuplar / Gökyüzü ve Yeryüzü Bembeyazdı

Gökyüzü ve yeryüzü bembeyazdı. Gecenin tam ortasında, soğuk beyazlık tarlasında yürüyordum. Ölmek ne kolaydı ve sensizliği taşımak ne zor

yazı resim

Gökyüzü ve yeryüzü bembeyazdı. Her yerde ufacık pamuk taneleri uçuşuyor, üstelik hiç biri birbirine değmeden dansediyordu. Kışın en tatlı günüydü o gün, herkes evinde, soğuktan kaçmış sıcak sobasının yanındayken biz sokaktaydık. Parkta delice kartopu oynuyor, habire koşuyorduk. Atılan kartopular sadece fırlatılmakla kalıyordu aslında, çünkü ne sana kıyabilirdim, seni beyazlatacak kartopuna.. Önemli olan koşmaktı, dizlerimize kadar beyaza bulanmak ve karların içinde, sevgi sıcağını kucağında bulmaktı.. Sıradışı bir gündü..

Gökyüzü ve yeryüzü bembeyazdı. Senden ayrılalı henüz bir kaç ay olmuştu. Kırmızı ışıkta durmuş penceremden parkı seyretmekteydim. İnsanlar cıvıl cıvıl sesler çıkarıyorlar, neşeyle kartopu oynuyorlardı. Kocaman bir kardan adam yapmışlar, burnunada üşümüş bir havuç yerleşmişlerdi. Herkes gidince aşağı indim, kardan adamı ziyaret ettim. Az önceki coşkulu topluluk gitmiş, derin bir yalnızlığa terkedilmişti. Gözündeki yaşları sildim, sırtını sıvazlayıp sarıldım. Ayrıldığımda yanakları hafifçe kızarmıştı..

Gökyüzü ve yeryüzü bembeyazdı. Ellerimde taşınması zor bir yük vardı. Balyozu yüreğimdeydi ve anıları zihnimde. Kadifemsi bir yumuşaklığı, gülümseyen bir yüzü vardı. Başının altına topraktan yastık yaptım, yücelik timsalimi yatağına yatırdım. Elimizde kürekler, yorganını örttük. Hoca birşeyler okuyordu, ellerimiz buz, yüreğimiz tuz buz, gözlerimiz yangına tütüyordu. Geç kalmış bir kaç damla gözyaşını, erken davranmış beyazlıklara damlattım. Ağaçlar hüzünle titredi, bir kaç zifiri karanlık yaprak dedemin mezarına düştü..

Gökyüzü ve yeryüzü bembeyazdı. Gecenin tam ortasında, soğuk beyazlık tarlasında yürüyordum. Ölmek ne kolaydı ve sensizliği taşımak ne zor. Hasret tadında yağan karlar, başımı ve ellerimi tamamen örtmüştü. Tanınmayacak kadar beyazlamış, tutkum kadar kırmızılaşmıştım. Bu gece beni ben yapan sensizliğe, ne kadar konuşsam boştu. Zamanın hangi başıboş vaktindeydim ve karlarla ne fısıldaşıyordum hep bilinmeyen olarak kaldı. İncinmişlerin ilacıydı siyah gökyüzü ve yalnızların tek beyazlığıydı karların diğer yüzü..

Gökyüzü ve yeryüzü bembeyaz kırmızı. Bugün harbiden kar yağdı ve özlemimin rengine bulandı... Kan kırmızı olup, yüreğimde ki vakitsiz bir harabenin tam ortasında kaldı..

Başa Dön