Son Vapur
Yıllardır biriktirdiğim söylenmemiş / o kadar çok söz var ki içimde sana dair…
Yıllardır biriktirdiğim söylenmemiş / o kadar çok söz var ki içimde sana dair…
Ben sevdalı bir kuşum bahara kanat çırpan / Baharım sensin, yazım sensin, sevincim
Sen, en güzel düşlerimde masum, / En kötü kabuslarımda şeytan, /
Seni karışılıksız, hesapsız sevdim ben / Sevgimi sana hiç açmadım /
Bir gece ansızın hüzünler basmış beni / Yalnızlığımla sevişirken yatağımda /
Çok değil, daha üç beş ay önce, miş’li geçmişin derinliklerinde kalmış uzak bir anıydın bana. Tamam, kalbimde her zaman bir yerin vardı belki ama; seni gözümün önüne getirip hayal bile edemiyordum. Nasıl bir şeydin, neye benziyordun Allah aşkına! Silik hatıralardı sırf senden geriye kalan. Peki öyleyse, neydi bu
Yıllar önce kaybettiğim kendimi / Yeniden bulmaya çalışıyorum şimdi /
Yıllar önce gençliğimin o ilk çağlarında, / o ilk aşkını kendince, kendi içinde
Bir hayal miydi bu, düş mü yoksa gerçek mi? Üzerimizde deniz kokusu... ve sarılıyoruz birbirimize, iki denizin birbirine kavuşması gibi... İşte böyle başladı hikaye...
Anlamıyor musun? / Biz diye bir şey yok! / Hiç
Ellerim kaç kere gitti bilsen / O avuçlarımı terleten telefona /
İçimde sana dair ne varsa / Öylece, alelacele, tıka basa /
Hadi gel, buluşalım baş başa / ben seni sana şikayet edeyim, sen beni
Yıllardır kimseye söyleyemediklerim / hep içime attıklarım, biriktirdiklerim / kendimden
Göz göze geldiğimizde / Göz göz odalarını kalbimin / Tek
Sevmek benim neyime / Neyime seni sevmek / Eğer yine
Gözlerin diline inanırım ben / Gözler yalan söylemez bilirim /
Sana kavuşma ihtimalini çoktan geçtim ben… Şimdi sana kavuşamamayı düşlüyorum. Seni gözümün önünde tutup da, ellerini tutamamayı… Ne de olsa seni uzaktan sevmeyi seçtim ben. Yokluğunda var olmaktı kaderim; Kabullendim, direnmedim.
Kapkara bir gecenin koynunda sabahlıyorum yine / Bilmediğim bir yerde, başka bir şehirde
Seni düşünüyorum kaç gecedir, / Kaç gecedir uykularım kaçıyor /
Hüznün kıyısında gezinirken gönlümden geçenleri kalem sandalına bindirdim tek tek... Hava puslu, mesafe uzun... Karşı kıyıya varırlar mı bilmem?
Eksik olmazdı gözlerinde hüzün
Hep bi' parça ağlamaklıydı yüzün
İstanbul
Sahibini bulamamış sözler... ifade edilmemiş hisler... açığa çıkmamış tek taraflı bir aşkın ızdırabından kalan izler…
Basit olmak bayağı olmak demek değildir aslında. Hatta çoğu zaman basit olan daha güzel gelir insana...
sade, duru, akıcı ve kolay anlaşılır