Siyah - Beyaz

Tabuların , savaşın ve ölümün olmadığı , Nuh’un gemisi gibi her cansızdan bir çiftin sığındığı yerde , bir sonraki savaşı beklemeye koyuldular . Hiç başlamasın istiyorlardı ama ne yazık ki tükenen ve sonra yeniden türeyen soylar savaşı unutmamışlard

yazı resim

Bir hafta süren uykusuzluğun ardından bu saatte oturup yazabildiğime inanamıyorum . Yoksun ve bana sadece yazmak kalıyor .

Korkulu ama utançsız bakışmalar 32 sakinli mahallede , A evinden H evine uzanan 5 No’lu sokağı boydan boya aşıyordu . Beyaz ve Siyah aşiretlerinin kan davalı savaşında cepheler kuruluydu . Mahallenin kuzeyinde ve güneyinde tabular yerini almıştı. İddialı ve meydan okuyan konuşmalarla kuralları koyuyorlardı . Ruhsuz ve suçsuz mahalle sakinlerini birbirine düşüreceklerdi . Korkulu ve utançsız bakışmalar A evinden H evine uzanan sokağı aşıyordu hala ...

Siyah Şah yüreği kanayan bir adamdı . Yaralı ve ağlamaklı . Her adımı sadece bir adım olan

Beyaz Vezir ise bir eşti . Yaraları ve hasretleri gizli . Her adımı alabildiğine uzayan . Sevdiğine koşarcasına götüren cesareti , sırf kendinden korkusuna , tabuların kurduğu öldürme dürtüsüne kilitlenmişti .

Oyun başladı .

Kılıçlar çekildi canlar verildi . Siyah Şah 5 No’lu sokağın A evinden , aşiretinin uğradığı hezimeti göremedi . Gözleri yalnız sekiz yöne seken Beyaz Vezir’deydi . O’ndaki aşkı bilmeden , korkuyla ve sevgiyle izledi ; kalelerini fetheden , askerlerini kılıçtan geçiren sevdiğini .

Gece yarısında yarım bıraktıkları oyunun başından kalktı tabular . Ruhsuz ve suçsuz mahalle sakinleri uykudaydı . Kimi ise cansız ; mahallenin batısında ve doğusundaki hayvan mezarlıklarında . Ölü atlar ve filler kansız katliamın şehitleri gibi yatıyorlardı . Bazısı hala ayakta ...

Kahve ve sigara kokusu sinmiş odanın karanlığında sadece iki çift göz , merak , heves ve sevgiyle , öldürme dürtülerinden sıyrılmış , birbirine bakıyor şimdi . Mavi Beyaz ışıkla ağarmış yüzleri , gün doğana dek sevgiyi söylüyor korkulu ve utançsızca . O yerine çakılmışlığın kahrediciliği sevgiyi daha bir körüklüyor . Kavuşabilme ümidiyle oyunun başlamasını istiyorlar . Gün doğmalı , akşam olmalı ve iddialı beyinlere teslim olup yalnızca bir kez dokunabilmek için ölüme ve sona razı olmalılardı . Öyle de oldu .

Savaş kaldığı yerden tutuştu yine . Beyaz atlar ve filler Siyah Şah’ın çevresinde tehditkar , sağa sola koşuşturuyorlar ve son darbeyi vuracak Beyaz Vezir’i bekliyorlardı . Siyah Şah tevekkülün son adresinde başı dik , göğsü gergin , olmayan kolları açık “Hadi!” diye bağırarak öldürücü darbeyi bekledi .

Beyaz tabu : Şah Mat

İlk dokunuş .

Beyaz Vezir: Seni seviyorum

Yıkılırken yere
Siyah Şah: Seni seviyorum

Siyah tabu:Tebrikler

Son zannettiklerinin bir başlangıç olacağını bilemezlerdi . Tüm ölüler ve gazilerle beraber karanlık bir kesenin içinde yan yana uzandılar . Tabuların , savaşın ve ölümün olmadığı yerdi orası . Nuh’un gemisi gibi her cansızdan bir çiftin sığındığı yerde , bir sonraki savaşı beklemeye koyuldular . Hiç başlamasın istiyorlardı ama ne yazık ki tükenen ve sonra yeniden türeyen soylar savaşı unutmamışlardı . Bir de sevmeyi . Sonraki her savaşta Siyah Şah ile Beyaz Vezir ölümün kavuşturuculuğunu düşünerek hırsla çarpıştılar . Sevgilerini kimselere belli etmediler . Ama utançsız ve korkulu bakışlar hep vardı . Olmayacak aşkın olağan kaçışları ...

Beyaz Vezir bilmeli ki Siyah Şah mahallenin herhangi bir yerinde Şah Mat’ı bekliyor . Olmayacağını bile bile .

Başa Dön