Esin ARDIÇ

Uzak Uçurumlar

Tenimizdeki çiziklere benzemez yüreğimizdeki çizikler...
Birinin çizdiği, acıttığı yüreği bir başkası iyileştiremez...
O çizikleri başkalarıyla paylaşmak derinleştirmekten, o çiziği
sabitlemekten başka bir işe yaramaz...
Yarasıyla beresiyle, çiziğiyle kırığıyla mahrem bir yer yüreğimiz...

Kırılma Noktası

İnadına bir çözümsüzlükle, faili meçhul bir cinayet dosyası gibi tozlu raflara kaldırıldığında aşk; iğreti kalıyoruz...
Muhatabı olmayan her söz kadar anlamını yitiriyor ve şahitsiz kalıyor hayat...
Yakamızı bırakmayan bir eksiklik duygusu...

Öylesine Bir Akşamüstü

durağan bir günde hiç bir şeye "sahip" olamamışsam da , saydığım sayamadığım yada beynimde netleştiremediğim bir milyon soru işaretinin "sahibe"si olarak evime döndüm yürüyüşten.

Ermiş, Sörfçü, Patron, O ve Ben

Sörfçü, hayata dair kaygılanmayı kestiğin zaman, hayatın daha iyi gitmeye başladığını savunuyordu ki; bu durumda ben yüksek dozda "kaygı" seviyesiyle olayı baştan kaybetmiş bulunuyordum.Şu an öfke duygusuna da kapılmam yersizlikti ...

Daha mı Kolay Hüznü Anlatmak?

Kaybedince mi daha iyi anlıyoruz , kaybetmeden önce sahip olduğumuz değerleri? Arkasından ağladıklarımız için, yanlarındayken yeterince gülmeyi becerebildik mi ağladığımız içtenlikle?

Yine De...

Bir maske takıp yüzümüze…
Sevginin çıplaklığını örtsün diye…
Katılırız akan zamana yine de…

Her Şey Çok Uzaktı...

Bir yıkımdan sanık sevgiye verilen mahkumiyetin kayıtlarını anlatıyordu O ve saplarını alüminyum folyoyla sardığı kırmızı karanfiller satıyordu bir kadın..

Randevu

....olaya Fransız kalışımız sanırım kelimenin kökeninin Fransızca oluşundan kaynaklanır ki asla doğru zaman ve doğru yerde buluşulamaz…

Söyleyemedim

..O bataklığa bir kez girdin mi değerlerin ve anlamların ne kadar anlamsız kalabildiğini…

Başa Dön