Söyleyemedim

..O bataklığa bir kez girdin mi değerlerin ve anlamların ne kadar anlamsız kalabildiğini…

yazı resim

Senin bahsettiğin yer koca bir labirentin giriş kapısı bile değil diyemedim..
Gülümseyerek dinledim “çocuklar gitti eşimle yalnız kaldık” deyişini…

Fiziksel yalnızlığı,kalabalıklar içinde kalınan yalnızlığı, düşünsel yalnızlığı, tercih edilen yalnızlığı, hele hele hepsini birden yaşamanın ne olduğunu yaşamadan kim bilebilir ki...

İnsanın kaç kez uçurumun dibine yuvarlanabileceğini….
Kaç kez ölüme gitmek duygusuyla yola çıkılıp ve kaç kez sonun başlangıcından dönülebileceğini…
Açık havada nasıl nefessiz kalınabileceğini…
Dışındaki kalabalığın içindeki yalnızlığı nasıl derinleştirebildiğini…
İçinde taşıdığın o umarsız yarayı günde kaç kişinin isteyerek yada istemeden deşip kanatabileceğini…
O duygunun ; bir bataklığa adım atmış gibi insanı nasıl derinlerine çekebildiğini..
O bataklığa bir kez girdin mi değerlerin ve anlamların ne kadar anlamsız kalabildiğini…
Kendi içinde, kendi labirentinde yok oluşunu…
Tüm duyuların ve duyguların yok olduğu, canlı veya ölü hiçbir tanımlamaya giremediğin o derin noktayı anlatsam da daha anlayamazsın diyemedim…
Desem yine yalnız kalırdım…

Başa Dön