Siyah Ördek Kompleksi
Günde bir kaç kez hatalarımı sorgulayıp, Ben nerede yanlış yaptım, acaba? diyerek belleğimin raflarını düzenliyorum.
Günde bir kaç kez hatalarımı sorgulayıp, Ben nerede yanlış yaptım, acaba? diyerek belleğimin raflarını düzenliyorum.
Sevgimizi ifade etmekte zorlanırız. / Çoğu kez bin dereden su getiririz sevdamızı anlatmak
-Asıl siz tedavi olun, dedi hemşire.
Derin bir soluk aldım. Refakatçi ve meraklı hastaları daha fazla kendime seyirci yapmadım. Uzaklaştım oradan. Odaya vardığımda...
![]( ) / bir kadın vardır: şalvar giyer / avuçlar
Allahım, delireceğim! Millet de üstüme üstüme geliyordu. Topluca almış olduğum lunapark oyun biletlerini avucumda tutmakta zorlanıyordum. Tüm dikkatim iki çocuğumdaydı. Bir yandan da elimdeki toplu biletler düşmesin/kaybetmeyeyim diye endişelenirken, diğer yandan ele avuca sığmaz afacan oğlumun elini sıkıca tutmaktaydım.
"-Birkaç km uzaklıkta kanguru sürüsü gidiyordu. Sürünün başındakine ricada bulunduk. Biz şu kadar kişiyiz ve çok açız. Sizden birini bize yememiz için sunarsanız, size minnettar oluruz.
Verdikleri yanıt sonrası büyük bir ilgiyle yola devam eden kadın gördüğü manzara karşısında adeta donar, kalır."
'Acaba bana yeşil ışık yakacak mı, yoksa ayakkabı topuğunu mu kafama yiyeceğim?' diye düşündüm...
Ve o günden sonra sana kur yapmaya başladım.
Amacım seni kurduğum tuzağa çekmekti. Nihayetinde o iletileri yazmaya başladım.
-Teyze sen daha önce mide kanaması geçirdin mi?
-Hayır, ama iki kez mide ameliyatı olmuştum.
Eyvah! Ya bu kez de benzer şey olursa! İnsan bilmediği bir konu üzerinde nasılda kuşkulanıyordu. Peki, bizim bu kaygılarımızı yok edecek kimlerdi?
-Hayırdır, hemşire hanım? Teyzemin odasını neden değiştiriyorsunuz?
Kat hemşiresinin verdiği yanıt yüreğimdeki öfke baloncuklarını şişirmeye yetmişti. Günlerce uykuya hasret gözlerim, yerinden çıkacakmış gibi açılmıştı.
"...Gerçeği kabul etmiş ve derin bir sessizliğe dalmıştı.
O akşam gardiyanlar mahkûmları işkenceye götürmek için koğuşa gelince adamın ölüsünü bulmuşlardı; zavallı, gerçeğe dayanamamıştı.
Hikâyeleri yazarken bile ürperdim, inanın"
"...Uzun zaman mektuplaştığım insanı bu ziyaretimde daha da güçsüz ve çökmüş görmüştüm.
Ciğeri yırtılacakmış gibi öksürmesi içimi kıymıştı. Üzüntümü derin bir soluk çekerek belli ettim:
Havdan sudan konuşmayla ilk yarım saati aşmıştık.
-Ne zaman BARIŞ yaşayacak ülkemizin insanları? diye sorduğumda bir anda
Birleşen Asyalı güçler bir anda emperyallerin iştahlarını kesmişti.
Esad karşıtlarının tutumları, güce karşı içten bir destekti, yani hodri meydandı!
O anda Cibran fısıldadı adeta: Eğer biri sana gülerse ona acıyabilirsin; ama sen ona gülersen kendini asla bağışlama!
Onu az önce hafife almıştım. Kızdım biraz da kendime!
O hala gözlerimden onay bekliyordu. Bende onu masamıza davet ettim:
Kadınları güzel yapan Tanrı, sevimli yapan Şeytandır.
Victor Hugo dünya barışını ve adaletini sağlayacak söylemlerde bulunurken,
"Az önce, "Allah'ım ne olur, bugün tarihi utanç günümüz olmasın," diye dua etmeye başladım. Bu düşüncemde yalnız olmadığımı da biliyorum. "
İçimden haykırmak geliyor: Yuh, yani bir Fransız gibi de mi olamayacağız! diye
![]() / Eğer, bir gün / Savaş sonrası şu evrende
Dünya Şiir Günü, ilk kez 1999 senesinde UNESCO tarafından ilan edilmiş olup, önceleri 5 ve 15
Mark Twainin; Cennet ve cehennemle ilgili ileri geri laf söylemek istemem; çünkü ikisinde de dostlarım var sözlerinde ne güzel barış kokuyor, dostluk duygularımız kabarıyor değil mi?
Toprak yolu yürürken ayağına bir kitap takıldı. Eğilip kitabı aldı. Kitabın dış kapağı yırtıktı. Parmakları ikinci sayfayı açtığında İÇİNİZDEKİ HAYVAN yazısını seslice okudu. Kitabın yazarının önsözünü okuyunca daha da merak sarmıştı.
Yazmayı, okumayı ve birikimlerimi paylaşmayı seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köşe yazarıyım. Bazı web sayfalarında da edebiyat adına paylaşımlarım yayınlanmaktadır. Sevgi ve ışık sizle olsun.
Kayseri İlinin Develi İlçesinde 1956 senesinde doğmuştur. 1958 senesinden 1999 Ağustos Marmara Depremine kadar İstanbul'da yaşamıştır. İlk-Orta-Lise-Üniversiteyi İstanbul'da okumuş, 21 sene Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı bir kültür ve sanat beşiğinden emekli olmuştur.
Edremit'te yayımlanan yerel gazete Olay'da köşesinde yazıp Körfez halkı ile buluşmakta, Zeytinli Fotoğraf Sanatı Derneğinin Kurucularındandır.
Halen İda Eğitim ve Yardımlaşma Derneğinin Yönetiminde Körfez İnsanının, kişisel gelişimine destek olmaktadır. Edebiyat dünyasına sanal başlayıp, 2009 senesinde yurdun çeşitli illerinden şair ve yazar dostlarıyla gerçek yaşamda da birleştirmiş; bir edebi şenlikle el ele verip, Edremit Sarıkız Şiir Etkinliğini yaşadığı Edremit Körfezinde, Belediye Başkanı Av. Tuncay Kılıç Beyin destekleriyle gerçekleştirmiş ve edebiyat dünyasının şiir yüreklerini Kaz Dağlarının zirvelerinde buluşturmuştur.
Yazım hayatını halen sahibi bulunduğu Edebiyat Galerisi Net Edebiyat Sitesinde genel yayın yönetmenliğini, Edremit Olay, Körfez, Star Yerel Gazetelerinde köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca Mart 2011 tarihinde "Sahildeki Ceset" adlı basılan hikaye kitabı ve çeşitli dergilerde şiirleri, öyküleri, makaleleri, denemeleri, araştırma yazıları ve romanları yayınlanmıştır. Gönlüne çocukluğundan beri konuk olan EDEBİYAT aşkı, tam 40 senedir vazgeçmediği "en büyük aşkı" olmuştur.
Evli ve biri kız, diğeri erkek olmak üzere iki çocuğa sahiptir. Halen "yeniden doğdum" dediği Kaz Dağlarının zümrüt yeşili eteklerindeki, EDREMİT ilçesine bağlı, eskinin Akçayı şimdinin Zeytinli olan Beldesinde yaşamaktadır.
2011/Edremit-Zeytinli
Edremit-Akçay
Öz yaşamsal ve yaşama renk katan her renk...
Mehmet Emin Yurdakul, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvın Yalom, Dale Carneige, Doğan Cüceloğlu, Haluk Yavuzer...
Her insan bir yazarı ve şairi kendine model almıştır. Bende Dale Carneige'yi...'ye