İltica
(Muhittin Ulupınar) 24 Şubat 2005 |
Yaşam |
| |
Yağmurdan önce gel, pencerem açık /
Gör, kalbimde kuşlar çığlık çığlığa |
|
Derviş
(Muhittin Ulupınar) 24 Şubat 2005 |
Yaşam |
| |
Ey kalbinden pınarlar açılan derviş! /
Yuğ beni sonra yak, sonra kül et beni /
|
|
Nasıl Bilirsiniz Kalbimi?
(Muhittin Ulupınar) 24 Şubat 2005 |
Yaşam |
| |
ey beyhude ömrüm ! ey kimsesi olmayan ruhum, odam, pencerem /
ey hüznümün misafiri, sultanım, dervişim, zehir zıkkım gecelerim, /
ey gözlerime bakamayan sevgilim, ey yalancım ! /
nasıl bilirsiniz kalbimi? /
nasıl bilirsiniz? /
nasıl? /
|
|
Bezgin
(Muhittin Ulupınar) 24 Şubat 2005 |
Yaşam |
| |
Kaçıncı meczup seslenir içimizden, /
Halimiz yetim hüznü yolcu kederi. |
|
İnfial
(Muhittin Ulupınar) 24 Şubat 2005 |
Yaşam |
| |
Gülümsemeyin, yastayım kederiniz tanıdık /
İki satırlık mektup şimdi ah o gözleriniz. /
|
|
|
yağmurun sesi kesilir de dün gibi olur, çiçeğe durmuş özlemler, hicrana düşen yürek, kanayıp duran vuslat, hayatı yoran, dürtükleyen sevda çoğalır; künyemize şivan, bahtımıza gurbet düşer. Bir kenar mahalle şırpıntısının kapısını aşındırır, gözlerini, ellerini ve tenini eskitirken gençliğimiz, vaktimizin en geçmişi, mevsimimizin hazânı olur.Başlayabilmek için yeniden, yer bulabilmek için gönlümüze bin kuşu kurban etmek ister, bir seher vakti çekip gitmek. Bu hayatın tasarrufudur bizden, ömrümüzün kefaleti.Yazımız silinmez alnımızdan,sularımız hep yanar.
kederimiz hovardadır tebessüm firari
|
|