Sadece seninle
sevgili,
demem o ki sana
sıradan sevmek hiç yakışmadı bana
övünçle
kocaman kuleler kurmaya benzer sevmek
sanki kentin bütün caddelerini ışıklandırmak gibi
fener alayları, geçit törenleri şenlik fişekleri gibi
bir mabede yüz sürmek, imana gelmek
tapınmak gibi mesela
sevince
yavru bir serçe gibi titrer sol memenin altında yürek
bütün yüreğinle gülümsersin insanlara
bütün çocukların saçlarını okşamak gelir içinden
bütün ölü sözcükler için derince bir toplu mezar kazmak
ve her sözü gül gibi taptaze tutmak istersin
gülebildiğin gibi, ağlarsın da
yüreciğinin iki ayrı altın parçası olur ağlamak ve gülmek
ama gözyaşlarını yere dökmeyip avuçlarında toplarsın
yere bir tek damla düşse
parçalanıp kuruyuacakmış
yok olup gidecekmiş gibi gelir sana
oysa, hep saklaman gerektiğine inanır kalbin
öyle acı günler ve ayrılıklar için değil
göz pınarlarında sadece
sevdiğine biriktirdiğin için kıyamazsın dökmeye
acı da bir parçasıdır sevmenin
zira, acısız bir aşk mümkün değildir
tıpkı sancısız doğumun mümkün olmadığı gibi
yani sevmek, bir parçasıdır yaşamanın
ki bir kelebek gibi seviyorum yaşamayı ben
ve ağız dolusu, otuziki dişle gülmeyi
ömrümce ve artık sadece seninle....