Onlar

yazı resim

]Gördüler nasıl olduğunu rengini kanın,
Gördüler, iliğini kemiğin,
Ve işittiler sesini haykıran birisinin.
Ölümü kokluyordu burunları,
Zihinlerinde, haykıranların acısı,
Gözeneklerine dolmuştu ölenlerin kan pıhtıları.
Ancak, mutluydu onlar,
Kıvançlıydılar.

Gözlerine, ölenlerin sönmüş ferleri de eklenmiş,
Ve Uğursuz birer kandil oluvermişti gözleri.
Zihinlerine, öldürdükleri insanların zihinlerindekiler doluvermiş
Ve karmakarışık oluvermişti zihinleri.
Geceleri, öldürdüklerinin yerine de uyuyorlardı artık.
Öldürdükleri insanların ömürleri de katılmıştı lanetli ömürlerine.
Ve, mutluydu onlar,
Kıvançlıydılar.

Kuzgunlardan başka yoldaşları yoktu artık.
Sıçan etinden başkasını almıyordu mideleri.
Lağımdan başka yerde rahatlayamıyordu gövdeleri.
Her şeye rağmen,
Mutluydu onlar,
Kıvançlıydılar.

Kan ve ölümden başkası girmiyordu düşlerine,
Öldürdüklerinden ve birbirlerinden başkasını görmüyordu gözleri.
Birisini görmeleri için onu öldürmeleri gerekiyordu yani.
Ama mutluydu onlar,
Kıvançlıydılar.

Alkol gibi çekiyordu kan onları.
Ve uyuşturuyordu beyinlerini onun gibi.
Kanı, alkol gibi içiyordu onlar.
Tek farkla:
Bu iş için gerek yoktu bardağa.
Kanı çıktığı yerden somuruyordular.
Kanın pıhtısınıysa, toz haline getirip burunlarına çekiyorlardı enfiye misali.
Belki de bu yüzden,
Mutluydu onlar,
Kıvançlıydılar.

Başa Dön