]Harry Potter okuyanlar bilir, dördüncü kitapta peyda olan bir karakterdir Deligöz Moody. Gözü her şeyi gördüğü ve fıldır fıldır döndüğü için ona Deligöz diyorlar; ama ben bu denememde onun gözüyle değil de kitapta sadece bir ayrıntı olan sandığıyla ilgileneceğim.
Sandığının normal sandıklardan farkı, sandığın bir kilidi olmasına rağmen yedi anahtarı bulunması.
Kilide sokulan her anahtarla sandık aynı olmasına rağmen farklı bir sandık açılıyormuşçasına içindekiler değişiyor. Hatta son anahtar bir odaya açılıyor. O odada Moody birisini hapsedebiliyor mesela...
Kitapta bu sandığı okuduğum ilk andan beri bu sandığın biz insanlara ne kadar benzediğini düşündüm.
Bizler de anahtara göre kendimizi sergilemiyor muyuz sizce de? Anahtarın mahiyeti ya da neyi açmak için programlandığı bizleri de şekillendirmiyor mu...
Bizler kimbilir kaç tane anahtarla açılabilen kilitleriz ve bu anahtarların neyi göstermek için kilidimizi açtığını biz bile tam olarak anlayamıyoruz bana kalırsa.
Tüm kilitlerimizi açan bir anahtar olamayacağına göre neden bir kişi bizim için vazgeçilmez olsun ki? Neden hayatımız boyunca birisini beklemek ihtiyacında olalım?
Evet! Bir anahtar kilidimizi açtığında ondan önceki diğer anahtarlardan çok daha güzel, hatta muhteşem bir şey ortaya çıkmış olabilir. Bu bize vazgeçilmeyecek kadar harika görülebilir; ama kim bilebilir daha hoşumuza gidebilecek bir anahtarın ortaya çıkmayacağını?
Ben olsaydım, açılabilecek tüm kilitlerimi açabilecek potansiyelde bir anahtar isterdim; ama daha ben tüm potansiyelimi bilemezken böyle bir şey istemek anlamsız olurdu bence.
Deligöz Moody'nin Sandığı ve Biz İnsanlar:
Harry Potter kitaplarından bir karakterin bana düşündürdükleri.