Kıyıda oturan olasılık sordu gerçeğe;
-gitmeli miyiz?
dalga geldi,köpüğe tortulandı ve iki bacak bir sevgiyle oturdu rüzgarın dudağına;
-değiştirebilirsek evet.
olasılık üzüldü biraz biraz
mektuplara döşendi,bir kaç şairin mısrasına devirdi şeffaf kadehindekileri;
gitmeliydi.
bir insan,bir pansiyon ya da gidilmez bir yer bulmalıydı mutlaka.
-biz istesek olasılık asla olmaz,bilimiyor musun?
bugün ölmek için iyi bir gün sayılmaz.hadi yanına bir şeyler al,çok şey al ya da sadece ay'ını
parlat kendinde ve kendini koy gülüşünün içine;git..
-kıyıda kaldım korkularımla
olasılık!
bana bir destan bir cümle
ne olur..
olasılık!kıyımdan gitme..
bordo kadife perde açıldı gözünden gerçek'in
....
hadi gidelim diğer yüz'üm..
ve aslında bir öykü yaşadığım yer,benziyorum bir tilkinin dağdan inişine,tersinden yaladığı
tüylerine dokunuyorum suyun.bitti o şiir bitti.sesim kadife biliyorum,yüzüm bir şeyin karşıtlığı
gibi bakıyor hala kendine.kumar mı lazım kaybıma.insan müziğiyle ölür ya işte ben de orada
ölüyorum.
diyorum ki sonra;
bitti o öykü,bir şey nasıl bitiyorsa işte o öykü de bitti.adımın farklı uyanışı her sabaha ve
adımlarımın her merdivende nasıl fazla fazla kalıyorsa ben de işte öyle az
oluyorum;azalıyorum..
gitmesi gereken ne varsa gitti
olasılık
gerçek
kalması gereken ne varsa;hiç benim değildi,hiç benim olmamıştı ve ben hiç kendimi
sevmemiştim bir aynanın kadife curcunasında
saçımı koparasımda bundan,az sevdayla çok sıyrılışım da..
en iyisimi biz
-gitmeliyiz..