...
ütülenmiş,buruşmuş ve katlanmış gibiyim
oturmuş beyaz rusları seyrederken -sanki operaya gitmiş gibi-
heykelin;kolunu,bacağını ve hatta uzayan saçlarını
zamanın devinimi içinde
hayretle tutarken orkideyi, sapından yukarı doğru
sanki on yıl önce kaybettiğim kolyeyi
yeniden buluyormuşum gibi
ana rahminde,doğuş mucizesini seyrediyorum..bebeklerin..
ve sevgilim sen
henüz,portmantoya astığım fularımı bağlıyorsun ellerinle -sıkıca-
başımda kurulan otellerden istiyorum likörü..cin,votka..bayıltacak ne varsa beni;bıraksın,bıraksın,bıraksın..kendimi bilip sevgini hırladığım leopar gibi gitsin...her ne varsa..
kaldıysa abajurun ışığı
kadının,kadınlığından küçülen yaşı
ne bileyim işte
bugün iki kişiydim..yanımda kim var bilmiyorum
tırnaklarımı cilaladım
dudağımı boyadım
gözüme yeşil simli kalem sürdüm
fularımı fazla sıkı bağlamadım
bir yerlere gidecektim,belliydi.
ya da bir yerlerden gelecektim,belliydi.
otel gelip,kalıp beni alacaktı.emindim.
ya da sevgilim
yanına gelmek isteyebilirdim
aceleci,sakin -çello eşliğinde- sana gelmek isteyebilirdim.
-bayan..kalkarken yanınıza anahtarlığınızı-anahtarı olmayan-,hafif sıkılmış fularınızı,çürük dişerinizi,ve hayaletinizi
ve yanınızda duran çınar ağacı gölgesini götürmeyi unutmayın..
...
kırmızı biblo vardı önümde,bakıyordum
yılları bir günde yaşarmışçasına,bakıyordum
duru kalsın tüm anım,istemem..
fiskos
üstüne konulan heykelcikleri düşünüyordu
durum, bazen
çello sesi duymak gibi bir şey
akan
yukarı bakan orkideleri
ellerinde açtırmak gibi bir şey
müziğe dokunmak..
sevgilim
paylaşılmaz durumları indirdik yukarılardan,çok yukarılardan-belki de yerin altından aldık,yıldızların çengeline taktık-
diz çöker gibi
saygıda durur gibi yanımda duran hayalete
elimden orkideler açıyordum,kapanıyordum..
aslında flüt sesi duymak istedim
ya da mızıka
ne bileyim ben
sesini duymak istedim
otelin yeni yıkanmış çamaşırları gibi
detarjan kokmasını istedim,elimdeki likörün..
bir terzi titizliğinde eteğimi yukarı çekmek
yanımdaki gölgemi eklemek istedim belki,üstüme
sokak bekçilerinin düdüğünü çalmak
sevmek seni
istedim..belki de istemedim..
mor,pileli bacağımın üstüne-hemen üstüne-düşen etekle
gökyüzü bluzumun
ve hafif sıkılmış fularımın beni bırakmasını istedim ya da
çırılçıplak,tesettürlü
unutulmuş bir lunaparkta
ölümümü düşünmek
atlı karıncaların ayakkabısını çalmak
istedim..
insan bilmez mi sanki
yalnızlık nedir
on yıl,on bin yıl
hem de nasıl
durur,hareket eden her şey
insan
bilmez
hem de nasıl
ne istediğini..