Karanlıkta Saklıyorum Seni

yazı resim

Yıldızlar uçuşuyor fitursuzca başımda
Gözlerimin önünde simlerden parıltılar
Dağılıp gidiyorlar basit salınımlarla
Önce bir sağa,bir sola sendeliyorum
Peşine bir karanlık sarıyor etrafımı
Düştüğümü hatırlıyorum en son yere
Ve etrafımı saran o sessiz karanlık
Tutup ellerimden ağır ağır çekiyor derinlere
Ufak bir çocuk karşılıyor ilk durakta
Koltuğunun altına sıkıştırdığı damalı topu
Diğer elinde kuyruksuz uçurtmasıyla
Az ileride uzun saçlı bir kız
Üstünde forması elinde defteri kitabıyla
İlerliyorum biraz daha derinleşiyor karanlıklar
Uzak şehirde garip bir delikanlı
Sürekli birşeyler karalıyor önündeki kağıda
En sonunda bir kalp çiziyor
Sonra batırıyor kalemi tam ortasına
Sanki kendi kalbine batırmış gibi
Başlıyor birden ağlamaya umarsızca
Naçarlığın kapısında gördüğü acıyla...
Elinde valizi bir kız çıkıp geliyor
Eser kalmıyor o sert fırtınadan
Boyunlarına vurdukları sıcak kelepçeyle
Sımsıkı sarılıp kenetleniyorlar birbirlerine
Sessizlik hüküm sürüyor dudaklarında
Konuşmadan bakışıyorlar derin ahlar içinde
Ertesi gün terminalin önündeler
Fırtına hızlıca açıyor yelkenlerini
Ve kız binip gidiyor başka mevsimlere...
En sonuna ulaşıyorum karanlıkların
Geceyi parçalıyor çalan telefon
Ağlamaklı,tanımadık bir ses titriyor diğer ucunda
Duruyor saat,gündüzler vefat ediyor
Kefensiz gömülüyor can verdiği yerde
Bir mezarın başında rastlıyorum o delikanlıya
Toprağı taze,tarihi çok yakın
Üstelik bir de resim var mezar taşında
Garip delikanlının yılgınca ve durmadan
Var gücüyle önündeki kağıdı karalarken
Baktığı resmin aynısıydı bu...
Birden açılıyor gözlerim,uyanıyorum
Bir acı duyuyorum beynimin ortasında
Bilmiyorum belki karanlıktan belki düştüğümden
Ama her düştüğüm karanlığın içinde bir seni,bir de kendimi buluyorum...

Başa Dön