Ruhum görünmesin diye giydiğim siyah elbiseler
İçimde ettiğim kavgada kaçıp saklanmışlığım
Bir çift göz ansızın üstüme çevrildiğinde
Korkaklığımın görüleceğinden duyduğum utanç
Birşey düşürüpte arıyormuş gibi
Yerleri yoklamaya başlayan gözlerim
Öfkeyle vurduğum o taş parçası
Gözüme takılan o siyah küçük karınca
Az ilerisinde tomurcuklanan ufak bitki
Dört elle sarılmışlıkları yalan dünyaya
Hiç mi kaybetmemişlerdi en sevdiklerini
O taş parçası hangi kayadan kopmuştu
Peki ya hiç mi şaşırmamıştı yolunu o karınca
Yalnızlığına aldırmadan tomurcuklanan bitki
Bilmiyor muydu yanlış bir yerde hayata tutunduğunu
Omzuma dokunan el,adımı söyleyen o dudaklar
Halimi hatrımı sorarken yüzüme bakmışlığı
Kaybettiklerimin hesabını ben bile tutamazken
Gözlerime bakarken bir anda anlamışlığı
Artık siyahlarda kapatmıyordu gizlediğim ruhumu
Saklandığım her yer benden önce aydınlatılmışken
Kaçıramıyordum kimseden hayattan korkmuşluğumu
Hayattan kendimi ne kadar soyutlasam da
İçinde sen varken yar sanma yaşamayı unuttuğumu...