ben bir insanım
etten, kemikten ve kandan ibaret
iki gözüm iki ölüm çukuru
içinde gözlerinizin, iki korku çiçeği
buzlu camdan bir de yüreğim
paramparça bir bir vatan yani
ve her parçam ayrı bir ölümdür benim
kan ve zehir, bombalar ve kin
bütün yaşamışlığım bundan ibaret
ey İblis
sen gelmeden önce bu çölde
ekmeğini kumdan çıkaran insanlar
kum gibi yaşardı darmadağın
öyle kuru, öyle sıcak
ve kumdan melekler çalmazdı kapılarını
gözyaşları kuma damlayan
kuma işeyen çocuklar büyürdü kum gibi
ölüm mangalarıyla geldin kum üstüne
ölüm kusan kinle yağlayıp pençelerini
bir damla petrol uğruna
şarap gibi yudumladığın kan
pıhtı pıhtı geçerken boğazından
Tanrı’ların sığınak olduğu bu ölüm çölünde
kanı kurumuş iskeletler tutuştu elele
ölüler dansetti kızgın kumlar üstünde
can yakan çöl gecelerinde
kana üşüşen hayaletler arasında
sütten kesilmemiş çocuk ölüleri
yeşili soldurulmuş çiçekler gibi
savruldu kordan kumlara
ve Tanrı’lar geldi birbiri ardına
kör melekler ellerini batıra batıra kana
satarak kendi yurdunu kılavuzluk etti onlara
ve korkunun peygamberleri yeniden dağıldı çöle
kandan gözyaşı anıtı dikip gerdiler çarmıha
yurdu yok artık ölülerin
canları etimizde
kanları kursağımızda onların
insanın kaderini çizen insan
yüzkarası insanlığın
kanda kum
kumda kan
Felluce
ve bu tarih Tanrı’nın...
Haziran 2005
Meral Vurgun
] ]