10 Kasım
İlk kez 1974 Kasım'da öğrendim 10 Kasım'ı. İlk kez şiiri tanıdım ve şiir okudum o gün. Hayatımda yaşadığım birkaç büyük heyecandan ilkiydi o gün.
İlk kez 1974 Kasım'da öğrendim 10 Kasım'ı. İlk kez şiiri tanıdım ve şiir okudum o gün. Hayatımda yaşadığım birkaç büyük heyecandan ilkiydi o gün.
Kanun çıkaracak olan bir mecliste uyuşturucu trafiğini araştırma komisyonu kurulması teklif ediliyor ve kendi deyişleriyle "cumhur ittifakı" tarafından reddediliyor. Ben aslında mevcut muhalefetin (ne kadar muhalif olduğunun da tartışılması gerektiğini düşünüyorum) nasıl "Uyuşturucu trafiği araştırılsın" diye bir teklif verdiğini de anlamakta güçlük çekiyorum.
İslam ve rejim çetrefilli ve uzun tartışma gerektiren bir konu.
Konuyu peygamberin ölümüyle başlamak sanırım daha isabetli olacak.
İnsan hiç bilmediği bir yolda yürürken karşılaştıkları, kendisini ya mazlum, ya zalim olmaya zorluyor. Bu oluşumda fıtratı da önemli bir yere sahip.
Kan var, yangın var, kin var bugün. Ve her gün Madımak yanıyor 2 Temmuz 93 yılından bu yana.
Milli Eğitim Bakanlığı hükümet politikası olarak benimsediği eğitim çalışanlarını itibarsızlaştırma çabaları medya namussuzluğuyla birleşince, şimdi yaşanan öldürme olayları da artık meşrulaşmaya başladı. Yarın hükümet ya da bakanlık yetkililerinden biri çıkıp da "öğretmen şunu yapmasaydı, öldürülmezdi" derse şaşırmayın. Çünkü bu günün yöneticileri gözünde öğretmen artık halk ve öğrenci düşmanı.
Otbüslerin camlarında, otobüs duraklarında, sosyal medyanın tamamında ya da şehrin merkezi bir yerinde bir platform kurup anons yolu ile dilencilik sektörüne yeni bir boyut kazandırılmakta. Üstelik bu dilencilik genellikle valilik ve kaymakamlık oluru ile sürdürülmekte.
AKP iktidarına zarar vereceği düşüncesiyle yazılı basında engellenen yazım.
Dün Alper Gezeravcı adlı bir Türk NASA ve Elon Max yardımı ve ödenen 55 milyon dolar yardımıyla u/zaya gitti.
Vatan sızlar rahat ettirmek için vatansızları, desem... Aklıma "Bu Vatan Kimin" şiiri ve sorusu geliyor.
Gerek internet, gerek sosyal medya, gerek TV kanalları haber alanında kimin daha çok ütopik ve sahte haber üretebileceği üzerine birbirleriyle adeta yarışıyorlar.
Kocaeli, Karamürsel'de beşincisi düzenlenen kitap fuarına ağabeyim Abdurrahman Adıyan'ın da davetli olması münasebetiyle uğradım. Hasret giderdik.
Dün iki Türk takımının maçı Arabistan'da oynatılmak istenmiş. Takımlar Arabistan'a gitmişler ve Arap yetkililer "Türk Bayrağı, İstiklal Marşı ve Mustafa Kemal Atatürk posterleri açılmayacak" diye şart koşmuş kar.
Yusuf Tekin 2024-2025 eğitim öğretim yılında yeni müfredatı başlatacaklarını ve hedeflerinin "iyi insan" yetiştirmek olduğunu belirtiyor.
Bu hafta içinde dinlediğim en akla ve mantığa aykırı konuşmayı meclis konuşmasında Sayın Tekin yaptı. Şimdiye kadarki hükümetler, cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarını desteklemeyi böyle fahiş bir şekilde dillendirmiyorlardı (Fetullah Gülen hariç, çünkü AKP'nin bu alçakla olan birliktelikleri 2002 iktidarından 2014 yılına kadar sürüyor).
Ortadoğu'da bir çıban yok. Çok çıban var temizleyecek cerrah yok.
İsrail kınamakla alçaklıktan vazgeçmiyor, Filistin acımakla ve dua etmekle huzura ermiyor.
İnsanın içinden çok şey geçip çaresiz kaldığı anlar oluyor. Benim de oldu.
Küçük bir çocuktum Kıbrıs'tan yardım feryatları yükseliyordu, bir şey yapamadığım için yalnızca ağlamıştım.
Henüz adını koyamadığım isteyerek ya da istemeyerek bende duygusal bir bağ oluşturan sevgili Filiz Bahçıvan'ın "Hocam siz de öğretmenler günü konusunda yazın" demesi üzerine, farklı bakış açısıyla küçük bir katkıda bulunmak istedim.
24 Kasım'ı önlükleri izi giyerek kutladınız mı öğretmenler? Devlet parasını çarçur etmek isteyen biri ile devlet parasını yiyen bir domuz anlaşmışlar ve size önlük giydirmeye karar vermişler.
Akif ismi, anlamından mı, yoksa Mehmet Akif duyarlığından mı, çok beğendiğim bir isim. "İsmiyle müsemma" denilen deyimin bir adama bu kadar yakıştığına çok rastlamadım. Mehmet; hamdeden, Akif ise, ideallerinden taviz vermeyen, kararlı anlamında. Mehmet Akif Ersoy da isminin bütün özelliklerini taşıyor.
"Şu kanlı zalimin ettiği işler
Garip bülbül gibi zaralar beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
Dostun bir fiskesi paralar beni"
1965 Erzurum doğdu.Gazi üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, TDE bölümünden mezun oldu. Sırasıyla Van, Bartın, Antalya,Bursa, Ankara, Bodrum'da öğretmen olarak görev yaptı. Halen Kocaeli'bde görev yapmakta. yaklaşık 40 yıldır şiir,öykü ve eleştiri yazıları yazmakta.
Eserleri:
1965 Erzurum doğumluyum.Üniversite mezunuyum. Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeniyim, iki çocuk babasıyım.
Gölcük, Kocaeli
nazım hikmet, can yücel, ismet özel, ataol behramoğlu, ahmet telli, neruda, mayakovski, kavafis, seferis, ritsos, kazancakis, bertolt brecht, tagore, octovia paz