NoktasaL

Bağzı

Bizim belki bazenlerimiz oldu
belki yarınlarımız
belki bugünlerimiz oldu hayal meyal
belki bugünlerimizde ama larımız
belki sessizliğimiz

Günah

Geçmişin kabusunu , geleceğin düşlerini yaratmalısın.Sen ki karanlık kabuslardan istenmeyen sevişmeyenlerden doğarak
Neyi yaratmalısın?
Beklentileri mi?
İstediklerini mi?

Sessiz

Gitmeyi hayatın merkezine yerleştirenler
Aslında yok edenlerdir göz yaşlarını
Varlığına inanmadıkları insanların

3\. Senfoni

Bir bedeni iskeleti ve sinir sistemi üzerinde taşıyamayan insanları görüp, şaşırıp ve o insanları ruh ve bedeninde ayırıp toprağa karıştırmak istiyoruz ya , işte o durumda yapılması gereken tek şey , o insanların yüzlerine ayna tutun.
O ayna öyle bir durmalı ki gözgöze gelmeli kendiyle, nefesi

Placebo

Kendi derinliğinde boğuluyor yine güneş, farklı bilinçlerde farklı mekanlarda farklı zamanlarda.
Karanlık ve soğuk bir kütleye dönüşüyor.
Ondan sonra başlıyor insan oğlunun yok oluş macerası.

Saraband

Mizansende kayıp ruhlar senfoni okestrasının, sabah düşleri yağıyor bedenime, tüyler ürperten bir melodi saatine göre.
Oysa hiç yapmazdı bunu , tek jetona bir sabah şarkı çaldırmazdı.İstemezdi düşlerin bedenime ondan önce değmesini.

Kumbara

artık bir öncekinden daha sakin , daha sessiz.Artık durmayacak bulutlarla sohbeti.

Boş Koy Sepeti Sende Kalsın

Sentezinde vardı acının, sevişmek.Aynı tende farklı kişiliklere bölünmek.Fantazi dünyasında bir yönetmen olup, sevişme sahnesini baştan savmak.
Terkedilen terler ve spermler.
Tek düze giden bir kaç pozisyon.

Ölümün Önceden Gelen Sessiz Çığlığı

Bir Pazar günü, bir patlama, fırtına altında.yok olan bir beyin.Yok olan bir beden.Ağlamayı hazır gözler dört bir tarafta.Bir araba patlıyor c-4 le bir insan yok oluyor düşünceleriyle birlikte.Amansız bir haykırış dahi duyulmuyor.
Kan doluyor akciğerime.Öyle bir kan ki, yarının cümlelerinden ibaret.Yazarım bugün, ben yarın öleceksem diyebiliyor.

Tutulmuş Nefes

Bir dönemdi o gün bugünlerden ayrı.Ayrı olan gözler değil bakışlardı.Bakışların mevsime yansıması bir sonbahardı bu mevsim gibi de değildi.Bir bakan gülüyor şimdilerde.Oysaki bir çığlık var Sinemlerden semalara yükselen.
Bir gece kondu evi şuan ki gibi, ekmek yumurta için 5 lira bulamayan bir yandan havyara surat çeviren

Gece Yürüyüşleri

Sessiz sessiz atılırken adımlar , geride bırakılan atak izleri takip eder durur insanı.Bakarken gözler bir su birikintisine kirlenmiş bedenleri birer birer gösterir kendine.Bir su birikintisinde birkaç yaşam.Bir nehirde boğulan birkaç beden.

2 (İki)

Yok olan bedenler değil artık, kaybolan sevgiler.
Her sevgi yeni bir beden yeni bir sevgi yeni bir beden dizi dizi beden dizi dizi sevgi.Yok olan kelamlar yüzler öpüşler.
Bir sevişmenin son mısrasımıdır sevgi?
son orgazmın geri çekilme ereksiyonu?
değer verilen

Bir Dünya

Tırnaklarımda toprak kalıntıları var.Eşeleyip durduğum kendi mezarımı açabilmek içine usulca kıvranıp uyuyabilmek için.Kalıntıları temizliyorum yılanlarla böceklerle, bedenim arınsın.
Bir derin uyku, esneyipte uyanmamak üzere.
Sadece bir uyku.
Arsız bedenimi derin arınmalardan geçirip sadece bir kemiğe dönüşmek üzere.
Yağmur altında ıslanıp

Geceden Sabaha Kalan Son Bir Nefes

Her bir mahluk dile gelirmiş zamanla, zamanla oturturmuş bedeni tren rayına, intiharı trenin ışığında isyanı trenin sireninde bulurmuş.
Bir mahluk ki içip içip sabahlara kadar sabahın derin sessizliğinde kendini bir kaçak hisseder, ki zaten bir kaçaktır; sevgidir sevgiden kaçar insandır insandan kaçar korkaktır kendinden kaçar kendini

Başa Dön