Kumbara

artık bir öncekinden daha sakin , daha sessiz.Artık durmayacak bulutlarla sohbeti.

yazı resim

Sen de benim kadar yukarı zıplayabiliyor musun? Dedi.
Çocuk cevap vermedi.
Bir daha sordu:
Beni duyuyor musun?
Sen de benim kadar yukarı zıplayabiliyor musun?
Çocuk sessizliğini bozdu.
Sen benim kadar iyi düşebiliyor musun?
Her zıplayışım belki bir öncekinden farksız,fakat
Her düşüşüm, bir öncekinden o kadar sert ki;
Ayaklarımı hissetmiyorum.
O yüzden artık zıplamıyorum.
Sonrasında sessizlik bir süre daha devam etti.
Kim daha çok sessiz kalabilecek yarışına döndü.
Arada çaktırmadan bakışlar, düşünce edaları.
Düşünceler silah olmuş, kelimelerse mermi sanki.
Kim önce ateş edecek diye, sürekli tetikteler.
Aynı anda nefes alıp, birden cümleye başlayacakken
Silahları karşı karşıya geldiğini fark edip, yeniden oturmaya devam ediyorlardı.
Sonra bir şey , biri , anlamsız, sanki olmayan bir cümle geldi, akıllarına.
Tekrar atağa geçip yarım nefesle söylemeye çalışırken.İlk ses tonunda berabere kaldılar.
Sonra düşündüler.Düşüncelerin düşüşünü izlediler.
Bir kelime öğütücüsü vardı sanki yukarıda , onu göremiyor sadece hissediyor.
Her kelimeyi toparlayıp, yarasını sarıp, kumbaraya atmak için sabırsızlanıyorlardı.
Bakalım en son kumbara dan ne çıkacaktı?

Başa Dön