İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme - Daha - - Locke'ye -
Kendi içinde kaybolmak istemeli insan, derine ve daha derine, kimsenin bulamayacağı, ulaşamayacağı, gerçeğin yazılı olduğu sayfalara varmalı.
Kendi içinde kaybolmak istemeli insan, derine ve daha derine, kimsenin bulamayacağı, ulaşamayacağı, gerçeğin yazılı olduğu sayfalara varmalı.
kızımıza yol açan hüzünlerimiz var bizim / soğuk bir saç teli inceliğinde
Kağıttan bebekler yapalım / kısır ellerimizin çaresi bebekler / umut
Bu günün diğerlerinden farklı olan yanı neydi? Bunun cevabını gün içinde bulabilecek miydi? Dün bu giysilerle yatmıştı galiba. Siyah boğazlı bir kazak ve siyah bir pantolon. Yüzünde bir haftalık sakal ve sağ elmacık kemiğinde bir çizik.
Umutsal saygı tamlamaları !!! / arasında, / yolunu arayan bir
Murtaza Efendi bekçilik yaparak evine ekmek götürmeye çalışırken, gece, soğukta, üç kuruş maaşını alırken yalnız olduğunu ne şiddette hisseder sizce? Ölümüne hissetmez mi? Ya da hissettiği yalnızlık değil de çaresizlik mi? Yalnızlık çaresizliğin en kötüsü
Aşkın ispatı yoktur / sevişmenin ardından gelen hüznün dışında /
Sizce bu yalnızlık meselesinden Fellucede'kilerin veya evsizlerin veya ezilenlerin ne kadar haberi var?Burjuva portakal soyarken bile kendini yalnız hissedebilirken. Ya da acaba ezilenler sadece portakal soyarken mi kendini yalnız hissedebilirler???
Kentler yalnızlıklarımızın anıt mezarlarını yapabileceğimiz alanlara sahiptir, o kadar. Bazen bir insanın kalbi, bazen kalabalık bir mezarlık, bazen belediye otobüsü, bazen gece yarısı toplaşan tinerci çocukların mutluluğu, bazen steril bir mağaza...
Her gün bıkmadan / Şiirinizin peşinden koşun / Hayatınızın
Sevmedim aslında hiçbir kadını. Öyle ya, aşk hiç bitmez ki. Birini gerçekten sevdin mi, bir daha geri dönüşü yoktur bu yolun.
Ne üstüne yazmalı, bilmiyorum / Yine seni mi yazmalıyım, bilmiyorum /
Yine yalnızlık / yine terk edilmişlik / yazacak bir şey
Namaz kılarak, makineleşerek, el öperek, yalnız, etek yalayarak, ölerek, sevişerek, bakire, yalnız, gülerek, samimi
Güzel gözlerinde yenilgiyi gördüm / Ellerinde hayallerini / Seni sordum
Tesadüfen geldik dünyaya, tesadüfen yaşıyoruz ve zamanı gelince öleceğiz. Var mı bunların yalnızlıktan başka bir çıkışı. Var mı varlığımızın yalnızlıktan başka bir değeri.
Bundan sonrasını yaşamadım dayı / Biliyorsun biz sevgiyle büyümedik /
Ölüm yalnızlığın kutsanmasından başka bir şey değildir. Hayat dediğimiz eziyet dolu yalnızlığı yenme çabasının sonudur ölüm. Final yine yalnızlıktır. Kaçınılmaz son.
Sonu gelmez kaçışların şehrinde yaşıyorum / Tek amacım yaşamak /
Beni yokluğumda seveceksin / haberin olmayacak / sözlerin gözlerinde
Ara-yış... Şiirde, öyküde ve yaşamda; 'ara' da kalma ederi: Arayış...
Ne anlamı var direnmenin, acılar dolu yolculuklar dünyasında.
Koşutsal yaşanmışlıklar oluşturur tanrılarımızı. Bir sürü saçmalık var insanın içinde, ta içinde. Örneğin kan, ne saçma değil mi? Rastlantısal ya da tanrısal ne fark eder yaşamak, dünyadan çıkarımımız ölümse.
Ter kokan parfümler üretmedik mi çağlar boyu.
1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16-17.........................
Küçük birer zavallı veya imparator veya fahişe veya musalla taşı olduk, sırayla. Yalvardık, ezdik, öldürdük, öldük, bir hiç pahasına, yaşamak ederine.
Şehirler dolusu saçmalıklar yazdık çocuklarımızın gözyaşlarına.
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 13, 13, 13, 13...............
Anlamsızlıklar komedisine işkencelerle dolu özgürlük diye bir başlık attık. Sersem birer sperm olmaktan başka zevk almadık hayattan.
1234567899999999999999999999.........................................
Simetri sağlar aslında aşk. Kendin ve o arasında.
Zamanın belli bir anında var olabilen zamandan bağımsız tanrımıza tapmaya çalıştık, korktukça ve yaşadıkça.
1 2 3 3 3 3 3 3 3 3...............................................
Oyun bitecek elbet. Kısa bir not olacak, olmayacak veya.
000000000000000000000000000000000000000000000000.
necatdilaver@hotmail.com
a priori...
Umut, ekmek, sömürü, tanrı, insan, hayat, hüzün...
Nie...