Yaralı Bir Serçe Kelepir Yaralarımdan Öpüyordu
Duvağı hiç mutlulukla gusledilmemiş gülüşlerim vardı / Gözlerine zemzem sürerken suçüstü yakalanmış.
Duvağı hiç mutlulukla gusledilmemiş gülüşlerim vardı / Gözlerine zemzem sürerken suçüstü yakalanmış.
En fiyakalı, / En filinta yalnızlığı dik dudaklarıma; / Ki,
Muhalif harflerin toplama kamplarında / Yürek sesini kaybettiği zamanlardan bu dilsiz telaş.
Savaş ülkesinde gökyüzünü kaybetmiş / Bir çocuğun cenazesi gibi yüreğim; /
Kendine kefen biçmekten vazgeç. Sırtlan hayatı omuzlarına. Bu zamana kadar hayatla nasıl mücadele ettiysen devam et. Boğma kendini, boğdurma yüreğini. Ölümün sadece senin bedeninle kalsa tamam. Seninle ölecek o kadar çok şey var ki ? Bari kendi için savaşmayacaksın, bari benim için, bari “ bizim “ için savaş.
Adını hasretin koyduğu bir romanın / En ıslak cümlesinden sesleniyorum sana.
Pervasız düşlerimi, / Yalın ayak gözyaşlarımı es geçiniz lütfen. /
“ Faili meçhul cinayetin prova öncesi “ / …. /
Duvağı hiç mutlulukla gusledilmemiş gülüşlerim vardı / Gözlerine zemzem sürerken suçüstü yakalanmış.
En fiyakalı, / En filinta yalnızlığı dik dudaklarıma; / Ki,
Beni mutsuz edemezsin. / Başaramazsın bunu. / Çünkü ben sana
Bu kaçıncı gece/m yokluğuna vakfettiğim / Bu kaçıncı merhem suskunluğuna şifa eylediğim.
" Kanayan yarana merhem, / Karanlığına ışık olamadığım için affet "
Ey acıdan mutluluklar doğuran kadın. / Biliyorum sen bu saatlerde yorgunluğunu yormaktasın.
Adını hasretin koyduğu bir romanın / En ıslak cümlesinden sesleniyorum sana.
“ Zaman aleyhimize olsa da / Bilmediğimiz bir köyün /
Terli bir toprağı avuçladım da geldim / Eteklerinin dalga vuran kıyısına.
“ Sen sustukça tenhalarda, / Yirmi dokuz harf, iki yürek /
Bilmediğim koca bir şehir. / Yalınayak kalmış suretlerin / Vapur
Uzun bir romanın içinden düştü cümlelerim. / Yalın ayak çocukluğumu gözlerinde ararken
Bir anahtar deliğinin ardına gizlenmiş Cenneti, gözlerinin ovalarına seren kelimelerimi arayacaksın yorgun kağıtların suskun nefeslerinde. Bulutsuz düşlerin , yıldızsız gecelerin ardında takılıp rüzgarları avuçlarında çıplak denizleri senin gözlerin için yaktığım satırlarımı özleyeceksin. En çok yüreğine dokunduğum " yüreğimi " özleyeceksin.Yüreğini yıldızlara yaslayıp özlemi demleyeceksin gecenin karanlık çaydanlıklarında..Hasretim büyüyecek damarlarında, duvarlar dilini yutmuşcasına suskunluğun maskesini giyinecek. Beni arayacaksın bensiz cümlelerin sen kokan satırlarında. Bir sigara daha yakacaksın dumanını dağların yüksek yamaçlarına yolladığın. Kesmeyecek bir daha. Küllüklerde öldürdügün sigara izmaritlerinle sönmeyecek hasretim..Seni şimdiden özlediğim gibi sende " beni " özleyeceksin..Her dokunuşumda saçlarına gelincikleri seren ellerimin kücüklügünü arayacaksın avuç içlerinde. Temmuz gecesi sebebsizce üştüğünde titreyen tenine gözlerimi sermemi dileyeceksin. Hasreti kanatıp özleyeceksin..Belki de en çok parmak uçlarının üşümüşlüğüne gözyaşlarımı ateşlere rehin verdiğim gözbebeklerimi özleyeceksin.
Ölümsüz bir aşkın acılarına inat yaşayan bir sevdalı
Hüzünün Mutluluklara Yakalandıgı Yerdeyim
Kelimeleri Süsleyip Satırlarda Gezinmek
Acılarımın arasında kalmış yetim düşlerim beni anlatmaya yetiyor
Hayatın Ta Kendisi
<http://www.siir.gezginler.net >