Ben Katil Değilim / Dualarına Kundakla Beni
Etrafım karanlık..
Gözlerin ışık…
Eşgalime çizilen bir zanlı silueti,
Sen çek beni temize…
Ezilip geçilmiş gençliğim dururken avuç içlerimde..
Etrafım karanlık..
Gözlerin ışık…
Eşgalime çizilen bir zanlı silueti,
Sen çek beni temize…
Ezilip geçilmiş gençliğim dururken avuç içlerimde..
Düştük / Kırıldık / Dağıldık / Oysa biz hep bir’dik..
Şimdilerde evden işe giderken tertemiz bir yalnızlığını giyiniyorum üzerime. İki oda bir salona sığdırdığım bir umut gökyüzünün altında nüfussuzluğuma isyan ediyorum. Kirpiklerimden birikmiş bulutlara sırlarımı verdikçe eriyor içimdekiler. Yavaş yavaş bükülüyorum cocukluğuma. Yeni bir umut yolculuğuna
Ne çabuk unuttun gözlerinden izlediğim denizi ? Ne çabuk bitirdin sana olan sevgimin büyüklüğünü..Ben sana dua genişliğindeki kadınım demişim…Bırakır mıyım seni, ölmedim daha..Öl(e)medim. Daha da ölmeyeceğim..Gözlerine bulutların özgürlüğünü bırakmadan koşmak yok babama..Daha da bitmeyeceğim..Ellerine Cennet çiceklerinin kokusunu hediye eylemeden varmak yok Elif/imize….
Ey gökyüzünü gözlerinden kanatlandığım,
Biz ki acıya bağdaş kurmuş iki zamandık, susuşlara meyilli. Birbirine hiçbir zaman kavuşmayacak trenlerin tek suçlusuyduk. Sevdaya itham edilmiş romanların katili, yüreğinden sızan kanları susuz toprağa ifşa edilen iki hükümlüydük..Biz ki hüzne örülüydük..Sonra sırtlarımızı dayadık birbirimize. Kalabalıkların arasına iki kırık bedenle yürümektense; bir kız çocuğuna renkli balonlar alma
Hangi şehrin sorularına cevap aramaktasın şu saatlerde ? Hangi düş'ün ortasına düştü adına münhasır yedi harfin ? Kalk ve doğrul.Kör bir sabahın buğulu camına yazılıp sana sorulan sorunun cevabını hatırla. Diril kuyularından..Şiirlerine bırak saçlarını, cevabına sal soruları..Azınlık düşen kefenini yırt, at üzerinden. Çalıştığın yerlerden çıkmasa da hayat defterin,
El ense edildim ey zenân..Pis bir ispiyonda öldürüldü iç yanlarım..Kıyısızım. Kıyılarına çek beni. Sen hariç tüm cümlelerden bertaraf edildim / al beni yanına..Yitirdim harflerimi, hadi gözlerinden yeni alfabe bul bana.Kirli yüzüme temiz sicil istemiyorum senden..Sadece yeni bir mevsim saçlarıma, yeni bir secere ömür sathıma..Ölmeye müstahak gözlerimi yeni bir
Hangi cümlenin sonunda kırıldı düşlerin..Hangi mahrem ellerin zorlamasıyla alındı içindeki kanamalı çocuk ? Susma diyorum sana susma. Becerebildiğin tek şey, boynunu büküp suskunluğun secdesine başını koymak mıdır ? Unutmak dururken masada, yüreğine recm emrini vermek neyin nesi ? Tükür kil tutmaz toprağın yüzüne. Kaldır cesedini ortalık yerden. Sesinin
Uzaklardasın. Elif/imle bana susmaktasın..Mavi bilyelerim ellerimde üşüyorum babacığım/ üşüyorum. Seni son kez uğurken bir merdiven boşluğuna sızan yüreğim şimdi sessiz. Sen yoksun ya öyküm kendime rehin..Şimdi susma(yın) / cevap verin bana. Hangi sevap senin yokluğuna zanlı bu yüreğin kirini temizler ? Hangi söz, hangi cümle içimde verilmiş hükme
Söyle ne olur seni bensiz mi bıraktım ? İçimdeki hangi söz, hangi cümle, bensizliğin kanıtı ?
Sor bakalım kalbine..Seni hangi gölgeye emanet ettim ? Bedel ödeyeceğim diye kimin diyeti bildim seni ? Kovulduğum yüreklere yüzümü bulayan ben, suskunluğun dilinde kanıyor. Sanki susmaya yeminli. Sanki konuşmamaya sözleşmeli.
Ey dudaklarımdan dökülen en büyük dua..
Kuyularda Yusuf’a mı özendin yoksa ? Kahraman mı olmak istersin baş yapıtlara ? Yoksa ardından sayfa sayfa “ yazarımızı kaybettik“ yorumları mı ? Susmasana ey dudaklarımdan dökülen en büyük dua. Yetmiyor mu yüreğimdeki yerin ?. Yetmiyor mu sana biçtiğim onca
Kendimden vazgeçeli yıllar oldu. Sana anlattığım hüzün buzdağlarını eriteli de çok seneler oldu.. Seni hiçbir zaman “ ötekiler “ kısmına koymadım. Seni bende hiçbir zaman “ sen “ kadar yabancı görmedim. Sana hiçbir zaman “ sen “ demedim. Sen bendin, ben de sen..Seni bu kadar ben yapmışken sitem
Susma ölümü dudaklarına kutsayan genç. Kelimelerini dudaklarına gömme sakın. Hani sen yazardın, hani sen hüznü en iyi anlatandın. Susmasana. Anlatsana bizi / beni. Sığınma kapısı açık bırakılmış cümle sonlarına. Sen benim sevdiğimsin / bu kadar çabuk pes edemezsin. Beni sensizliğe itemezsin koca yürekli adam. Hani tedavin sonrası kentime
Durma ağla.. Ama ben kadar değil..En çok benim gözlerime yakışır yağmur. Şimdi ağlamayı bırak sarıl bana. (D)üşüyorum. Dağılıyorum tesbihin taneleri gibi. Topla sende beni. Bana vaat edilen bıçakları sustur yüreğinle. Vazgeç “ varlığım yetmiyor İsmail “ cümlelerini. Bir dilim nefesinden ver bana / yetinmesini bilirim.Ve bu hayatta bulunduğum
Ben seni bir kelebeğin en narin dalında büyüttüm. Dünya’ya gözlerini yeni açmış bir bebeğin narinliğinde sakladım seni..Biliyorum dönsen karanlığın ayak dibi, yürüsen bir adım sonrası uçurum. Kal öylece..Çıkar kendini kuyulardan. Yetmedi mi kendinle savaşın ? Yetmedi mi kendine zalimce saldırışın ? Korkularınla savaşmaktansa ölmek çare ise vur kendini.
Şimdi bırak içindeki yavan sorguları/ savaşları. Yetmedi mi kendini asmaların ? Yetmedi mi kendini yerden yere vurmaların ? Çok fazla şey istemiyorum senden. Adımın kapladığı yer kadar mutlulukları kendine bağışla ne olur. İki dudağının boşluğuna birkaç umut cümlesini bırak. Hadi adından ötesini hiçlik bildiğim duraklarda ölmeme izin verme.
Küçük sevinçler getir bana. Sevdamızla büyütelim sonra. Umuda kanat çırpsın kanatlarımız. Mutsuzluktan mutluluklar doğuralım. Çirkin gördüklerimizde bile güzellikler bulalım. Unutulmuşluğa ait ne varsa hatırlayalım. Sen biraz ben ol, ben de sen...Mutluluk için kaçak şehirler besleyen nehirlere yataklık edelim. Sonsuzluğa göç edelim. Bir Mayıs sabahına düşsün aşktan çaldıklarımız. Bir
Beni bende öldür. Öldür ki; sende doğayım yeniden. Köklerim sende kalsın. Saçlarından ötesini bilmesin ellerim. Gözlerim ise gözlerinden başka yurt edinmesin.Hadi sevgili. ..Sev beni ..Sev ki bende sonlasın amel defterim.Sev diyorum. Kendinden daha çok sev beni..Eğer ki; ıslak kirpiklerini yüreğimle kurulayamasam dudaklarıma ilmeklediğim fatiha’lar sonum olsun..Seccademe sirayet eden
Seni beklerken nice deli nehirler doğurdum ben...Sensiz nice sabahları katlettim ben...Sen sandığım yıllar devrildi üzerime...Yanıldım...Kanatıldım....Seni beklerken....Nice kelimeleri susturdum ben...Büyüdüm seni beklerken...Irmaklardan süzdüm geçmisimi...Sonra vurdum alnımdan tüm sözcüklerimi....Uykusuzluğumu uyandırdım kaç kez.. Kaç kez sen sandım “mimsiz karanlığı...Senin gülüşlerin diye kaç kez karların üzerine serdim ateşimi..Üşüdüm...Üşüdüm...Kaç kez sorgulandım Filistin sorgularında...
Hadi unuttum ezberimdeki tüm replikleri. Acele et..Güneş doğuyor kirpiklerinin bir adım ötesinden..
Eğildim yüreğinin baş ucuna..Hayatın en gerçek suflesini ver dudaklarıma…Fısılda misk-i amber kokulu mutlulukları kulağıma.Gayri ben SEN’İM…
Gayri ben sana AİT’İM…Düştüm bendeki “benden” …
Şimdilerde bende varolamayan “ beni “. Bundan
Hatırlıyor musun senden önce kör topaldım ben, denizlerinde yürüttün beni. Yarı çıplak gövdeydim ben , yüreğinin sevda gömleğini giydirdin bana.Dilsizdim..Umut cümlelerini doladın dilime..Tanımsızdım bir o kadar hüviyetsiz...Kimliğini “ mevcudiyetime “ adadın sen..Senden önce yoktum.Vardım da yoktum aslında..Ya da sureti “aslına “ teveccüh eden bir adamdım ben. Gölge oyunlardan
Bir anahtar deliğinin ardına gizlenmiş Cenneti, gözlerinin ovalarına seren kelimelerimi arayacaksın yorgun kağıtların suskun nefeslerinde. Bulutsuz düşlerin , yıldızsız gecelerin ardında takılıp rüzgarları avuçlarında çıplak denizleri senin gözlerin için yaktığım satırlarımı özleyeceksin. En çok yüreğine dokunduğum " yüreğimi " özleyeceksin.Yüreğini yıldızlara yaslayıp özlemi demleyeceksin gecenin karanlık çaydanlıklarında..Hasretim büyüyecek damarlarında, duvarlar dilini yutmuşcasına suskunluğun maskesini giyinecek. Beni arayacaksın bensiz cümlelerin sen kokan satırlarında. Bir sigara daha yakacaksın dumanını dağların yüksek yamaçlarına yolladığın. Kesmeyecek bir daha. Küllüklerde öldürdügün sigara izmaritlerinle sönmeyecek hasretim..Seni şimdiden özlediğim gibi sende " beni " özleyeceksin..Her dokunuşumda saçlarına gelincikleri seren ellerimin kücüklügünü arayacaksın avuç içlerinde. Temmuz gecesi sebebsizce üştüğünde titreyen tenine gözlerimi sermemi dileyeceksin. Hasreti kanatıp özleyeceksin..Belki de en çok parmak uçlarının üşümüşlüğüne gözyaşlarımı ateşlere rehin verdiğim gözbebeklerimi özleyeceksin.
Ölümsüz bir aşkın acılarına inat yaşayan bir sevdalı
Hüzünün Mutluluklara Yakalandıgı Yerdeyim
Kelimeleri Süsleyip Satırlarda Gezinmek
Acılarımın arasında kalmış yetim düşlerim beni anlatmaya yetiyor
Hayatın Ta Kendisi
<http://www.siir.gezginler.net >