Soğan Çorbası
Nazım Hikmet, 1951 yılında Dünya Barış Konseyi'nin bir yıl önce kendisine verdiği "Uluslararası Barış Ödülünü" Prag'da düzenlenen bir törenle almış.
Nazım Hikmet, 1951 yılında Dünya Barış Konseyi'nin bir yıl önce kendisine verdiği "Uluslararası Barış Ödülünü" Prag'da düzenlenen bir törenle almış.
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan ve kendisini Kürt, Zaza, Arap, Süryani, vs. olarak tanımlayan herkesi “Türkçe Dil Sınavı”na sokalım. Sınavda başarılı olamayanları Türk vatandaşlığından çıkaralım.
Hürriyet Gazetesinde bu iş Oktay Ekşi ve Bekir Coşkun’a verilmiş. Hükümetin borazanı Star Gazetesinde Halit Kakınç, Akşam Gazetesinde Zülfikar Doğan, Sabah Gazetesinde ise Erdal Şafak görevi üstlenmiş
Adamın biri kedilere pek düşkünmüş. Bir gün koltuğunun altında şirin bir kedi ile dolaşırken kendisini gören dostları, “ niye kediyi koltuğunun altında dolaştırdığını” sormuşlar.
Önceleri “Çanakkale” denildiğinde akla ünlü randevu evi işletmecisi ”Çanakkaleli Melahat” gelirdi. Sonra 1965 yılında Yönetmen Turgut Demirağ “Çanakkale Aslanları” isimli filmi çekti. TSK’nin desteği ile çekilen
Sosyalist kardeşlerimiz, Kurtuluş Savaşının “emperyalistlere” karşı yapıldığını söylerler. Bir bakıma doğrudur. Ancak Kurtuluş Savaşı sırasında yine emperyalist devlet sayılan Fransa ve İtalya’dan savaş malzemesi satın alınmıştır.
Aslında onlara teşekkür borçluyuz!
Çünkü yıllar sonra “Türk “ olduğumuzu hatırlamamıza yardımcı oldular.
Biz akşamları Nadirin kahvesine takılırız. Aslında, takılmak zorundayız demeliydim. Geç kalırsak Nadir eve telefon edip, Daha gelmiyor musun, nargileyi hazırlayayım mı? diye sorar. Böylesine yüzsüz bir kahvecidir...
Haydi yaşlı başlı adamların kalbini kırmayalım diyoruz.
Bırakalım tonton amcalar nostalji yapsın diyoruz.
Zaten kader vurmuş bunlara bir de biz vurmayalım diyoruz.
Çin Halk Cumhuriyetinden gelen davet üzerine, CHP Merkez Yönetim Kurulu adına İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Tanla, 7-13 Temmuz 2004 tarihlerinde Pekin, Kunming ve Şangayda yaptığı incelemelerden sonra bir rapor hazırlamış.
Ukraynada muhalefet lideri Viktor Yuşçenkou destekleyen hareketi, George Sorosun Açık Toplum Enstitüsü'nün organize ettiği gerçeğine sanırım karşı
çıkan kimse yoktur.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, Kırk Haramiler denilen kırk tane eşkıya varmış. Niye otuz dokuz veya kırk bir tane değillermiş? diye sormayın. Ben de bilmiyorum.
Doğan Kitapçılık tarafından bastırılan Soner Yalçının, “Efendi” isimli kitabını bir solukta okudum. Korsan kitapçılarda 8 milyon liraya satılan bu değerli eseri hepinize tavsiye ederim. Tabii siz gidip de benim gibi korsanını almayın! Adam gi
Milan Kundera'nın romanından, yönetmen Philip Kaufman'ın, beyaz perdeye aktardığı bu filmi belki izlemişsinizdir. 1960'ların Çekoslovakya'sında politika ile değil, kadınlar ile ilgilenmeye tercih eden, ünlü bir doktorun hikayesi anlatılır.
İç Savaş sırasında (1861-1865), Kuzeylilerin Güney limanlarını ablukaya almasının sonucu olarak, İngiliz tekstilciler ihtiyaçlarının nerede ise tamamını karşılayan Güney pamuğundan mahrum kaldılar.
Buhar gücü ile hareket eden hızlı gemileri ile, Birlik
Herkesi kör ve alemi de sersem sanıyorlardı.
“Karakolda doğru söyleyip mahkemede şaşan Yaşar” gibi, ABD’nde söz verip, Türkiye’ye gelince “yan çizmeye” kalktılar.
Ama Yankee yemedi!
Nasıl severdik Seni, nasıl özlerdik Seni? Gönlümüzün baş köşesinde tahtın vardı, yüreğimizin şah damarında atardın! Düşüncemizin kıblesi,susuz çöllerde yeşil arzularımızın vahasıydın!
Bunlar daha birinci yıllarını doldurmadan dilenciliğe başladılar!
AK Parti Hükümetine yalakalık etmekle görevli, “Yeni Şafak” isimli gazetede bakınız ne yazıyor:
“Bir vatandaş Başbakan Erdoğan'a gönderdiği mektupta ‘Hükümetin
Rusya Federasyonunda, Sibirya’da, Tomsk bölgesinde, Ob nehri ile Chulym nehirlerinin birleştiği yerin güneyinde yaşarlar. Bu gölge, Altay ve Tuva özerk bölgelerinin, 400 km. kadar kuzeyindedir.
Ona, İnternet’te rastladım... Altaylılara ait sitelerde.
Şimdi, “Altay” dedik ya, İzmir’in meşhur takımı gelir akla. Grigory Gurkin’i de, yeni transfer edilen Rus kaleci sanır bazıları.
Boşverin!
Özgeçmişim sahiden umurunuzda mı?
İzmir
Pek bir özelliği yok.
Henüz yok! Belki ileride...
Eskiden Engin Ardıç'ı beğenirdim.