Hamamın Namusu

Efendim, memleketin birinde namlı bir kulampara varmış.

yazı resimYZ

Efendim, memleketin birinde namlı bir kulampara varmış.

Kulamparamız, methini duyduğu bir hamama gitmiş.

Tabii niyeti yıkanmak değilmiş. Zaten kendisine methedilen de, hamamın yıkanma konusunda değil, başka konudaki ünüymüş...

Bizimki dalmış hamama, derdini hamamcıya çıtlatması ile birlikte yemiş yumruğu burnunun üzerine.

Hamam sahibi, tellaklar ve müşteriler almışlar bizimkini ortalarına, pestili çıkana kadar dövmüşler, haftalarca kendine gelememiş .....

Aradan yıllar geçmiş; adamımız bu sefer sahiden yıkanmak amacı ile yine aynı hamama gitmiş.

İçeri girince şaşırıp kalmış bizimkisi.

Hamam aynı hamam, hamam sahibi, hatta tellaklar bile aynıymış ama içerisi tam bir rezaletmiş!

Tabi bu “rezalet” lafı bizler için geçerli. Yoksa bizimkinin yıllar önce bulduğu gibi değil, umduğu gibiymiş hamamımız....

Bizimkisi geçmişteki olayı hatırlatıp yıllar önce yediği dayağın sebebini sormuş hamam sahibine.

Hamam sahibi:

“Bizim hamam aslında her gün böyledir. Ama yılda bir defa, malum sebepten hamama gelen bir müşteriyi, hep beraber dövüp, ‘hamamın namusunu kurtarırız’ beyim. Şansınız yokmuş ki sıra geçen sefer size denk geldi!” demiş.

TBMM'de yapılan yemin töreninde, Siirt bağımsız milletvekili Fadıl Akgündüz'ü protesto eden milletvekillerimizi görünce bu hikaye aklıma geliverdi.

Bunlar da TBMM’nin namusunu kurtarmış oldular(!)

Can Macit

Başa Dön