Yusuf ile Züleyha

Bin yıllar sonra o güzel anlatısıyla Nazım anlatacaktı dizelerinde Yusuf ile Züleyha’yı, saklayıp Tahir ile Zühre’nin satır aralarına… “hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.” \*\*\* Zindanda ne ola ki?

yazı resim

“Kenan yüzlü bir çocuk mu yanardı içinde Züleyha

Bir çocuk muydu yakan tenini,

Ruhunu…

Bu neyin sancısıydı?

Bu neyin acısıydı?

Nil akardı gözlerinden Züleyha…

Bu ne menem sevdaydı?”

Kim derdi ki bu çocuk

/Güzelliği Kenan’a bedel

Kenan kadar güzel

Kenan yüzlü…Yusuf/

Bir gün gözü olacakta babanın, on – bir - kardeş ona gölge…

Ama güneş kesmeyeninden…

Ama zindan

Ama zulüm

Ama kuyu…Ama kin…Ama öfke…

/Bir öfke ki ; görmeyen,aman dinlemeyen…Ama…/

Yusuf…cuk

Sen kuyular harcısın…

Böyle verildi ferman

Katli kardeş elinden…

Arkada bir Kenan kenti ufalır… uzaklaştıkça

On kardeş, bir Yusuf…

/Evde kalan - Elde kalan Bünyamin…Bünyamin ; Kenan’ın öteki yüzü/

Bir güneş döner durur alıcı kuşlar gibi

Sarı

Sıcakça…

Gerdi yayı abisi...

Bıraktı oku...

Ceylan koştu koş Yusuf

Ceylan koşulu Yusuf soluk soluğa

Ceylan düştü

Gözlerine baktı

Yusuf küstü…

Ufacık bir Yusuf kalbi iki damla yaş olup ellerine döküldü

Ufacık bir ceylan kalbi…

Gömleğine sar Yusuf…

Su çek Yusuf kuyudan

Ellerimiz kana bulaşacak

...............Birazdan…

...

"Umut taşır / olacaklardan bi haber / bir kervancı

Ömür taşır,

Hayat taşır…

Bir deli Züleyha kalbi

Bir deli sevda taşır

Saray,saltanat taşır…

Dayan Yusuf’cuk dayan

Dayan Züleyha dayan…"

Bir serinlik

Bir rüzgar

Kuyu düşer başından aşağı

Gittikçe kara…

Kuyulara düşer Yusuf…

Hangi hainin eli Yusuf’um?

Sırtında kimin izi?

Kuyular senin harcın

Su

Aydınlık…

Sabrındır kahrını çeviren bala

Tevekkül…

Bir parça mavi, bakışının ufkunda

Birkaç dal hurma…

Kim var?

Ne var başka?

Kimsen yok…hiç kimsen senin

Ve hiçbir şeyin…

Bağırsan çare mi ki?

Duymaz ki Yakub

Duymaz Bünyamin

Sus Yusuf…

Tevekkül…

İçi burkuldu Yakub ‘un

“Bilirim” dedi…

“Bilirim sizi

ne kadar kurtarmak istediğinizi

kardeşinizi ”…

Uyan Kenan kenti uyan…

“Ey bulutlar bulutlar”

Uyan Bünyamin uyan

Kenan yüzlü Yusuf’un

Yusuf yüzlü kardeşi…

Gül yüzlü can’andan yadigar kalan

On kurt senin kardeşini yedi…

***

“Bu ne çağdır ki rab?

kardeşin kardeşi yaktığı gündür

bu ne hasettir?”

“Yusuf’u yedi kurtlar…”

***

Umut taşır bir kervancı

Ömür taşır,

Hayat taşır…

Bir deli Züleyha kalbi

Bir deli sevda taşır

Saray,saltanat taşır…

Dayan Yusuf’cuk dayan

Dayan Züleyha dayan…

“Geç gelen sevilerin Haram,yasak,günah olarak kalışları dır güzel olan…Belki de en güzel…Dokunulmasın hiç, hiç efsun bitmesin…”

***

“Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil

Mana ta'n eyleyen gâfil seni görgeç utanmaz mı”

Fuzuli

Bir Yusuf kuyu dibinde

Bir Yusuf yarı çıplak

Bir Yusuf kan revan

Birkaç gümüş dinar paha biçildi…

Yola revansın Yusuf

Seni bekler Kahire / Züleyha…

Gün doğdu güzelleşti

Gün battı güzelleşti

Kervanın getirdiği en güzel mal…

Her olan sabahta

Altına dönüştü gümüş dinarlar

Sevindi köle taciri…

***

“Kahire Kahire olalı görmedi böyle civan

Bir köle çıkmış mezata

Ay yüzlü

Umman gözlü

Sesine kuşlar konan…”

***

“Ağırlığınca” dedi bir kadın…

“Ağırlığınca altın”

Elini havaya kaldırdı tacir,

Ağzını açtı…

Eli gevşedi Azz’ın elinde Züleyha’nın

Gözleri mahzun…

Gün battı gün orta vakti

Bir kara

Bir kış

Bir buzul

/ O şehir ki soğuk nedir bilmezdi /

***

“Sana bir oğul” dedi Azz…

“İstermisin Züleyha?”

Mevsim değişti

İlk bahar oldu

Su yürüdü köklerine

Züleyha çiçeğinin

“İki deve yükü” diye bağırdı

***

“Sattım…İki deve yükü altına

Azz’ın hanımına”

Paha verdi özgürlüğünü Yusuf’un tacir

Ucuza aldı Züleyha…

***

Özgürlüğün mü Yusuf

Bu alınıp satılan

Yoksa esaretin mi?

***

Başını kaldırdı hanıma baktı

Bir güneş / Bir Züleyha

Titremelerde çerağ gibi bir çift yürek…

Birde adama baktı

/Kardeşlerinin ihanetine,

Ömrünü öpüp geçen ölüme,

Köleliğine…

Kırılan zincirlerine baktı/

Ve…Utandı hanıma baktığından…

Dilekler diledi;

“Tanrım…Dokunmayayım…Dokunamayayım

Günahım,

Yasağım,

Haramım olsun”

***

-Gel Yusuf

-Haram

-Sen yıllardır beklediğim

-Günah

-Al beni

-Azz ; seni benden daha fazla sevendir…

-Zindanlarda kal Yusuf!!!

***

Bin yıllar sonra o güzel anlatısıyla Nazım anlatacaktı dizelerinde Yusuf ile Züleyha’yı, saklayıp Tahir ile Zühre’nin satır aralarına…

“hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.”

***

Zindanda ne ola ki?

***

Sevdası onuruydu Yusuf'un,özgürlüğü ve ihanet bilmezliği idi...Bu yüzden değilmidir tarih içinde yeni baştan Yusuf'lar doğar ; Mecnun-Kerem-Ferhat-Tahir-Mem-Romeo...

Yaşayan sevdalar değil,belkide onurlu duruşlarıdır sevenlerin...

Onlarda eremedi muratlarına,mutlu biten tüm hikayelerin inadına…

Asi ve Mavi 36

Başa Dön