İlk sensizliğe mahkum ettiğimde kendimi
Sevgili ülkem
Bir şartlı salıverme öyküsüyle
Düşeceğimi biliyordum kollarına
Kolların aynı anne sıcaklığıyla sarıyorken bedenimi
Duvarlarına yazılan yazıların
Soluklaşmış renkleriyle
Canlanmıştı yüzüm
Sokaklarına it yürümüşken günün her saati
Kedilerin dolaştığı çöp kovalarına
Doluşuverdi düşünsel fikirlerim
Bir sensizlik daha yaşamak adına
Safran sarısı güneşi dağlar ardında doğuran
genç şairlerle yollara düştüm
doğurabilmek adına
yalnızlığın aşk ile yoğrulmuşluğunu
şiirsel tasvirlerle ifade edip yalnızlık denen
fikirsel bütünlüğü
şartlı bir salıvermeyle giriverdim
döngüsel tekliğime
ve
bir şartlı salıvermenin
ihlal edilmiş kurallarıyla
kelepçelendi çoğulluğum
yeni bir şartlı salıverilmiş yalnızlığa varana kadar
mahkum oluverdi
karanlığım…