Saklambaç Faciası

yazı resim

SAKLAMBAÇ FACİASI

Bir çarmıh, beton çivileri ve küçük mırıltılar eşliğinde gerilmek iyice,
Okyanusun bitiminde gördüğün veya bir yosunun içinde gördüğün
Kalbinin ortasında gördüğün, içine gömdüğün bütün iyimser adamların aklında
Bütün kötümser adamların ruhundayken sen…
Ben bir ip cambazı heyecanıyla yürüdüğün kasvetli bir kabusun tam ortasında zafer şarkıları kadar anlamlı mı şimdi mağlubiyet şarkıları?
Üç sokak ötede gördüğün turiste yol tarif eder gibi
Bütün meridyenlerin ilerisinde belki ekvatorda bağdaş kurup beklerken
Bütün yolların yolsuzluğa çıkışı, sobaya odun atan yoksul kadarken..
Acıların elektriğini kesen görevliler kadar
Hepimizin kuyusunda dipsizliğin dibini araştıran arkeologlar kadar
Yüreğin suyunu kesenler kadar
Kabuslarımın izmaritlerini söndürene kadar
Kaçışımın cesaretinden ürkene kadar
Aklımın çöplerini toplayan kapıcılar kadar,
Şimdi dileğim bu işte:
Biraz daha çarmıh getirin, biraz daha seyirci
Elleri ağızlarında endişeli, birkaç çivi belki
Ellerimi gerin biraz daha kanasın avuç içlerim
Hiç kaşınmadığından zaten, kanasın biraz daha
Misyonerler kadar gereksiz eylemlerinde yalnızlığın
Terkedilmiş bir sokak itinin susmuş olması kadar zor
Mart ayında dişisini arayan bir kedi kadar yorgun
Yüzümü ellerinin arasına alan bir aşk gibi imkansız,
Sağa sap
Yüz metre git
Ve sola sap
Sözler aynı
Kelimeler farklı
Acılar aynı
Görünüş farklı
Terk ederken ıstıraplı kollarında herhangi bir canlı
Eşsesler boğarken dilimiz kuruyana dek
Kurutana dek ellerimizi gözlerimizi kısıp
Biraz daha güvenilmez olana dek
Güvensizce ölene dek
Tesadüfen kazanana dek biraz daha yürüyelim mi?
İlk sokaktan sola elli metre daha git ve ilk tabelayı oku bana şimdi
Bir buhran geçiren insan gibi düşün sonunu ve sonsuzluğunu
İçinde barındırdığın kopukluğunu, dışa vuramadığın korkunu,
Belki ip atlayan bir çocuk gibiyken, sümüklü-sidikli günlerden kalma
Okyanusun bittiği yerde başlayan kara parçaları gibi
Saklambaç oynayan bir çocuk gibi
Bulunduğunda sinirinden ağlayan, öyle sakla ki şimdi sen beni
Hiç bulunamadan, oyun bitse bile ortaya çıkmayan, saatler ölene dek,
Dakikalar saniyelerin altına inene dek
Fiziğimin kuralları değişene dek
Gözbebeklerim rengini yitirene dek
Öyle sakla işte
Kendimi bile göremediğim bir karanlıkta savurganlaştır tüm bonkörlüğümle feda ederek ruhumu
SAKLAMBAÇ FACİASI diye yazılırken manşetlere
Ölümün cesur olduğu günün birinde adamın birinin yürümeyi unuttuğu,
Çivilerin avuç içlerinin anlamını gördüğü günlerin birinde
Hepimiz kadar küçük
Çoğumuz kadar sönük
Görüntümüzün yanlışlığında süzerken etrafı
Süzülürken günden güne
Toplu iğneden geçecek bir ip kadar süzülürken
Tenimiz kararırken güneşte,
Şimdi biraz daha ilerleyelim mi?
Sağa sap
Önce sola bir bak
Denemeye değmez
Deneyerek ölürken
Ölmeye bile değmez
Sanki tarlaydı bu yollar eskiden belki altında mezarlar kurtuluş günlerinden kalma
Ufak çaplı bir katliam hala saklambaçların oyun olduğu zamanlarda
Yaşamanın marifet olduğu zamanlarda
Ölmenin aşağılandığı zamanlarda
Ölümün aşağılandığı zamanlarda
Şimdi olduğu gibi saçmaladığım zamanlarda
Berbat zamanlarda
Çığlıklar atarak, yalvararak, aldanarak kaybolduğum zamanlarda
Benden nefret edip benimle olunan zamanlarda
Adımız gerçek değil
Yaşımız uydurmaca
Oysa hala dilemekteyim biraz daha çivi getirmenizi
Sert olsun çekicinizde varsa eğer beton çivisi ve çekiç
En iyisi bir alet kutusu aslında daha iyimser gerilmek için çarmıha
Avuçlarım kanarken gülümsemek için şansıma
Kapımı çalan herhangi biri kapıyı açmayan bir borçlu gibi
Şaşırmamak için şaşıran bir karabasan gibi

En iyisi bir alet kutusu aslında
İçinde çivi
Çekiç
Düş
Kabus
Olmayan hayal
İçki
Sığarsa bir ayyaş
Biraz muhabbet konusu
Bir çarmıh
Bir tutam aşk
Şarap için elma

Gerilirken çarmıha
Şiir okuyacak herhangi biri yeterli şimdi,
Sığarsa kutuya sığmayan şeyler için bir kamyon tutmalı belki de
Gererken çarmıha sol elinde çekiç çiviyi tuttururken avuç içime
Gözlerim nemlense ufaktan, iç çeksem
Kulağıma üzgünüm diye fısıldasan
Gülümsesem biraz daha
Açsam ağzımı
Önce bir kahkaha
Ve vursan çekiçle
Önce bir kahkaha
Sonra ……………..

Başa Dön