Oda - Zaatüre -

yazı resim

bir oda dolusu yağmurun var senin
çoğu içine yağmış,
ödem yapmış,
ve şiştikçe suları sıkışmış ve taşmış,
ruhunu sel almış..
tedavi hakkını kullanmak istememiş,
ve kendi yanlızlık sınırlarının sularında
nefessiz kalmış..
ıslanırken ıskaladığın saatler gibi,
bir yer de takılmış, sonra geri alınamamış,
seni de kendiyle birlikte geri de bırakmış,
akrebi kimseyi sokmaya cesaret edememiş..
hiç açılmak istemeyen bir şemsiyen var senin,
ne kadar şiddetli yağsa da sessizlik,
odana dar gelen..
ve ne kadar şimşekli olsa da kafatasın
ürkütücü bir çoğulluğa bürünürmüş birden yalnızlığın
ve üşüyerek buruşurmuş o sırada organların,
ütülenemeyen burukların..
açılsa da şemsiyen,
hiç korunamadığın yağmurların var senin..
acı dolu, giz dolu, iz dolu, harf dolu,
taş dolu yağan doluların
ve hiç doğrulayamadığın yalanların..

bir oda dolusu gözyasin var senin
Bir kuvet dolusu göz yagmuru..
Dizinin uzerinde birikinti yapmis en cok
Kurulamaya calismamis kimse
Her gece kendi kuvetinde bogulmussun
Her gece kendi dizinin kuyusuna düsüp durmussun..
Düstügün her kuyuda yeni bir senle karsilasmissin
Belkide yeni bir sensizlikle..
Kurumus hayatlarinla,
kurumus asklarla
ve kurumus hayaletlerle sIkIsmis bir dünyayla..
içine akan kisimlari bulanti yapmis
kin ve kan karismis sanci yapmıs..
sirf bu yüzden,
yüzünü yikamana hiç gerek olmazmis sabahlari..

içinde denizi olan bir odan var senin
her gece karanlik sularinda yüzdügün,
yüzdükçe kendine acildigin,
yüzdükçe üşüdüğün ve uyuştuğunu hissettiğin..
kendine dogru açıldigin kanli sular..
her gece bulanik dalgalariyla bogustugun
her gece içinde kendi kendini bogdugun,
sonra su yüzüne geri çıkıp
suni teneffüs yardimiyla soludugun
ama tekrar içine dalmak için riskli bahaneler aradigin
ve sonra tekrar boguldugun bir deniz..
dibine çökmüs asklar, yikilmis duvarlar,
ve sokaktan toplayip getirdigin insan parçaçiklari..
hiçbirinin yüzünde ölü ifadesi yok!
Hiçbirinin kan grubu yok!
Dibinde dipsiz bir dipsomaniden kalanlar,
Çıkarıp atılan yüzler, buruşturulan gelecekler
Soyunulmuş deriler ve delilikler...
Hep daha derinine dalmak istedigin bir deniz var odanda
Derine indikçe derinin delindigi buz gibi sular..
Derine indikçe karşılaştığın isimsiz yüzler,
Kimliksiz yaralar ve üzeri sessizce örtülmüs asklar..
Öyle derin ki suyun üzerinden bakinca görünmüyor
Oysa en dibinde bir ceset uzaniyor..
Denizaltinin en ücra kösesine özenle kilitlenmis
Ve odanin anahtari gibi tipki
yok edilmis tabutun anahtari..
çürümeye bırakilmis kalbi,
çürümeye bırakılmıs ruhunun kumdan kaleleri
ve siyah yosunlara terk edilmiş diri bedeni..
sırf bu yüzden bazen,
dibinde bogulmaktan korktugun bir denizin var ..
çikarmak için ordan kendini
en dibine dalmak zorunda oldugun,
nefesinin hiç yetemeyecegini sandigin...
yine de patlatana kadar cigerlerini,
erismek zorunda hissettigin..
kurtarmak için benligini
daldirip ellerini senden içeri,
su yüzüne çekmek zorunda oldugun..

Başa Dön