mülksüzlüğümün hançeri turnalar
dalgalarımı arasa katıyorum deli yiv oluyor hasret
mektuplara dolduruyorum yüreklerinizi
kapatıyor kulaklarını yaşamın gardiyanı cep telefonları
çavdarların soy ümidi polenleri sürüyorum gözlerinize
ardıçların tavşan otlarının ve yarpuzların cemaatinde
anısına papatya dikip ğüzelliğini aşka ve hayata gömüyorum
ve toprağa oturup devrettiğin suyu ve şekeri öpüyorum
mülksüzlüğümün hançeri turnalar
hangi mevsimdeyse sesiniz
bir sibirya çığı soluğuyla içiyorum