Lale'ye İtafen

dönüşü olmayan basamaklar

yazı resim

İlk ayıydı sonbaharın,yapraklar vedalaşırken ağaçlarla gökyüzünde son anlarını yaşayan bir melek vur emriyle iniyordu hayatın tam ortasına...Akıntıya karşı kürek çekenlere bir yenisi daha ekleniyordu.Ve büyüdükçe güçleniyordu akıntının şiddeti,gel-gitler çadır kuruyordu limanın kıyısına.Emekleyerek etrafında dolandığı hayat merdivenlerinden teker teker çıkmaya başlıyordu artık,her basamakta bu oyunun bir perdesi saklıydı ve herkes gibi bir önceki basamağa dönme şansı yoktu.Bazen dönüp bakmakla yetiniyordu;ilk basamakta çocukluğu duruyordu,oyuncaklarıyla oynadığı,annesinin göğsünde derin uykulara daldığı...Bir diğerinde mavi önlükten,gri eteğine,bordo formasına kadar giyindiği sırtında çantasıyla okul günleri...Günlerin ağır ağır geçtiğini düşünürken çok yol katetmişti oysa.Sahil kıyısında;üstelik sevdiklerinden uzak geçen,kocaman görünen oysaki küçücük üniversite yılları yanıbaşındaki basamakta duruyordu,uzanıyordu fakat ne dokunabiliyordu ne de dönebiliyordu.İnsan büyüdükçe,dalgaların az olduğu küçüklüğünü özlüyordu aslında.Durmak bilmeyen hayatla birlikte büyüyordu,bazen kaybediyordu bazen feda etmek zorunda kalıyordu sevdiği şeyleri ama insan bu merdivenlerde yanında götüremiyordu en büyük sevinçlerini.Kırılırken yüreğin camları esen rüzgarla,değişiyordu odalar,bazense sığınıyordu insan arkasına bakınca kapısız odalara...Gök gürlerken uyanıyordu geceleri korkuyla,pencerenin önündeki ay ışığıyla izliyordu yağmuru usulca.Geçiyordu günler gidenlere gelenler ekleniyordu,uçsuz bucaksız bu merdivende bir basamak daha çıkma vakti gelmişti ve her adım yeni bir kapıya açılıyordu;yeni bir perdeye...Gidenlerle gelenlerin muhasebesinin yapıldığı,bir yanı çarşaf gibi,bir yanı dev dalgalarla boğuşan hayat denizinde....

Başa Dön